Bize kalmayacak dünya için çok yorulduk
Evet, bu cümle hem derin hem de hayata dair büyük bir hakikati taşıyor.
Bize kalmayacak dünya için ne kadar da çok yormuşuz kendimizi.
İnsanoğlu işte…
Daha çok çalışmak, daha çok kazanmak, daha çok biriktirmek, daha çok bir şeylere sahip olmak.
Elimizdekini yeterli göremedik hiçbir zaman, gözümüzü hep ötesine diktik.
Malın, mülkün, şöhretin, makamın peşinden koşarken, aslında ömrümüzün tükettiğinin farkına bile varmadık.
Ne uğruna kavgalar ettik ne uğruna birbirimizi incittik?
Bir gün bizim olmayacak, bize kalmayacak bu dünya için mi?
Bu dünya uğruna mı?
Biriktirdiğimiz evler bizim değil ki.
Arabalar, arsalar, tarlalar, yastık altında sakladığımız altınlar, bankadaki paralar bizim değil ki.
Bir gün toprağın altına girdiğimizde, hepsi bizden kopup başkasının olacak.
Biz sadece misafiriz burada.
Ama sanki sonsuza dek yaşayacakmışız gibi tüketiyoruz ömrümüzü.
Ne gerek vardı bu kadar incitmeye
Ne gerek vardı bu kadar birbirimizi kırmaya
Ne gerek vardı bu kadar küs kalmaya, ayrı kalmaya
Oysa bize kalacak olan tek şey, yaşattığımız güzellikler değil midir?
Birine ettiğimiz bir iyilik, kalbine bıraktığımız bir gülüş, gözyaşını sildiğimiz bir dosttur baki kalan
Onlar kalır.
Dünya kalmaz, ama iyilik kalır.
Bugün kavga ettiklerimizi, yarın toprağa koyarken susuyoruz.
Bugün uğruna birbirimizi yorduğumuz şeylerin yarın için hiçbir anlamının kalmadığını geç kalınca anlıyoruz maalesef ama ne kıymeti kalıyor ki
Çünkü dünya, kimseye kalmadı ki bugüne kadar.
Bizden öncekilere de kalmadı, bize de kalmayacak.
Ne acıdır ki, en çok da bunu bildiğimiz halde en çok bu gerçeği unutuyoruz.
Ve işte tam da bu yüzden çok yorulduk.
Belki de artık yorulmamak için biraz durmalıyız.
Es vermeliyiz hayata
Biraz susmalıyız.
Biraz gökyüzüne bakmalı,
“Bu dünya; evet bize kalmayacak bu dünya için neden birbirimizi kırıyoruz, neden üzüyoruz?
Öyleyse niye?” diye kendimize sormalıyız.
Çünkü dünya bize kalmayacak ama bıraktığımız izler kalacak.
Ve belki de en büyük mirasımız, geride bıraktığımız tertemiz bir kalp olacak.
Evet, bize kalmayacak dünya için çok yorulduk.
Değer miydi?
Kavga ettik…
Sevdiğimizle, kardeşle, dostla, komşuyla kavga ettik…
Bir gün bizim olmayacak şeyler için, bir gün bizimle gömülmeyecek hayaller için mi?
Unuttuk…
Asıl kalacak olanı.
Bir tebessümü, bir iyiliği, bir dua edeni…
Dünya kimseye kalmadı ki bugüne dek.
Ne krallara,
Ne padişahlara,
Ne zenginlere,
Ne yoksullara…
Hepsi geldi geçti sadece bir parça beze sarılarak
Ama maalesef biz hâlâ yoruluyoruz, bize kalmayacak dünya için.
Oysa kalacak tek şey dokunduğumuz kalpler, gönüllerde bıraktığımız derin izler değil midir?
Dünya kalmaz kimseye…
Ama bir gülüş kalır, sevgi kalır, anılar kalır, hayaller kalır, saf ve tertemiz bir aşk kalır,
Ve belki de insanın en büyük mirası, geride bırakacağı tertemiz bir kalp, bir aşk kalır.
Kavga etmeyin,
İnatlaşmayın,
Koşun sevdiklerinize, sarılın en derin duygularla.
Hoşçakalın.