Şair ve yazar A. Coşkun Hirik, 53 bölümde 57 yıllık bir ömrün muhasebesini yapıyor.
bölümünde büyük bir hevesle aldığı, ayağını vuran yeni iskarpinlerini; 4. bölümünde pazarda ayran satarak kazandığı parayla aldığı bisikletinin hikâyesini; 5. bölümünde gazete okuma ve yazma hevesini, amcasının Almanya'dan kendisine hediye olarak getirdiği daktiloyu; 6. bölümünde kardeşi Serkan'ın Kur'an Kursu hocasından yediği okkalı dayağın kendisinde yarattığı travmayı; 7. bölümünde Gazi Üniversitesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okumak için gittiği Ankara'daki üniversite yıllarını ve yazmaya merak sarışını; 8. bölümünde Ankara'da düzenlenen Gümüşhanelilere dair birlik beraberlik gecesinin sunuculuğunu yaptığını ve o gecede ta lisede sevdiği ve şiirler yazdığı kızla karşılaşmasını; 9. bölümünde o zamanki Gümüşhaneli Adalet Bakanı Oltan Sungurlu vasıtasıyla Ankara'da şair Mehmet Çınarlı'yla tanışmasını, Gümüşhane'nin en uzun soluklu gazetelerinden biri olan Kuşakkaya gazetesinde yazılar yazmaya başlayışını; 10. bölümünde Kelkit'te mezun olduğu lisede vekil öğretmen olarak çalışmaya başlayışını; 11. bölümünde "Geçmişte ve Günümüzde Gümüşhane" adlı sempozyuma bir bildiriyle katılışını; 12. bölümünde TRT'de yayımlanan "Gençliğin Sesi" adlı bir programa katılıp kendisini tanıtmasını; 13. bölümünde askerliğini yapmak üzere Ankara'ya Polatlı Topçu Okulu'ndaki askerî birliğine gidişini; 14. bölümünde Kastamonu'nun İnebolu ilçesi Gemiciler İlköğretim Okulu'nda Türkçe branşında asker öğretmen olarak görev yapmaya başlamasını; 15. bölümünde zamanın Kelkit Belediye Başkanı Adnan Aktaş'ın ölümü üzerine Kastamonu'dan kasabaya dönüşünü ve cenazeye katılışını; 16. bölümünde yazar, babasının kasabada fırını arkadaşından pahalıya alışını; 17. bölümünde Mustafa Karaman adlı bir avukatla tanışmasını ve ondan etkilenmesini; 18. bölümünde kasabada geçirdiği motosiklet kazasını, Kelkit Belediyesi adına bir gazete çıkarışını; 19. bölümünde nişanlılık günlerini, 20. bölümünde arabasına Cemalettin Kaplan'ın adamlarının çarpıp kaçmasını; 21. bölümünde "Kınalı Kuzu" adını verdikleri inekle geçen köy günlerini; 22. bölümünde gazetecilerle yaptığı Sadak Köyü gezisini; 23. bölümünde Kelkit Belediye Başkanı Rüknettin Karaman'la birlikte gerçekleştirdiği bir iftar ziyaretini; 24. bölümünde babasına köyde kerpiçten bir ahır yapmalarını; 25. bölümünde kasabada sahneledikleri bir tiyatronun hikâyesini; 26. bölümünde Ahmet adlı bir arkadaşının vefasızlığını; 27. bölümünde kanser hastası olan anneannesiyle olan hatıralarını; 28. bölümünde minik kızıyla olan anılarını; 29. bölümünde İstanbul'daki kardeşi Serkan'ın yanına gidişini; 30. bölümünde Volkan Konak'la ilgili bir festival hatırasını; 31. bölümünde yoksul bir kızın okulu bırakma öyküsünü ve belediye olarak ona yardım edişlerini; 32. bölümünde şair Dilaver Cebeci'yle olan bir telefon hatırasını; 33. bölümünde kasabadaki Dr. Hamit'le şiir sohbetlerini; 34. bölümünde Kuşakkaya'da yazdığı yazılardan dolayı siyasî baskılara maruz kalışını; 35. bölümünde siyasî baskılar yüzünden kasabadaki belediyedeki işinden ayrılışını; 36. bölümünde kasabalılardan Mehmet Amcanın karga düşmanlığını ve kendisinin öğretmenlik göreviyle Erzurum'a gidişini; 37. bölümünde Erzurum'daki ilk öğretmenlik yıllarına dair hatıraları; 38. bölümünde Erzurum günlerini ve bu şehri içselleştirişini; 39. bölümünde bir mitinge katılmak için Erzurum'a gelen Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı'yla olan hatıralarını; 40. bölümünde Erzurum'da görev yaptığı okulda yaşadıklarını; 41. bölümünde yine Erzurum'daki öğretmenlik hatıralarını; 42. bölümünde bir ekmek hırsızlığının yansımalarını; 43. bölümünde yaşadığı bir onur mücadelesini; 44. bölümünde pazarda tanıştıkları yaşlı bir teyzeyle müdürlüğünü yaptığı okulda öğrencisi olan Hatice ve Kerem'i; 45. bölümünde Gümüşhaneli usta şair Nurettin Özdemir'i, 46. bölümünde "Minik" lakabını taktığı sözde bir arkadaşının kendisini şikayet edişini; 47. bölümünde uzun yıllar sonra bir asker arkadaşının kendisini telefonla aramasını ve bir yılbaşı gecesi huzurevini ziyaret edişini; 48. bölümünde bir şehit cenazesinde yaşananları; 49. bölümünde çok sevdiği babasının hastalanmasını; 50. bölümünde kıymetli annesinin ölümünü; 51. bölümünde Türkiye Yazarlar Birliği kurucusu ve şeref başkanı D. Mehmet Doğan'ı; 52. bölümde geçen ömrün muhasebesini ve 53. (son) bölümde yazar Hirik geçirdiği beyin kanamasını anlatıyor.