Aklım almıyor ama nasıl bir millet olduk, nasıl bir siyaset zemini oluşturduk bu vatanda anlamıyorum. Yere batsın sizin ikiyüzlü ahlak anlayışınız, kadınların konu edilmesiyle siyasetiniz, iç hesaplaşma ile dizayn etmeye çalıştığınız konumunuz…
Bir kadını, pençesine düştüğü ağır sağlık problemini açıklamak zorunda bıraktınız ya sizin yatacak yeriniz yok! Böyle bir alçaklık görülmemiştir, kadın kanser ailesinden gizliyor ve kemoterapi görüyor gözlerden uzak. Hamile kız kardeşinden bile saklıyor etkilenmesin diye, yattığı hastane belli ama siz kalkıp ortada olmamasını siyasetinize alet ediyorsunuz…
Kötüsünüz arkadaş, kötüsünüz hem de dümdüz kötüsünüz!
Son sözleri “çok acıklı bir hikâye yazdık değil mi?” olmuş, içim sızlıyor. Niye en yaşaması gereken insanlar bu dünyaya sadece bir selam için uğruyor ve geride harika anılar bırakarak gidiyor? Uzun kalsalardı kim bilir nasıl güzelleşir bu kirli dünya.
Yok, işte yok.
Biz illa ki demirin tuncuna insanın…
MASA KURARKEN DÜŞÜNMEDİKLERİ…
Gitmişler Araklı’da yeme içme festivali yapmışlar. Vali başkanlığında “Araklı Gastronomi ve Turizm Buluşması” düzenlemiş, açık büfeden tabakları doldurup doymuşlar.
Hâlbuki Emine Hanım’ın gönül tellerimizi titretecek “porsiyonları küçültelim” diye tarihe damga vuracak sözleri var. Bunlar unutmuşlar först leydinin sözlerini, yumulmuşlar yemeklere. Az yiyin, az yiyin de biraz ekonomi büyüsün diyor Emine Hanım bizimkiler anlamıyor. İtibardan tasarruf etmiyor hemşerilerim.
Emine Hanım sağ olsun, bu altın değerindeki sır bilgiyi bizimle paylaştı paylaşalı pek bir aydınlandık. Ufkumuz açıldı, ben şahsen az yiyorum emekli maaşım ne kadar yetiyorsa işte.
Ayakta alkışlıyorum, böyle büyük düşünürlere böyle büyük sözler yakışıyor.
Ama bizimkiler bunu anlamıyor, kurmuşlar Araklı’da sofrayı gastronomiyi göçertiyorlar.
Çöpten kokuyu önleyin, kokuyu…
SU KRİZİNDE TRABZON ETKİLENİR Mİ?
Saadet Partisi (SP) Trabzon İl Başkanı Ahmet Muratoğlu, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu su krizine dikkati çekmiş. Yanlış su yönetimi ve plansız uygulamalar neticesinde ülkenin tarihinin en ciddi su krizlerinden birini yaşadığını vurgulamış. (Basından)
Bence süper bir krize dikkat çekmiş SP başkanı, tebrikler.
Ülkede durum belli ama ya Trabzon?
Orhan Karakullukçu döneminde temeli atılan Atasu Projesi ile Trabzon sağlıklı su içmeye başlamıştı. Bunlar 80’li yılların kazanımları idi. Peki, Trabzon bunun öncesinde ne yapıyordu? 1935’li yıllarda hizmete girmiş Değirmendere’de su kuyularımız vardı. Yerin 7 metre altından kaynak çok temiz su çıkardı. Pompalarla suyu Trabzon’a dağıtırdı. Atasu, Atay bey döneminde hizmete girince bu su kuyuları iptal edilmedi. Esiroğlu’daki Atasu Tesislerinden gelen su yer yer çatlaklarla, yol kaymaları ile karşılaşıyordu. Ağır tonajlı araçlar Maçka yolu üzerinde 900’lü ana su borularını patlatınca 2-3 gün Trabzon’a su verilemezdi. İşte bu zamanlarda su kuyuları bölgesindeki su devreye sokulurdu. Ne zamana kadar?
Saadet Partisinin eski ismi ile Refah Partisinin oyları ile Trabzon Belediye Başkanlığına seçilen Asım Aykan’a kadar!
Benim tertip Asım Efendi, gitti bu su kuyuları bölgesinin üst tarafında “Ayakkabıcılar Sitesi” yaptı, mehter marşı ile de hizmete soktu. Oradan akan kirli deri atıkları suyu mahvetti. Gelen yönetimlerde alana Araç Muayene İstasyonu dahil ne buldu ise yığdı. (Bizde dahil)
Elbirliği ile mahvettik şu güzel Trabzon’u, yatacak yerimiz yok!
BENİM TANIDIĞIM CEMAL, GÜL İDİ…
Bizim Atom gitti inşaat hafriyatları ile doldurduğu alana “Gülcemal Dolgu Alanı” dedi. Güya Kurtuluş Savaşında Trabzon’dan giden askerler bu gemi ile gitmiş. Artık kim dedi ise…
Gülcemal Vapuru 1874’de denize indirilmiş, Türk yapımı değil. Kuzey İrlanda’da yapılmış ve İngiltere-ABD arasında yolcu taşımak amacıyla inşa ettirilmiş bir yolcu gemisi aslında. 1910 yılında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından satın alınıp getirip Dolmabahçe önlerine demir atmışlar. Dönemim padişahı Sultan Reşat. Sarayın penceresinden seyrediyor bu iki bacalı 4 yelken direği olan vapuru. Annesi Arnavut Sofi, lakabı “Gülcemal”. “Bu vapurun adı Gülcemal olsun” diyor Sultan Reşat, “Rahmetli anacığımın adıdır”.
Vapurun adı “Gülcemal” oluyor 1938’e kadar. Yolcu gemisi olarak hizmet veriyor.
İşte bu Arnavut Sofi’nin takma adını bizim Atom getirdi dolgu alanına yapıştırdı.
Ahmet Metin Genç bu alanı “Uzunkum Yaşam Alanı” olarak adlandırıyor ve projelendiriyor. Dolguya karşıyım ama proje adının yanındayım.
Ne güzel demiş bizim Sunay Akın, Cemal Süreya’ya yazdığı şiirde.
“Gülcemal vapurunu bilmem ama/ Benim tanıdığım Cemal/ Gül idi…”
HEDEF DEĞİŞTİRDİ DİYOR, HAKLI…
Ortahisar Belediyesi AKP meclis üyesi Yavuz Şanver, CHP’li Belediye Başkan Yardımcısı Cüneyt Zorlu’nun partisi hakkındaki iddialarını “hedef değiştirdi Zorlu” diyor. Gözü yükseklerde bulunduğu için koltuk dar geliyor, İl ve İlçesinin parti boşluğunu bununla kapatıyor demeye getiriyor. Rol kapıyor Zorlu yani.
Haklı mı? Bence de haklı.
Gerçi Zorlu’nun AKP Trabzon Gençlik Kollarının Türkiye’de yerlerde dolandığını, üye sayılarının 30 büyük şehir içine bile giremediğini falan paylaşımlarının hepsinde haklı.
Ama mikrofon başka elde!
Bunları Zorlu değil Trabzon CHP İl ve merkez İlçe başkanları, yöneticileri seslendirmesi gerek. Belki Cüneyt Zorlu bir boşluğu dolduruyor, olabilir ama gelecek tepkileri de düşünmesi gerekir. Söyledikleri yerini bulmuş, söyleyen şaşırtmış…
İl teşkilatını birisi uyandırması gerekirdi, umarım uyanmışlardır.