Erdoğan Bayraktar hemşerimiz.
Yani namı değer Oflu
Başbakana yani Rize'ye en yakın yerden.
Toprağın huyundan mıdır Başbakanla benzerlikleri oldukça fazla.
Birinin son adı, diğerinin ön adı Erdoğan.
İkisi de Karadenizli.
İkisi de İstanbul
Erdoğan Bayraktar hemşerimiz.
Yani namı değer Oflu
Başbakana yani Rize'ye en yakın yerden.
Toprağın huyundan mıdır Başbakanla benzerlikleri oldukça fazla.
Birinin son adı, diğerinin ön adı Erdoğan.
İkisi de Karadenizli.
İkisi de İstanbul'da istikbal arayan ailelerin çocukları...
İkisi de çalışkan ve başarıda ısrarlı insanlar.
Ve ikisi de kızınca son sözünü ilk önce söyler.
Başbakanla uzun yıllar birlikte çalıştılar.
Çok önemli işler başardılar.
Bir söyleşisinde Bayraktar henüz TOKİ Başkanıdır ve Tayyip Beyle çalışmasının zorluklarını anlatmaktadır:
Başbakan gecenin bir saatinde arayabilir.
Herhangi bir konuda bilgi almak isteyebilir.
Bu konuda saat mevhumu yoktur.
Kızdığında azarlayabilir.
Hatta bıktırıp 'yapamıyorsan istifa et' de diyebilir.
Bu durulara çok maruz kalmış birisiyim.
Hatta ağladığım da olmuştur.
Evet, henüz TOKİ Başkanıyken bunları anlatmaktaydı TRT spikerine.
Ve sonra bu içten, bu dobra konuşan, bu çalışkan adam Çevre ve Şehircilik
Bakanı olarak 61. Hükümette görev aldı.
Tüm şehirlerin adeta röntgenini çekti.
Çarpık kentleşmeye "dur" dedi.
Dönüşüm projelerini hayata geçirdi.
Kentlerin yüzünü güldürdü...
Her daim Trabzon'da, Trabzonlunun yanında oldu.
Trabzonspor'un yanında oldu.
Fenerbahçeli Başbakana rağmen "2010-2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur" dedi.
Akyazı stadyumunun Trabzon'a kazandırılması hususunda büyük emekler harcadı.
Fetullah Gülen ile İktidar arasındaki kavgada yolsuzluğa adı karışan Bakan çocuklarından bir tek Erdoğan Bayraktarın oğlu serbest kalsa da hiç umulmadık bir gelişmeyle oğulları halen tutuklu bakanlarla birlikte Trabzon Milletvekili ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın istifası istenince kızılca kıyamet kopar ve Bakan Bayraktar hem Ak Partiden hem de milletvekilliğinden istifa eder. Bununla da kalmayarak, "Başbakanın da istifası gerekir" der.
Bu skandal gelişmeler maddi ve manevi olarak Türkiye'ye çok büyük zarar verirken, Bu durum Trabzon'da da adeta şok yaratmıştır.
Evet, hak ettiği kupası gasp edilerek hüzne mahkum edilen bu şehir; bu sefer de Bakanı azledilen bir kent konumundadır artık.
Trabzonlu olarak suskunluğumuzun anlattıklarına bakılırsa, "
giden Erdoğan, kalan Erdoğan'a feda olsun!" Haykırışıdır bu kanımca.
İşte bu vefasızlık şaşırtıyor ve hatta acıtıyor beni.