Yeniden merhaba, sevgili okurlar. Çalışmak bir zorunluluk, dinlenmekse ihtiyaçtır. Ruhen ve bedenen dinlenmek her çalışanın hakkıdır. Eskiden böyle düşünmezdim ta ki çocuklarıma vakit ayıramadığımı görene kadar. Düşündüm de rahmetli babamdan geriye kalan pek bir hatıramız yok. Ben küçüktüm o da sürekli çalışıyordu.

Tek aklımda kalan hatıramız bir gün beraber köyün aşağısında “Sarmaç” dediğimiz yerdeki bakkala omuzlarında gidip bakkaldan bana aldığı oyuncak araba ve çikolatalardı.

Rahmetli babamdan kalan başka hatıralarımın olmaması çocuklarımla daha çok hatıra bırakmama hep teşvik etmiştir. Hayat bu, belli mi olur? Bugün varız, yarın yokuz. O yüzden hayatımı hep ailemle daha güzel hatıralar bırakma uğruna yaşamaya gayret ediyorum. Para her zaman kazanılır ama zaman paradan da kıymetli, geçmişi kimse ne satın alabiliyor ne de geri döndürebiliyor.

Çocuklara kıştan söz vermiştim. Bu yaz tatile sürekli çizgi filmlerde ve haberlerde izlediğimiz İstanbul’a gidecektik ve öyle de yaptık. Daha öncesi gittiğim ama gezilecek yerlerini pek gezip de görmediğim İstanbul’a eşim ve çocuklarla gidip doyasıya gezdik.

Şunu da yeri gelmişken söyleyeyim o kadar yer gezdim “Aile Yılı” olmasından dolayı hiçbir yerde ne bir indirim gördüm ne de bir kampanya. Sağ olsun eşimin dayısı evinin anahtarlarını bize bırakınca yeterince İstanbul’u gezmemize vesile oldu.

İstanbul’a özel araçla gidip gelmek zor olsa da bütün riskleri göz önüne alıp çocuklara verdiğim sözü yerine getirdim çok şükür. Ayasofya’dan Çamlıca Kulesi’ne, İstiklal Caddesi’nden Adalar’a, camisinden müzesine kadar ne kadar gezilip görülecek yer varsa gezip ziyaret ettik.

Çocukların gözlerindeki heyecanı, bir yeri ilk kez görmenin verdiği sevinci izlemek, yorgunluğumu unutturdu bana. Yorulduk ama değdi. Birbirimize daha çok vakit ayırdığımız, birlikte güldüğümüz, birlikte şaşırdığımız anılar biriktirdik. İşte bu anılar, ileride onları sıcacık bir gülümsemeyle hatırlayacağımız birer hazine olacak.

Bu gezi bana bir kez daha gösterdi ki, hayatın koşturmacası içinde zaman zaman durmak, nefes almak, sevdiklerimizle vakit geçirmek insanı yeniliyor. Kendimize ve ailemize ayırdığımız zaman, aslında yaşamın en değerli sermayesi. Belki her yere gidemedik ama birlikte olduğumuz her an, her yerden daha kıymetliydi.

İstanbul gezimizin sonunda çocuklara “Yayla mı, İstanbul mu?” diye sorduğumda, daha soru bitmeden “Yayla, yaylaaa” diyen çocukları getirip yaylaya bıraktım. Şimdi tatilin ardından yeniden iş zamanıdır. Ama içim rahat, gönlüm huzurlu. Çünkü çocuklarımın hafızasına kazınmış, birlikte gezip bol bol fotoğraf çekindiğimiz bir yaz tatilimiz var artık. Allah imkânı olan herkese böyle yatırım nasip eylesin.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.