Vaktiyle iktisat fakültesinde uzun yıllar hocalık yapan Alman Prof. Alexander Rustow’ın sokakta cıvıl cıvıl oynayan çocuklarımıza bakarak şöyle dediği söylenir: “Sizin ne fevkalâde eğitiminiz var ki şu parlak zekâları on yıl içinde işlemez hâle getiriyor.”
Okula aldığımız bu parlak zekâları on yıl içinde işlemez hale getiren durum, okulda öğrettiğimiz bilgilerle ilişkilidir yani müfredatla! Zekânın gelişmesi için zekânın işletilmesi gerekir. Okul bilgilerinin daha çok ezberlendiği bir okul sisteminden parlak zekâların gelişmesini beklemek, boşuna bir beklentidir. Kültürümüzde bilgi hep önemsenmiş, bilgili insanla bilgisiz insanın bir olmadığının altı çizilmiştir. Kutsal Kitabımızda “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” sorusunun bulunması kültürümüzün bilmeye ve bilgiye ne kadar önem verdiğinin delili olabilir.
Bilgi, her zaman güç olarak değerlendirilmiştir.
Gazali diyor ki: “Sorulacak sorulardan ilki şudur: Ey kulum! İnsanların gördüğü dış görünüşünü yıllardır temizliyorsun da peki benim gördüğüm iç yüzünü hiç temizledin mi?
Oysaki Yüce Allah, her gün senin kalbine bakar ve şöyle buyurur. Ben nimetlerimle seni çepeçevre kuşatmışken neden başkalarıyla meşgul olmaktasın? İşte sen sağır olduğun için onun bu dediklerini asla işitmiyorsun.
Ey oğul! Gereğini yerine getirmediğin bilgileri sürekli öğrenedurmak tam bir delilik olduğu gibi, bilgi olmadan hayırlı işleri sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek de mümkün değildir. Bil ki, bugün seni günahlardan uzaklaştırmayan, Allah’a ibadet etmeye ve onun emirlerine uymaya yöneltmeyen bilgi, yarın seni cehennem ateşinden uzaklaştıramaz! Bugünden tezi yok bildiklerini mutlaka pratiğe geçirmek zorundasın.”
Okulda öğrettiklerimle/öğrendiklerimizle davranışlarımızı ne kadar şekillendiriyoruz? Eğitim, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüşmesi sonucunu doğurur. Bilgi davranışa yansımıyorsa eğitimden söz edilemez. Eğitimli insan öğrendiği bilgilerle hayatını kolaylaştıran insandır. Eğer okulda öğrettiğimiz bilgiler, öğrencilerin hayatlarının herhangi bir yönünü kolaylaştırmıyorsa okulda olup biten eğitim değildir. Okulda ne kadar eğitim var? Ne kadar öğretim var? Ya da ne kadar her ikisi de yok?
İnsanoğlu merak ve ilgisi sayesinde bilgi edinme ihtiyacı doğmuş; insan her devirde bilgi edinmek için çaba sarf etmiştir. Bilgi insanoğlunun en kıymetli hazinesidir; doğru. Ama bilgi kapsamında birçok bilgiden söz edilir; gündelik bilgi, dini bilgi, teknik bilgi, sanatsal bilgi, edebi bilgi, felsefi bilgi, tarihi bilgi, bilimsel bilgi… Bu bilgilerin her biri önemlidir. Ne var ki bu bilgilerin ortak özelliği “faydalı bilgi” olması olarak ortaya çıkmaktadır. Faydalı bilgi insanın herhangi bir ihtiyacına cevap verebilecek niteliğe sahip olan bilgidir. Bilgi eğer hayırlı ve faydalı işlere katkı sağlıyorsa değerlidir. Aksi halde yük olmaktan başka bir şey değildir. Bilginin ya bu dünyada ya da öte dünyada bir işe yaraması, bilginin faydalı olması anlamına gelir. Okulda öğrendiğimiz/öğrettiğimiz hangi bilgi, bugün hayatımızı kolaylaştırmaktadır? Okulu hayatın bir numunesi yapamadığımız müddetçe, okulda öğretilen/öğrenilen bilgilerin bir yük olarak hafızalarımızda kalması kaçınılmazdır.
Eskiden enformasyona(malumat) erişememenin endişesini taşırken, şimdi ulaşabildiğimiz bilgi(malumat/enformasyon) miktarı ile nasıl başa çıkacağımızın endişesini taşıyoruz. Enformasyonu faydalı bilgi biçiminde içselleştiremediğimiz zaman bu enformasyonun içinde kaybolmaya mahkûmuz.
Bilgiye evet, ama enformasyona hayır! Bunu sağlayacak olan da eğitim sistemi dolayısıyla öğretmendir!..
Çok Okunanlar

Trabzon Transfer Bombasını Sonunda Patlattı: Oyuncuyu Videoyla paylaştı

Batista Mendy’ye Nice Kancası! Trabzonspor’a 5 Milyon Euro Teklif

Maçka’dan Akçaabat ve Düzköy’e Uzanan Dev Yol Projesi Başladı

Trabzonspor’da Visca Krizi! Kasımpaşa Maçı Sonrası Taraftardan Büyük Tepki

Trabzonspor’da Orta Saha Krizi Derinleşiyor: Onuachu 10 Numara Rolünde, Tekke’ye Eleştiri Yağdı

Süper Lig’de Hakem Skandalı: Anadolu Kulüpleri Yine Biçildi!