Her yeni güne, bir kadının daha susturulduğu, hayattan koparıldığı haberiyle uyanıyoruz. 2025’e geldik ama bu kara tablo hâlâ değişmedi. Bir ülkenin yüreği böylesine ağır bir acıya nasıl bu kadar alışabilir? Sanki şiddetin rengi soldu, sesi kısıldı; sosyal medyanın akışında birkaç saatlik bir gündem olup sonra görünmezliğe gömülüyor.
Oysa bu kadınların her biri bir insan. Bir anne, bir kız kardeş, bir evlat, bir hayal, bir gelecek…
Kadına yönelik şiddet bugün sadece bireysel bir öfkenin patlaması değil; toplumun bir yansıması, kültürel bir mirasın karanlık bir devamı, suskunluğun, görmezden gelmenin ve “aile içidir, bize ne” diyen anlayışın ürünüdür. Ve 2025’te hâlâ bu cümlenin kullanılıyor olmasından utanıyor olmalıyız. Çünkü her suskunluk, bir sonraki acıya zemin hazırlıyor.
Bugün bir kadın, evinde kendini güvende hissedemiyor. Sokakta tedirgin yürüyor. Mahkemede hakkını arayınca, insanların kendisine inanmasını bekliyor.
Bir erkek “kıskandım, sinirlendim, pişman oldum” dediğinde veya duruşmada takım elbise giydiğinde sanki suç hafifliyormuş gibi muamele görüyor.
Peki bir kadın öldürüldüğünde kim pişman oluyor?
Kim geri dönüyor?
Kim tamamlanıyor?
Ve biz bu sorularla yaşamaya alışıyoruz. İşte en büyük tehlike budur.
Şiddetin normalleşmesi, toplumun sessizce çürüyüşüdür. Oysa durum ortada: Kadınlar korunmayı değil, korunmaya ihtiyaç duymadıkları bir ülkeyi hak ediyor. Artık yasal mekanizmalar hızlanmalı, cezalar caydırıcı olmalı, Sığınma evlerinin kapasitesi artırılmalı. 2025’te hâlâ kadının güvenliğini bir bürokrasi yarışına teslim edemeyiz.
Her ne kadar asıl sorulması gereken soru,” neden hâlâ koruma yeterli değil?” olsa da; unutmayalım ki KADES (Kadın Destek Uygulaması) yani -“tek tuşla yardım hattı”- bugün hâlâ bir seçenektir. 2018’de büyük bir emekle KADES’i uygulamaya koyan önceki dönem İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu liderliğindeki devlet mekanizması sayesinde KADES; kadına şiddet karşısında elini taşın altına koyan her birey ve kurum için bir sorumluluk çağrısıdır.
KADES; kadına yönelik şiddette caydırıcılığı artıran ve güven duygusunu pekiştiren, en önemli hizmetlerden biri olmuştur. Birçok uluslararası ödül ile başarıları tescillenmiş, Kadına yönelik şiddete karşı tek bir dokunuşla ulaşan en hızlı destek uygulamasıdır. Kadınlar Tedbir için, ihtiyaç duyduğu anda sesini duyurmak için KADES uygulamasını indirmeli.!
Kadına şiddet Eğitim sisteminde, müfredatın alt satırlarına sıkıştırılmış bir dipnot değil; zihniyet dönüşümünün başlangıcı olmalı.
Çünkü kadına şiddet, sadece kadın meselesi değildir.
Bir hukuk meselesidir.
Bir insanlık meselesidir.
Bir ülkenin aynasıdır.
Kadınların yok sayıldığı bir toplum, aslında kendi geleceğini yok sayar.
Her öldürülen kadın, bir toplumun geleceğinden çalınmış bir ışıktır.
Her şiddete uğrayan kadın, hepimize bir şey sorar:
“Ben yalnız bırakıldım, peki ya sizin vicdanınız nerede?”
Bir ülke, kadınların sesini duyduğu kadar güçlüdür.
Ve biz bu sesi yükseltmezsek, bir gün o ses tamamen kaybolacak.
Bu yazı ile bir çağrı yapalım:
Bir kadın daha eksilmesin diye, hepimizin yapacak bir şeyi var.
Kadınların yanında durun,
Sesleri olamayanların sesi olun,
Şiddete karşı durmayı bir refleks hâline getirin.
Çünkü bir kadının sessizliği, bir toplumun çığlığıdır.
Ve o çığlığı duymazdan gelmek, hepimizin utancıdır.