Ordu'nun Perşembe ilçesinde yaşayan Kemal Demirbaş, fındık bahçesinde karşılaştığı bir kargaya ikram ettiği fındıkla beklenmedik bir dostluğun kapılarını araladı. Günden güne gelişen bu bağ, sadece Demirbaş'ın değil, mahalle sakinlerinin de yüzünü güldürdü. Artık “Şakir” adıyla anılan karga, hem mahallenin maskotu haline geldi hem de doğal yaşamla insan arasında kurulan özel bir köprüye dönüştü.
Fındıkla Başlayan Tanışıklık, Samimi Bir Bağ Haline Geldi
Kemal Demirbaş, yaklaşık bir ay önce fındık hasadı yaparken yanına gelen kargaya fındık ikram etti. O günden sonra karganın her gün bahçeye uğradığını fark eden Demirbaş, ona “Şakir” ismini verdi. Zamanla karga ile arasında alışılmadık bir iletişim gelişti. Artık her sabah balkonuna gelen Şakir, Demirbaş’la birlikte vakit geçiriyor; bazen çay içiyor, bazen ekmek, kaşar peyniri ve hamsiyle karın doyuruyor.
Demirbaş, “Karga fındığı yedikten sonra bizi bırakmadı. Her gün bahçeye gittiğimizde yeniden yanımıza gelmeye devam etti. Akşama kadar çevremizde dolaştı.” sözleriyle bu dostluğun başlangıcını anlattı.
Mahallenin Maskotu Haline Geldi
Şakir sadece Demirbaş’ın değil, tüm mahallenin dikkatini çekmeye başladı. Özellikle çocuklar, onunla zaman geçirmeyi seviyor. Karga artık mahalledeki diğer evleri de ziyaret ediyor, bazen gözden kaybolsa da gün sonunda tekrar Demirbaş’ın evine dönüyor. Mahalle sakinleri Şakir’i sempatik tavırlarıyla tanıyor; bardaktan çay içmesi, camı tıklatması ve insanlarla iç içe olması, onu farklı kılıyor.
Demirbaş, “Mahalledeki bazı evlere de gittiğini gördüm. Karga adeta mahallenin maskotu haline geldi.” diyerek Şakir’in sosyal hayatın bir parçası olduğunu vurguladı.
Doğal Yaşama Saygılı Bir Yaklaşım
Kemal Demirbaş, kargayla kurdukları bağın doğal yaşama müdahale etmeden geliştiğini özellikle belirtiyor. Şakir dilediği gibi uçar, dolaşır ve sonra evin balkonuna geri döner. Bu özgürlük, Demirbaş ailesi için de önemli. Çünkü onun doğallığını bozmadan bu dostluğu sürdürmek istiyorlar.
“Bir gün bizi bırakıp gitmesinden korkuyoruz ama biz asla kendisini doğal yaşamından alıkoymuyoruz.” sözleriyle içten bir endişeyi dile getiren Demirbaş, doğayla kurulan bağların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.