Biz Trabzonlular şahsına münhasır insanlarız. Romanlar gibiyiz biraz. Nasıl romanlar klarnetin sesini duyunca kavgaya ara verir bizde hemen hemen her şeye bir çay molası veririz.

Elimizde bir işimiz varsa arasında bir çay molası, Hararetli bir tartışma da bir çay molası, Futbol konuşurken bir çay molası, siyaset konuşurken bir çay molası.

Çay, bu coğrafyanın vazgeçilmezidir. Bizi sakinleştirir, dinginleştirir, ruh dünyamızı onarır.

Son günlerde Trabzonspor taraftarının yönetim ile yaşadığı transfer problemlerinin kavgaya dönüşmesine ramak varken Çaykur Rizespor müsabakası da bir çay molası kıvamında çıktı karşımıza.

Rakip ligin en zayıf ekiplerinden biri. Kadro kalitesi, market değeri Trabzonspor’un beşte biri kadar anca. Sakatlıklardan bunalan, yetişmeyen transferlerden darlanan bir takımın süper ligde karşılaşmayı arzu edeceği türden. Kazanılması durumunda yönetimin elinin birkaç günde olsa rahatlatabileceği de hesaba katılınca sipariş etsen denk gelmez türünden..

Maç öncesi görüntü bu şekildeydi.

Maç ise beklenenin aksine bir başlangıca sahne oldu. Misafir ekip maça daha etkili başladı ve ne yaptığını bilen tarafın misafir ekip olduğunu söyleyebiliriz. İlk on dakika Trabzonspor’un tutuk oyununa şahit olduk. İlk on dakikanın geçilmesi ile ev sahibi maça yavaş yavaş ortak olmaya başlamıştı ki Larsen ve Uğurcan’ın hatalar zinciri sonrasında kalesinde gördü.(0-1)

Golden sonra da rakibi baskı altına almayı başaramayan Trabzonspor yine bir yan topta yine Larsen’in kanadından doldurulan bir topta kalesinde ikinci golü gördü ve fark ilk yarının sonlarına doğru ikiye çıktı (0-2).

İkinci yarıya iki değişiklikle başladı ev sahibi. İlk yarının aksayan isimleri Larsen ile Tekliç kenara gelirken oyuna yeni transferler Mehmet Can ve Fountas dahil edildi. Özellikle Fountas’ın etkili oyunu golün habercisi gibiydi. 10ncu dakika yeni geçiliyordu ki Eren’in ortasını elle kesen Rize savunmasının neden olduğu penaltıda Bakasetas farkı bire indirdi.(2-1).

Golden sonra anlamsız bir panik ve yine bir kenar ortasında bu sefer Eren’den kurtulan Benhur tekrar farkı ikiye çıkardı(1-3).

Bu gol sonrası hocanın da sabır taşı çatlamış olacak ki Umut ile Visca’yı kenara aldı ve Ömür ile Enis oyuna dahil etti. Enis de taraftarı mahcup etmedi ve farkı bire indirdi (2-3)

Maçın son dakikaları sinir harbine sahne oldu. Yatıp kalkmayan rakip oyuncular, hakemin eyyamı derken dakikalar birer ikişer eridi ve bir hafta daha mağlubiyetle geride kaldı..

Maç önü kazanılması en kolay müsabaka olarak görünen bu maçın, eleştirilerin hedefi olan yönetim ve hoca için bir çay molası olabileceğini söylemiştim lakin bu skor sonrası çayı üstüne başına döktüler dersek yanlış konuşmuş olmayız..

Bu olmaz kabul edilmez, geçmiş olsun Fırtına !!