Çocuklarda okula gitmek istememe davranışı, ailelerin sıkça bir disiplin sorunu olarak değerlendirdiği bir durumdur. Ancak psikoloji uzmanları bu davranışın genellikle çok daha derin nedenlere dayandığını belirtiyor. Liv Sağlıklı Yaşam Merkezi’nden Psikolog Ozan Yazıcı, okula gitmek istememenin çoğunlukla ayrılık kaygısı, sosyal anksiyete, özgüven düşüklüğü veya okul ortamına uyum güçlüğünden kaynaklandığını söyledi. Yazıcı, “Çocuk, okuldan kaçınma davranışını çoğu zaman bilinçli bir isyandan ziyade, yoğun bir anksiyetenin dışavurumu olarak sergiler. Bu yüzden çocuğun okula yüklediği anlam çok önemlidir” dedi. Uzman, anlayış, sabır ve bilimsel temelli destek yaklaşımlarıyla bu sürecin sağlıklı şekilde yönetilebileceğini vurguluyor.
Çocuğun Okula Gitmek İstememesinin Psikolojik Nedenleri
Çocukların okula gitmek istememesi çoğunlukla ayrılık kaygısı, sosyal kaygı ve özgüven eksikliği gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanır. Psikolog Ozan Yazıcı, bu davranışın bilinçli bir isyan değil, yoğun kaygının dışavurumu olduğunu belirtiyor. Çocuğun okula yüklediği anlam, okul deneyimindeki duygusal deneyimleri ve kendini güvende hissetme düzeyi, kaçınma davranışını doğrudan etkiler. Çocuk, sosyal etkileşimlerde kendini yetersiz gördüğünde veya okul ortamını tehdit olarak algıladığında, okula gitmeme davranışı gösterebilir. Bu nedenle ebeveynlerin çocukların kaygı ve duygularını anlaması, okul reddi davranışının azaltılmasında kritik bir rol oynar.
Aşırı Koruyucu Ebeveynlik ve Riskler
Çocuğun okula gitmek istememesinde aile tutumları büyük önem taşır. Aşırı koruyucu ebeveynlik, çocuğun bağımsızlık gelişimini engelleyerek okul ortamından uzak durma eğilimini artırabilir. Yazıcı, “Ebeveynle kurulan bağın niteliği, bu davranışın sürmesinde belirleyici rol oynar. Çocuk kendini güvende hissetmediğinde okuldan kaçınma davranışı daha sık görülür” ifadelerini kullanıyor. Bu nedenle ailelerin güven duygusunu destekleyecek ve bağımsızlık becerilerini teşvik edecek yaklaşımlar benimsemesi gerekir.
Ceza Yerine Duygusal Güven Yaklaşımı
Zorlayıcı veya cezalandırıcı yöntemler, çocuğun kaygısını artırabilir ve okul reddini derinleştirebilir. Psikolog Ozan Yazıcı, çocuğun duygularını anlamaya yönelik empatik yaklaşımın çok daha etkili olduğunu vurguluyor. Araştırmalar, ebeveynlerin ve öğretmenlerin çocuğun duygularını anlamasına yardımcı olmasının, okula gitmek istememe davranışını azalttığını gösteriyor. Çocuğun kaygılarını anlamak ve duygusal güveni yeniden kurmak, okula uyum sürecinde belirleyici rol oynar.
Aileler İçin Pratik Öneriler
Psikolog Yazıcı, okula gitmek istemeyen çocuklara destek sağlamak için ailelere şu yöntemleri öneriyor:
-
Duygusal köprü kurun: “Okula gitmek seni korkutuyor olabilir, bu çok normal” gibi empatik ifadeler kullanın.
-
Aşamalı maruziyet sağlayın: Çocuğun kısa sürelerle okula dönmesini sağlayarak güven temelli yeniden bağ kurmasına destek olun.
-
Rutinleri yapılandırın: Sabah rutinlerinin tahmin edilebilir ve sakin olması kaygıyı azaltır.
-
Ebeveyn-öğretmen iş birliği: Okul personeliyle düzenli iletişim kurarak çocuğun güven duygusunu pekiştirin.
-
Profesyonel destek alın: Kaygı belirtileri yoğun veya uzun sürüyorsa bir uzmandan yardım alın.
Bir Disiplin Sorunu Değil, Duygusal Bir İhtiyaç
Okula gitmek istememe davranışı çoğunlukla çocuğun duygusal ihtiyaçlarını ifade etme biçimidir. Yazıcı, “Anlayış, sabır ve bilimsel temelli destek yaklaşımlarıyla bu süreç sağlıklı şekilde yönetilebilir. Çocuğun duygularını anlamak ve güven duygusunu yeniden inşa etmek, okula uyum sürecini kolaylaştıracaktır” diyerek ailelere önemli bir hatırlatmada bulunuyor.