Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ’Yeni Türkiye’ imajıyla ön plana çıktı.
 
AK Parti ve MHP dışında yeni sistemi isteyen yoktu.
 
Üzerinden 2 yıl geçti, memnun olanlar da var, olmayanlar da, reformlarda gereken adımlar atılırsa çok iyi oldu diyen de.
 
Türkiye koalisyon hükümetlerinden çok çekti, evet koalisyonun bir artısı vardı, farklı fikirler masaya gelir bir ortaya bulunurdu.
 
Her zaman ortaya bulunur muydu, bulunamazdı, bazen anayasa kitapçıkları fırlatılır, bazen vesayet odaklar tank yürütür, bazen ‘ordu göreve, gerekirse silah bile kullanırız’ manşetleri atılırdı.
 
Türkiye bunları yaşadı, çok şey kaybettik, zaman, para, emek daha neler neler
 
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine açıkçası alışmak kolay olmadı.
 
Her şeye rağmen Bahçeli bir denge profili olarak bu sistem içerisinde yer alıyor.
 
Bahçeli 24 Haziran seçimleri sonrasında, ‘Milletimiz bize denetleme görevi verdi’ demişti.
 
AK Parti ile MHP’nin ittifakı devam ediyor. dün Erdoğan 2 yılı özetledi. Sistemin düzeltilmesi gereken yanlarını görmekle beraber, artılarına da bakmak gerekir.
 
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk iki yılı beklenenden daha iyi sonuçlar üretti.
 
Var olan sorunlar, sistem içi reformlarla düzeltilebilecek mahiyette.
 
Eski sistemin mantığı ile yeni sistem değerlendirilmesinden vazgeçildiğinde, karşılaştırmada daha rasyonel bir zemin ortaya çıkacaktır.
 
Hızlı karar alma, alınan kararları aniden uygulamaya geçirebilme ve en nihayetinde etkin yönetimi sağlama yeni sistemin imkânları ile mümkün oldu.
 
Salgınla mücadelede etkin kamu politikası yapımı ve kriz yönetiminde gösterilen başarı yeni sistemle sağlandı.
 
Kuşkusuz, yüz elli yıllık bir sistemi değiştirmek ve yeni sisteme geçişi sorunsuz gerçekleştirmek kolay süreçler değil.
 
Böyle olduğu için de geçiş sürecinin yönetimi biraz daha dikkat gerektirir.
 
Büyük bir sistem değişimi esnasında, hukuki ve teknik bazı sorunların çıkma ihtimali zaten önceden öngörülen hususlardır.
 
Unutulmamalı ki, bu tip yasal ve kurumsal büyük dönüşümlerde doğum kusurları yaşanabilir.
 
Bundan dolayı sistem içi reform süreçleri dinamik olarak işletilir.
 
Eleştirilecek yönler elbette var, karar mekanizmasında daha paylaşımcı olunması gerektiği hep ifade edildi.
 
Bazı gerçekleri görmek gerek. Yarı başkanlık sistemine geçilmesi son iki yılda ne olurdu?
 
Başkan 24 Haziran seçimlerinden bugüne belki ikinci bir genel seçim çoktan yapılırdı.
 
Nedeni çok basit.
 
AK Parti, 24 Haziran’da tek başına hükûmeti kuracak çoğunluğu elde edemezdi.
 
Ancak böyle bir seçim sonucuna rağmen, koalisyon kurma tartışmaları, bakanlık paylaşım müzakereleri, hükûmet bugün çöktü yarın gidici gibi tartışmalarla ülke heba olmadı.
 
Her şeye rağmen erken seçim baskın seçim tartışmalarının sonlanmadığını biliyoruz.
 
Erken seçim için MHP Lideri Bahçeli’nin dediği gibi seçim kanununda bazı değişiklikler yapılırsa neden olmasın denilebilir.
 
Ne olabilir?
 
-Seçim sistemini değiştirilerek daraltılmış bölge modeline geçerek bölgesel barajı yükseltme yolunu seçilebilir.
 
İttifaka katılmak için yüzde 7 baraj sınırı getirilebilir.
 
Yazılanlar sonuç itibariyle senaryo, her şeyden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023’e kadar seçim yok dediğini hatırlatayım.
 
Ki, Hem AK Parti hem de MHP öyle hassas ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Alaattin Çakıcı için af isteyen Bahçeli’yi kırmayacak kadar saygılı, MHP’de Cemal Enginyurt gibi bir ülkücüyü bir gecede feda edebilecek kadar Cumhur ittifakına bağlı.