Alt liglerin de fazla bir farkı yok ama Süper Lig için konuşursak, neredeyse tamamı batmış durumda ve açıklanmamış iflas yaşayan
kulüplerimizin bu duruma gelmesinin pek çok sebebi vardır ancak bunların en başında gelen taraftarının doymak bilmez bir iştahla kafayı bozduğu transfer aşkıdır.
Daha ilk günden ; ‘Millet neleri aldı biz hala duruyoruz’
‘Bir onların aldıklarına bak, bir de bizimkilere’
‘Bu takımdan bu yıl da bişe olmaz’
Gibi taraftar incilerine direnemeyen yönetimler de, sonuçta kulüplerin bugününü de, geleceğini de, ve hatta yaşamasını da tehlikeye atan milyon, milyon Dolar’lık, Euro’luk saçmalıklara imza atarak sözüm ona transfer yapıp takımları güçlendirmeleridir!
Başlangıçta bu transfer işinde herkese örnek olan ve bu yöntemle inanılmaz başarılara imza atan Trabzonspor, tam taklit edilir duruma gelmişti ki; bir anda bu özelliğini terk edip taklit eden oldu.
Ve tabi ayvayı yedi..
O ayvayı yerken birileri de antrenmana bile çıkmadan milyon Dolarları, Eurolar, eski parayla trilyonları, şimdiki haliyle milyonları götürmeye devam ediyor.
Çünkü, gönderirken cebine ekstradan para koyacağımız oyuncu almaktan bir türlü vazgeçemedik!.
Hoca mı istedi, yönetici mi ısrar etti, menajer mi alladı, pulladı bilemem.
Lakin sonuçta birileri Trabzonspor’un kasasına golleri salladı.
Hem de doksandan..
Tabi bütün bunlar yakın ve uzak geçmişten pasajlar.
Bugüne gelirsek görebildiğimiz durum şudur;
Bir defa taraftarın çoğunluğu olayın farkında..
Yönetime transfer ısrarı,
‘İlla da şunu alın’ baskısı yok.
Alınana rıza gösterir bir havadalar..
Bunun sebebi de bence Hırvat Hoca Naned Bjelica’dır..
Çünkü taraftar hocanın kalitesinden, iyi niyetinden, bir şeyler yapabilme arzusundan, ve bunları yaparken kulübü de düşünmesinden…
Ve de gençlere değer ve şans verme özelliğinden..
Trabzonsporluların futbola bakış ve hedefleriyle uyuşan mantığından etkilenmiş..
Hırvat Hoca’ya güveniyor.
‘O almışsa iyidir boş adam almaz’ diye düşünüyor.
Onlar öyle de ben ne diyorum?
Ben de aynı fikirdeyim.
Trabzonspor’un en iyi transferinin Hoca olduğunu düşünüyorum..
Ve de gençlere sesleniyorum;
Oynamışsınız, oynamamışsınız hiç önemli değil.
Sonradan pişman olup kafanızı duvarlara vurmak yerine şimdiden topa iyi vurun.
Hocanın ağzının içine bakın..
Çalışın, çalışın yine çalışın.
İyi bir iş, iyi bir eş, itibarlı, paralı ve de havalı bir yaşam için değmez mi?
Başta yakın çevreniz olmak üzere kim ne derse desin aldırmayın..
‘Hoca hakkımı yiyor’ diye kendinizi kandırmayın..
Milyonlarca gencin hayal ettiği fırsatı yakalamışken iyi değerlendirin..
Bu bulunmaz fırsatın da..
Geleceğinizin de ..
İçine etmeyin!