Son 10 yılın parlak havası kalmadı Hükümette. Gelişmeleri dış güçlere bağlıyorlar. Bunlar 3’üncü dünya söylemi. Dış güçler, iddialarını kabul etmiyorum ve doğru da bulmuyorum. Elbette dünyada Türkiye’nin müzmin muhalifleri vardır. *** 10

Son 10 yılın parlak havası kalmadı Hükümette. Gelişmeleri dış güçlere bağlıyorlar. Bunlar 3’üncü dünya söylemi. Dış güçler, iddialarını kabul etmiyorum ve doğru da bulmuyorum. Elbette dünyada Türkiye’nin müzmin muhalifleri vardır. *** 10 yıldır bizi övmüş, yaptığımız işleri göklere çıkarmış, takdir etmiş çevreler şimdi bizi eleştiriyorsa iyice düşünmek lazım niçin? Bu tür söylemler üçüncü dünya ülkelerine yakışacak türden söylemlerdir. *** Yarayı açık bırakırsanız elbette sinekler üşüşür. Önemli olan yarayı açmamaktır. *** Elbette her ülkenin, her milletin müzmin muhalifleri vardır. Dün bizi destekler nitelikte makaleler yazan, manşetler atan medya veya devletler bugün niçin desteklemesin ki, biz de içeride konuşmuyor muyuz? *** Önce bir memleketin güçlü olması lazım. Ekonomik, özgürlükler alanında güçlü olmak gerek. Dolayısıyla Türkiye’yi yıkmak isteyen birileri varmış gibi komplo teorilerine inanmıyorum. Yabancılar Türkiye ile alakalı açıklamalar yapabilirler, buna cevap vermek zorunda değiliz. Biz kendimiz de eleştiriyoruz, işin kötü gittiğinin farkındayız. *** Son gelişmelerden üzüntü duyuyorum. İçinde bulunduğumuz olumsuz siyasi iklim, kimseyi mutlu etmemesi gerekir. Beni de hiç mutlu etmiyor. Bütün bu yaşadıklarımızdan rahatsızım ve büyük bir üzüntü duyuyorum. Öyle oluyor ki birdenbire eski Türkiye manzaralarına benzer manzaralar çıkmaya başlıyor... *** Cenazeler kalkıyor... Yüz binler yine sokaklarda... Cenazelerle ‘bir o taraftan bir bu taraftan’ gibi bir algı oluşuyor. Ama çok şükür ki babalar, anneler bunu hemen yıktılar ve buna hiç fırsat vermediler. *** Türkiye’nin siyasi geleneği maalesef iyi değil. Politik, siyasi geleneği maalesef değiştiremedik. Her zaman kutuplaşma, çatışma, çok sert söylemler var ve böyle gidiyor... *** En nihayetinde geldiğimiz noktaya da baktığımızda nasıl bir dil kullanıldığı açık ve bunlar Türkiye’ye yakışmıyor artık. *** Türk siyasi geleneğini değiştirmediğimiz sürece Türkiye’nin buradan arzu ettiğimiz seviyeye çıkması da zor. *** Eğer biz yol haritamıza uygun çalışırsak; hukuk standartları, yargı standartları, şeffaflık, Türkiye’deki hesap verebilirlik de dahil, bugün şikâyet ettiğimiz pek çok konu artık Türkiye’nin gündeminden otomatik olarak çıkar. *** Çünkü kuralların yetersizliğinden dolayı, yasaların yetersizliğinden dolayı birçok şey oluyor. Bu yolsuzluk söylemlerinden tutun da kamu kaynaklarının kullanımına kadar. Bizim imar meseleleri Almanya ve Danimarka’da olduğu gibi olsa bu şikâyetlerin çoğu olmaz. *** Kural ihlali varsa veya bir telefonu yetkisiz dinleme varsa, bunların cezaları o kadar kesin hale gelir ki, bütün bunları kimse yapmaya cesaret edemez, herkes cezasını ödemeye başlar. *** Geri adımlardan ileriye gitmemiz gerek. 10 sene içinde, 3-4 sene önceki parlak havamızın olmadığını, havamızın döndüğünü herkes görüyor. *** Yolsuzluklarla ilgili hiçbir şaibe bırakılamaz. Bütün bunlarla ilgili ne gerekiyorsa, açık şeffaf bir biçimde soruşturmalar yapılır, hukuki süreçlerin hepsi çalıştırılır ve çalışması gerekir. *** İşte böyle diyor  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.