Düdüğü Değil Formayı Seçti

Maçın daha başında hakem Ali Şansalan, Orkun’un Serdar’ın ayağına adeta kırık niyetiyle bastığı pozisyonda sadece sarı kartla yetinerek, düdüğü değil formayı seçtiğini ilan etti. Hakemlik bazen bir karar işidir, bazen de karakter meselesi… O anda karar değil, niyet gördük.

Abone Ol

Trabzonspor oyuna diri başladı. Top Bordo-Mavili ayaklarda dolaştı, Beşiktaş kalesi tehlikeyi ensesinde hissetti. Ama futbolun acı bir cilvesi vardır; oyunda olmayan golü bulur. Beşiktaş’ın gelişiyle gidişi bir oldu. Yenilen gollere bakınca insanın aklına ister istemez şu soru geliyor:

“Bu bir şaka mı?”

Değil… Türk futbolunun alışık olduğu bir senaryo.

İkinci golden sonra Trabzonspor ayağa kalktı, silkindi. Muci, topun gelişine öyle bir vurdu ki skor 2-1’e geldi. Sanki eski hocası Sergen Yalçın’a dönüp, “Beğenmesen de işimi yaparım” dedi. Futbol bazen cevap verir, bazen tokat.

Şansalan, Orkun’a maçın başında veremediği kırmızının günahını, 38. dakikada El Bilal Touré’ye keserek çıkarmaya çalıştı. Günah çıkarma odası sahaya taşınmıştı adeta. Kaleci Ersin’in dakikalarca zaman çalmasına göz yuman da oydu; tribün ayağa kalkınca sarı kartı zoraki cebinden çıkardı. Hakemlik böyle bir şey işte… Gördüğünü değil, duyduğunu çalarsan düdük ağırlaşır.

Oyuna giren Savić ve Sikan’la Trabzonspor canlandı. Top yine Bordo-Mavili ayaklardaydı ama Beşiktaş savunması çelikten bir duvar gibiydi. Dakikalar ilerledikçe stres Trabzonspor formasına yapıştı. Duvar yıkılmadı, sabır sınandı.

Derken Zubkov…

Durdu, baktı ve turnayı gözünden vurdu. Öyle bir vurdu ki Akyazı’yı dolduran 55 bin kişi topu değil, anı izledi. Bazı goller ağları deler, bazıları hafızaya kazınır. Bu gol, ikincisiydi.

Uzatmalarda Trabzonspor öyle açıldı ki, tutana aşk olsun… Maçın son şutu üst direkten döndü. Beşiktaş mağlubiyetten son anda kurtuldu.

Hakem düdüğü sustuğunda futbol konuştu. Ve Akyazı’da futbol, tüm gürültüsüne rağmen bir kez daha hakemliğin gölgesinde oynandı.

Balık büyüktü…

Ama oltayı tutan el titrekti.