Dünyanın gözleri önünde iki yılı aşkın bir sürendir bir insanlık trajedisiydi Gazze’de yaşananlar.

Bombalar evlere değil; çocukların kalplerine, insanlığın vicdanına düşüyordu.
Ve o bombaların altında susturulmak istenen bir halk vardı

Filistin halkı.

70 bin insanın kanına girildi.

Herkes sustu

Dünya gözünü yumdu

İslam dünyası korkudan başını kaldıramadı ta ki Cumhurbaşkanı Erdoğan haykırana kadar.

Evet o sessizliğin içinden, mazlumların sesi olarak bir lider çıktı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Bugün eğer Gazze’de ateşkes sağlanmışsa,
Bugün eğer o kan durduysa,
Bugün çocuklar yeniden nefes alabiliyorsa,
Bunun en büyük mimarı tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Bu bir savaş değil, baştan sona bir katliamdı.
Ve o katliamın karşısında, Batı susarken, sözde insan hakları savunucuları gözlerini kapatırken,
Erdoğan tek başına “Dur!” dedi.
“Dünya 5’ten büyüktür” diyerek Birleşmiş Milletler’in soğuk kürsüsünde adaleti haykırdı.
Kiminin çıkar hesapları, kiminin koltuk korkuları vardı;
Ama Erdoğan’ın derdi sadece insanlıktı.

Bugün ABD ve İsrail liderleri, kanın üzerine kurdukları düzenin utancını yaşarken,
Türkiye, bir kez daha adaletin sesi oldu.
Bu barış, diplomasiyle değil; imanla, cesaretle, inançla kazanıldı.

Ne bir Nobel Barış Ödülü ne de bir tören madalyası,
Erdoğan’ın bu mücadelesini anlatabilir.
Çünkü o, ödülünü mazlumların duasında aldı.
Çünkü o, barışı sadece politik bir hedef değil, ilahi bir emanet olarak gördü.

Ve şimdi bu kutlu mücadelenin izleri Anadolu’nun her köşesinde yankılanıyor.
Bu yankının en gür sesi ise yine Trabzon’dan yükseldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 yıldır yol arkadaşlığını sürdüren, her daim onun vizyonuna sadakatle bağlı kalan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, barış haberinin ardından hiç vakit kaybetmeden harekete geçti.

Filistin ve Gazze için büyük bir yardım kampanyası başlattı.

Tebrik ediyorum Ahmet başkanı

Her zaman duyarlı olmuştur, vicdanlara dokunmuştur,
Kuru gıda, temizlik malzemesi, çocuk bezi, giysi…
Her biri sadece birer eşya değil;

Birer umut, birer vicdan sembolü.

Ahmet Başkan, “Cumhurbaşkanımızın mücadelesine biz de gönülden omuz verelim” diyerek çağrısını yaptı.
Bu çağrı siyasetin değil, insanlığın çağrısıdır.
Ve inanıyorum ki, Trabzon’un her sokağında, her evinde bu çağrı karşılık bulacaktır.

Trabzon, her zaman vefanın, cesaretin, dayanışmanın şehri olmuştur.
Bu şehir, Cumhurbaşkanının davasına sadece sözle değil, yürekle sahip çıkıyor.
Gazze’de barışın adı Erdoğan’sa, o barışı yaşatmanın adı da Trabzon’dur.

Bugün bir kez daha görüyoruz ki,
Dünyada zulmün karşısında susmayan,
Adaletin bayrağını yere düşürmeyen bir ülke varsa,
O ülke Türkiye’dir.

Tarih bu dönemi yazarken şöyle diyecektir;

“Filistin’de barışın imzası Erdoğan’ındır.
Dayanışmanın kalbi ise Trabzon’dadır.”

Ve biz bu topraklardan şu sözü bir kez daha dünyaya haykıracağız.
Dünya 5’ten büyüktür,
Ama vicdan, barış ve Türkiye hepsinden büyüktür.

Teşekkürler sayın Cumhurbaşkanım

Teşekkürler Ahmet Başkanım.