Zaman zaman kişisel ihtiras ya da kin ile yapılan akıl dışı haller bireysel hata gibi gösteriliyor. Hava yağarken güneş vurduğunu söylemek ne kadar doğru ya da inandırıcıdır. İşin aksi yanı insan hafızası bu ikilemi kaldırmıyor. İnsan bir şeye doğru demiş ise o şey doğrudur. Öyle olduğu için büyük devlet adamlarımızın ağzından çıkan sözler ata sözü ya da vecize olarak tarihe geçer.
Devlet adamı dediğin sıradan kişi olmamalı. Yüzyıllar boyu söylediklerinin doğruluğu geçerli olmalı. Yoksa bugün bir şey söyledin sonra bunu vazgeç. Bazen hatalı eylemlerde halk bizi afetsin denilmek suretiyle sözün gücüne sığınılır. Allah bizi, ya da onu af eylesin denilerek her şeyin unutulduğuna çoğu kez şahit olmuşuz. Yoksa atalarımız “bin düşün bir söyle” sözünü boşuna söylemediler.
Bu tip sonradan pişmanlıklar zayıf insanların halleridir. Naçar kalmak ve çıkış yolu bulamamak halidir bu tür davranışlar. Devlet yönetmek bakkal işletmeye benzemez. Sorulduğunda zamlandı ne yapalım demek işin kolayına kaçmaktan başka bir şey değildir. Boş pişmanlık fayda etmez” diye boşuna dememişlerdir. İnsan hata yapmamalı bunun için sözü söylemeden iyice düşünmeli. Yoksa Nasrettin Hocamızın ifadesiyle “ben zaten inecektim” söylemiyle durumu kurtarmaya çalışmak olacak şey değildir.
“Adam ile alakalarınızın iyi olduğunda başka, kötü olduğunda başka söylemek insanın iç dünyasındaki çelişkiyi hatırlatır. Örneğin ABD Cumhurbaşkanı Ukrayna Cumhurbaşkanını beyaz saraydan dünyanın gözü önünde yerden yere vururken, sonra Çin’e karşı teknolojide ülkesine üstünlük sağlayabilecek nadir elementler anlaşmasına Kiev’in onay vermesi Zelenski’yi Beyaz saray kapısında karşılayıp övgülere boğulması bu tip trajik durumlara güzel bir örnektir. Böylesi ikilemli trajik durumlar ekonomik güç ile alakalı bir durumdur. Küçük devlet olduğunuzda bu durumlar asla unutulmaz. Örneği ABD Cumhurbaşkanı Rus Cumhurbaşkanı A. Putin ile çok kazançlı bir anlaşmaya vardık deyip el sıkışır. Ancak ABD ya da Rusya gibi bir devletin başkanı yaptığında 1 saatlik ömrü olur. Yani sözün kısacası güce göre politik söylem. Yoksa söz söyleyenin kim olduğu, ne demiş olduğu değil, nereli olduğu önem taşır. Onun için yeni dünya liderleri ağzı yıprak çuvaldan dökülen inciler gibi laf savurmamalı.