1994-1995’li yıllar. Belediye başkanlığını yeni bırakmış. Ankara-Trabzon-istanbul arasında gidip geliyor.

İcraat yapmadan duramıyor.

SHP iktidarında çok yakın aradaşları bakan olmuştu.

Mustafa Sancak’ı Trabzon il müdürülüne görevlendirdiler.

SSK(SGK) il müdürü oldu.

Bir ara Asım Aykan’a(Trabzon belediyesi) gelen maaaşlara SSK borcuna istinaden el koyunca işçiler yürüdüler, tepki gösterdiler.

Geri adım attı.

O ya Ankara yolunda anlatırdı.

Ya 7. caddedeki Mado dondurma da.

Her akşam Nihat Gençle birlikte orada idi çünkü.

Ankara Trabzon herkesin işine koşar.

SGK’da bir işçininin vatandaşa iyi davranmadığını görmüş.

Hemşehrileri  merhum Adnan  Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu gibi Tebdil-i kıyafet hizmet almaya gelen vatandaş yerine geçmiş ve memurla konuşmuş memur aynı tavrı sergileyince öğleden sonra göndermiş, nereye giderse!

Sancak insanlara dünyasını verirdi.

Ankara’da Zeki hoca ve bizleri bırakmazdı.

Bazen ofisinde bazen konfeksiyondan hediye almayı çok severdi.

Akşam yemeğine bir yere çeker.

Belediye başkanlığında da sertti.

Tavizi yoktu.

Şamarı çakardı.

Belki bu yüzden bir daha seçilemedi.

Mustafa Sancak,

Belediye başkanlığını bıraktı ama asla o koltuktan vazgeçmedi.

Orayı bir daha almak için yarıştı.

Her seferinde de kıyısından döndü.

Son seçimde de benzer şeyler oldu, 1000 oy almasına rağmen  seçilemedi.

Sayın Sancak’ın hem annesi hem de babası yaşıyor.

Babası Rasim amca kitapta yazdı.

O da eski belediye başkanı. Allah uzun ömür versin.

Evlat acısı çok derindir.

Ona ve tüm kardeşlerine sabır diliyorum.

Mustafa abi mert yiğit bir adam olarak hep anılacak.

Cenaze merasimine katılım hem üst düzeyde hem de çok kalabalıktı.

Köprübaşı adeta merkeze inmiş ve başkanına son görevini yapmak için istiyorlardı.

Sancak bu kadar ilgiyi nasıl gördü.

Derler ya  veren el alan elden üstündür diye.

O hep verdi.

Ve gönüllere de girdi.

Orada hep kalacaktır.