Dile kolay, tam 99 yıl oldu Cumhuriyet kurulalı. Ne zorlu günlerden geçti bu memleket, bu millet. Bu topraklarda nice düşmanların gözleri oldu, hâlâ da var. Nice acılar yaşandı bu coğrafyada.

1.Dünya savaşından sonra Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile birlikte Anadolu’da büyük bir mücadele başladı. Bu mücadele ki, günümüze kadar gelen özgürlük mücadelesi, tam bağımsızlık mücadelesidir.

Hiç şüphe yok ki bu mücadelenin baş mimarı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.Padişah Vahdettin tarafından 9.Ordu müfettişliğine atananMustafa Kemal Atatürk, ilk Samsun’a çıkarak buradan Anadolu’ya yayılan bağımsızlık mücadelesinin fitilini ateşledi.

Dillere destan bir mücadele ile Anadolu Halkının da desteğini arkasına alarak düşmana bu toprakları dar eyledi,Atatürk ile silah arkadaşları ve isimsiz nice kahramanlar. Rahmet olsun onlara.

Yaşananları hemen hemen herkes biliyor artık, yıllardır anlatıp duruyoruz o destansı mücadeleyi. Tarih boyunca da asla unutmayacağız. Zaten unutmak gibi bir vehme kapıldığımız an, düşman anı kolluyor geçmişten ders çıkarmayanlar için.

Fakat yine de her Cumhuriyet Bayramı yıldönümünde kısır bir tartışmaya girer bazıları.Cumhuriyet’in nimetlerinden faydalanıp Cumhuriyet’i benimsemeyenlerle, Cumhuriyet’i sanki sadece bazılarının tekelindeymiş gibi kutlayanlarla dolar ortalık.

Herkes kendi penceresinden bakarak kutlamalara katılıyor. Peki, nerede Cumhuriyet’in birleştirici, bütünleştirici gücü? Neden sahip çıkamıyoruz, dört elle sarılamıyoruz Cumhuriyet’in kazanımlarına?

Kurtuluş Savaşında cephede top mermisi ıslanmasın diye, başörtüsünü mermiye saranların verdiği savaşla kurulan bu memlekette, hâlâ “başörtü” sorunu konuşuluyorsa biz bu Cumhuriyet’i anlayamadık demektir!

Tam bağımsızlık yolundadevletimize her türlü destek olmaya,hâlâfarklı anlamlar yükleniliyorsa biz bu Cumhuriyet’i anlamadık, anlatamadık demektir.

Fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek için kimseyi ötekileştirmeden tahakküm altına almadan insanca bu vatanda yaşayamıyorsak Cumhuriyet’i kavrayamadık demektir.

Cumhuriyet sonuçta aklı hür, vicdanı hür bireyler yetiştirmeyi amaçlar. Halkçılığa, "fırsat eşitliğine" dayanan cumhuriyet sisteminde sıradan bir köylü üniversite okuyup doktor, hâkim ya da belli bir meslek sahibi olupstatü kazanabiliyorsa; devletin en üst kademelerine gelip bunun değerini bilmiyorsa,bu Cumhuriyet’in kıymetini bilmemek demektir.

 Her alanda tam bağımsız olmak demektir Cumhuriyet. Güçlü ordu, güçlü devlet demektir Cumhuriyet. Geçmişinden güç alarak, ders çıkararak ileriye bakmaktır, müreffeh seviyelere ulaşmaktır Cumhuriyet.

Kültürüne, geleneğine, geçmişine, atasına, sahip çıkmaktır Cumhuriyet. Kimsesizlerin kimsesidirCumhuriyet. O yüzden bu Cumhuriyet’i tam anlamıyla anlamak, bu Cumhuriyet’e sahip çıkmak herkesin vatandaşlık görevidir.

Tarihini bilmeyenlerin gün gelir coğrafi sınırlarını başkaları çizer. Milli bayramları görkemli kutlamayan bir milletin, dini bayramları da gün gelir kutlanmaz. O yüzden Cumhuriyet’e sahip çıkalım, çocuklarımıza tam anlamıyla anlatalım, Cumhuriyet’i geleceğe layıkıyla aktaralım.

 100.yılında daha görkemli daha kapsamlı bir Cumhuriyet kutlamak için her alanda herkes üzerine düşen görevleri yapmalıdır. Bu dadaha çok çalışmaktan geçer.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu Olsun.