Belki önemsiz bir detay…
Belki kimsenin dönüp bakmayacağı kadar küçük bir sahnedir.
Ama hayat çoğu zaman bize en büyük dersleri, işte böyle kimsenin önemsemediği küçük anlarda verir.
Sinek çaya düşünce çay içilmez değil mi?
Sinek de artık yaşamıyor zaten.
Ve çay…
O da çöpe gitti.
Yani çay içilemedi, sinek ölmüş, çay da dökülmüş.
Üçü de kaybetti anlayacağınız.
Üçü de bu hikâyenin sonunda yok oldu.
Kimse kazanmadı.
Kimse galip çıkmadı.
Hayat da bazen böyledir işte.
Bir anlık öfke, bir anlık parlama, bir anlık fevri davranış, bir anlık dikkatsizlik veya sürekli arz eden inat, ne derseniz deyin veya bir rüzgârın savurduğu küçücük tesadüf, ya da yapmadığımız bir tercih…
Bir bakmışsın; sen kaybetmişsin, karşındaki kaybetmiş, hatta uğruna çırpındığın her şey bile bir anda kaybolup gitmiş.
Ortada ne bir zafer vardır ne bir alkış ne de bir kazanan…
Bazen öyle anlar olur ki, kimse mutlu kalkmaz o masadan.
Herkes biraz eksilir.
Herkes biraz kırılır.
Herkes biraz susar.
Ve aslında herkes, kendince kaybeder.
Çay gibi…
Sinek gibi…
Biz insanoğlu olarak da bazen hayatın büyük çöp kovasının dibine doğru savrulduğumuzu hissederiz.
“Ne oldu da böyle oldu?” diye sorarız kendi kendimize.
Cevabı çoğu zaman yoktur.
Bazen bir şey olur.
Bazen hiçbir şey olmaz.
Ama sonuç değişmez,
Kaybederiz körü körüne.
Bir inat uğruna
Fakat bir gerçek daha var,
Her kayıp, kendi içinde bir uyarıdır.
Bir çınlama…
Bir tokat…
Bir fısıltı…
“Dikkat et” der bize hayat.
Her şey bir anda değişebilir.
Tutunduğun şeyler bir anda yok olabilir.
Ve bazen, kayıpların kimseyi kazanana dönüştürmeyebilir.
İşte o yüzden;
Her ilişkiye, her gönle, her emeğe, her an’a biraz daha özen gösterilmesi gerekmez mi?
Sıradan sandığımız bir çay bile, kendi içinde minik bir dünyayı, koskoca bir evreni taşır.
Düşürdüğümüz, kıymet vermediğimiz, fark etmediğimiz şeylerin de bir ruhu vardır.
Ve bazen bir sineğin kaderi, bizim kaderimize küçük bir ayna tutar.
Bugün çay çöpe gitti.
Sinek öldü.
Ben içmeden kalktım masadan gibi kıssadan hissede olduğu gbi.
Ve şunu düşünmeliyiz çoğu zaman
Hayatta herkesin kaybettiği anlar vardır.
Bu, dünyanın sonu değildir elbet.
Ama dünyanın bize attığı ufak bir imzadır.
Daha dikkatli yaşa.
Daha özenli sev.
Daha kıymet bil.
Ve unutma… kaybetmek, bazen baştan başlamanın kapısını aralar.
Çayın içine düşen o sinek…
Belki de bugün hepimize hayatın en net cümlesini kurdurmuş olacak.
Bazen herkes kaybeder.
Mesele, bundan sonra neyi kazanmak için ayağa kalktığınızdır.