Yomra’nın Kaşüstü Beldesi’nin (2013 Büyükşehir yasası sonrası Mahalle), Trabzon’un Çankaya’sı olarak anılması öyle kolay başarılmış değildir. Kaşüstü’nün böylesine gelişmesinin iki önemli ismi vardır.

1994 seçimlerinde üstadımız, abimiz rahmetli Salih Çamoğlu, Mustafa Çam’ı Kaşüstü Belediye Başkan adayı (DYP) göstertti. Seçimi az farkla ANAP adayı Bekir Özer kazandı.

Bir dönem sonra 1999 seçimlerinde Mustafa Çam, başkan seçildi.

Şana, birkaç kahvesi, kapanmış Ziraat Okulu ve Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü ile sakin bir belde idi.

Önce, Dünya Ticaret Merkez’ine yer tahsisi yapıldı, Yeni Adliye konusunda Bakanlık arsa arayınca Başkan Mustafa Çam tüm fedakarlıkları yaptı ve arsa oluşturdu.

Çam, müsteşarlığı döneminde Prof. Dr. Nihat Tosun’a belediyeye ait vakıf arazisini gösterdi, o bölgeye hastane yapılmasını talep etti.

Nihat hoca, ‘Tamam da yolu nasıl olacak’ deyince Mustafa Çam, ‘Hastaneyi yapalım yolu da yaparız’ cevabını verdi.

Hastane yapıldı, yol çift gidiş çift geliş olacaktı ama gidiş geliş olarak yapılabildi

Kaşüstü’ne Adliye ve Hastane gelince lüks konuklar yapıldı, arsalar değerlendi.

Trabzon bir anda batıya değil de doğuya döndü. İş dünyası yatırımlarını otellerle güçlendirdi, markalar geldi.

Marka firmalar Kaşüstü’ne yoğunlaşınca, Körfez Ülkelerinden gelen turistler buradaki oteller ve kahvaltılara bayıldılar.

Turistlerin önemli bir kısmının rotası sabah Kaşüstü’nde kahvaltı yapmak, sonrasında Zigana, Hıdırnebi, Uzungöl, Arsin Yanbolu-At çiftliğine çıkıp akşam saatlerinde meydana dönerek eğlenerek tekrar otellerine dönmek.

Elit insanların oturduğu villa kentlerin yanında bu tür bir ticaret Kaşüstü’nün taşını toprağını altın yaptı.

Maalesef, bunun temelini atan Rahmetli Salih Çamoğlu ve hastalıkla mücadele eden Başkan Mustafa Çam erken unutuldu!

Geçen hafta yazdım, atlayanlar vardır, Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu’nu Akçaabat Demirkapı köyünde toprağa verdik. Gazeteciler Cemiyetinden arayan arkadaş, ‘Ahmet Şefik’i orada bırakmayın’ demedi! ‘Tabutun üzerine attığımız flamayı getirmeyi unutmayın! dedi.

Türkiye’de insan yaşadığı kadar değerlidir.

Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili ‘Hangi hasta dağ başına gider! deniyordu.

Devasa hastane şimdi Trabzon’un her yanına büyük hizmet veriyor.

Boş yer yok.

Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Başhekimi Prof. Dr. Hasan Rıza Aydın ile Başhekim Yardımcısı Opr. Dr. Şaban Uysal’ı ziyaret ettik.

Önceden yaz sezonunda hastanede yataklar boş olurdu.

Şimdi yaz kış hastane full.

Sebebi, özel hastanelerdeki fiyatlar yükseldi, ikincisi deprem ihtimali artınca Marmara Bölgesinden dönüşler yine başladı.

Of Devlet Hastanesinde bölgeye 12 yıl hizmet veren başhekim Şaban Uysal’ın gelişi hastanede de yankılanmış.

Hasta ve hasta yakınlarını memnuniyetine yönelik bir çalışma yöntemi vardır

Aldığı sorumluluklarla bunu Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesinde de devam ettiriyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 23 yıldır iktidarda tutan en önemli hizmetlerinden biri de sağlıkta yapılan dönüşümdür.

Ranza sisteminden oda sistemine, oda sisteminden televizyon ve duş-lavabolu sisteme, doktor seçme özgürlüğüne kadar muhteşem bir çalışma var.

Çoğu kez yazmışımdır ama bir kez daha tekrar edeyim.

Bu dönüşümün mimarları Prof. Dr. Recep Akdağ, Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Prof. Dr. Nihat Tosun, Prof. Dr. Cevdet Erdöl, ve Prof. Dr. Necdet Ünivar’dır.

Bugün Trabzon ve Rize’nin evladı, Prof. Dr. Kemal Memişoğlu da bayrağı taşımaktadır.

Ve o da insan odaklı, erken tanı erken tedavi sistemini daha geliştirmek için gayret gösteriyor. Başarılar.