35 yıl boyunca çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında hizmet veren Tomris Özeler, emekli olduktan sonra kent yaşamını terk ederek doğayla iç içe bir üretim serüvenine başladı.

2011 yılında Zonguldak Cemaller köyünde bozuk orman arazisini kiralayarak 21 dönümlük alanda çiftlik kurdu. Özeler, tüm emekli ikramiyesini Polonya’dan ithal ettiği maviyemiş (blueberry) fidanlarına yatırdı. Şimdi ise organik sertifikalı üretimiyle çevresine ilham olan bir başarı hikâyesine sahip.

Maviyemiş ile Tesadüfi Bir Tanışma, Tutkulu Bir Üretim Yolculuğu
Tomris Özeler’in maviyemiş üretimine yönelmesi bir seyahat sırasında tesadüfen başladı. Bir mola yerinde yaban mersini ile tanıştıktan sonra bu meyvenin Zonguldak'ta yetişip yetişmeyeceğini araştıran Özeler, kısa sürede mavi yemişin faydaları ve iklim uyumuyla ilgili bilgi edindi.

Uzun bir hazırlık sürecinin ardından Türkiye'de henüz yeni tanınan bu meyveyle çiftliğini kurdu.

Organik Üretimde Israr, Toprağa Saygı ve Bilinçli Tüketim
Özeler, ilk etapta konvansiyonel üretim önerilse de bu yöntem içine sinmediği için doğrudan organik tarıma yöneldi.

Kimyasal gübre ve ilaç kullanmadan, toprağın doğal dengesini bozmadan üretim yapmaya karar verdi. 5 bin 500 fidanla başladığı serüvende, geçen yıl 500 kilogram maviyemiş hasadı yaptı. Ürünleri doğrudan halk pazarlarında ve fuarlarda tüketiciyle buluşturdu.

İlham Olan Bir Girişim: “İlk Fikri Benden Aldılar”
Kurduğu çiftlik sadece bir üretim alanı olmadı; birçok girişimciye örnek oldu. Zaman içinde pek çok kişi Özeler’e danışarak kendi üretim süreçlerine başladı.

Özeler, yaptığı hataları paylaşarak başkalarının aynı yolları daha bilinçli adımlarla yürümelerine yardımcı oldu. Organik tarımın yaygınlaşması adına bir nevi gönüllü rehberlik yaptı.

Zorluklara Rağmen Üretmekten Vazgeçmedi
Çiftlik yaşamı kolay olmasa da Tomris Özeler, doğayla iç içe olmanın ve üreterek yaşamanın mutluluğunu yaşıyor. “Pazarlamayı sevmem ama mecburum,” diyen Özeler, üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için kendi ürünlerini bireysel olarak pazarlamak zorunda kalıyor.

Kazancı büyük olmasa da cepten harcadığıyla yaptığı işin manevi tatmininin çok daha değerli olduğunu vurguluyor.