Koronavirüsü Türkiye’ye çok şeyler öğretti.
Muhalefeti ile iktidarı ile çok şey.
23 Nisan’ı nasıl kutladık: Birlik beraberlik içinde.
Tüm milletvekilleri, Bürokratlar, Patronlar ve İşçiler.
Muhteşem bir birlik oldu.
1 Mayıs’la ilgili de böyle bir süreçteyiz.
Daha düne kadar 1 Mayıs kavganın, karmaşanın yaşandığı gün olarak görülürken bugün sağcısı ile solcusu ile emeğin bayramı olarak kutlanıyor.
Türkiye ideolojik ön bakışlardan sıyrıldıkta çok daha güzel yerlere gelecek.
1 Mayıs emeğin bayramıdır.
Emekçinin bayramıdır.
Ve Dünyanın en güçlü silahı da emektir.
Dünyada taş üstüne taş koyanlar kimlerdir?
Emekçilerdir.
Bugüne dünya ticaretini, siyasetini yöneten insanların oturduğu binaları kim inşa etti?
Emekçiler inşa etti.
Halen emekçiler en belirleyici faktörlerdir.
Bugün emekçiler olmasın dünyada ne inşaat sektörü, ne otomotiv sektörü veya farklı sektörler yürümez.
Kuşkusuz emeğin yerine teknolojiyi getirmek için büyük bir çaba var.
Bugün koronavirüsü sürecini yaşarken de duyuyoruz.
Yeni dünya düzenini oluşturmak için laboratuarda yapılmış virüs de deniyor. Ancak ispatı yok.
Baktığınızda evler Homofis oldu.
Yine de Emeğin yerini hiçbir şey tutamaz ve kısa zamanda da alamaz.
İçinde emek olan herşey güzeldir.
Bunu ister inşaat olarak kabul edin, isterse bir restourantta size sunulan yemek olarak kabul edin.
Bugün emek harcamadan işini görenler de var.
Türkiye’nin sorunu alınteri akıtanların sayısının azalmasıdır.
Türkiye emeğe yönelecek.
Muhteşem bir gençlik gücümüz var.
Derler ya türkün bileği bükülmez,.
Öyle bir gücümüz var.
Ama çalışmıyor gençlik, üretmiyor gençlik.
Rize’ye bakalım.
Aylık 7 bin 500 TL gelir var çay toplama işinde.
Rize sınırında kuyruk oluşması lazım.
Emek çok kutsal bir varlıktır.
Emeğe saygı.
Türkiye’nin geleceğinde emekçilerin daha fazla rol alması gerektiğine
inanıyorum.
1 Mayıs İşçi ve Emekçinin bayramını kutluyorum.