Hayatının büyük bölümünü Gümüşhane’nin Canca Mahallesi’nde geçiren Eren, o yıllardaki bayram heyecanını bugün hâlâ büyük bir özlemle hatırladığını söyledi.

BAYRAMLAR SÖNÜK GEÇİYOR

Cumhuriyet Bayramı’nda yaşadığı çocukluk günlerini anlatan Yüksel Eren, “O zamanlar bayramlarda buradan eski stadyumun olduğu yere, Alibeyler’e kadar yağmurun altında yürüme giderdik. Trampet çalarlardı. Sıralanır, hayran hayran onları seyrederdik. Bayramda bizi de götürülerdi. Bizde halk oyunu oynardık. Sarıkız ve horon oynardık. Horonda birinciydim. Sarıkızda da ikinciydim. Annem bayrama bizi izlemeye gelirdi. Bayramlarda artık eski heyecan hiç yok. Bayramlar sönük geçmeye başladı. Eski hareketlilik ve heyecan yok. Gelen yok, giden yok. Eskiden bayramlar daha güzeldi” diye konuştu.

ESKİ HEVES YOK

Eskiden yokluğun içinde bile dayanışmanın eksik olmadığını vurgulayan Eren, o günlerin manevi değerlerine dikkat çekerek, “Eskiden fakirlik de vardı. Yine o imkanlarla süslenir giderdik bayram yerine. Babam rahmetli duvar ustasıydı. İmkanlarıyla bize alıp giydirmeye çalışırdı. 29 Ekim’de resmi geçit olurdu. Vali gelirdi. Selamlardılar bizi. Seyrederdik. Hey gidi günler. Bayrama giderken öyle sevinirdim ki… Bayramdan çıkar gezmeye giderdik. Bayram harçlığı da verirdi babam. Benimle yaşıt olan teyzemin kızı vardı. O peşim sıra dolanırdı. Ona da verirdim harçlığımdan. Birlikte çocuk aklı bir sürü abur cubur alır bayramda yerdik. Evvelden bayramlar daha kalabalık olurdu. Herkes orada olurdu. Şimdi bayram var gidelim diyorum etrafıma, kimsenin pek niyeti yok. Eski hevesler yok” dedi.

ELİMDEN GELENİ OKUMALARI İÇİN YAPTIM

İlkokul yıllarına dair anılarını da paylaşan Eren, “ Okulda öğretmenler beni çok severlerdi. Matematiğim çok kuvvetliydi. İlla öne geçmek isterdim. Öğretmenlerimin adını hatırlıyorum; İhsan, Jale ve Niyazi. Niyazi öğretmenin dersinde koşardık, ben o koşuda ikinci gelirdim. Ben ilkokul beşe kadar okudum. Birincilikle bitirdim. Okul bitince erkek kardeşlerim devam etmeme izin vermediler. Kızlar okumaz dediler. Babam da okula vermedi. Sonra evlendim 5 çocuk sahibi oldum. Eşimin eski eşinden 2 çocuğu daha vardı onlarla birlikte 7 çocuğumu da burada büyüttüm. 35 sene Limon deresindeki bu evde durdum. Burası Gümüşhane Trabzon Karayoluna 500 metre uzaklıkta. Otobüsler oradan geçerdi. Okula giden çocuklarımı sırtımda tüfekle yola indirir, akşam olunca da gidip alırdım. O zamanlar kurt inerdi yollara. Okumaları için elimden gelen desteği verdim onlara. Okul benim için çok önemli. Kendimde okumak isterdim ama o zamanın şartlarında nasip olmadı” şeklinde konuştu.

Trabzon ve çevre illerde Cumhuriyet'in 102. yıl dönümü kutlanıyor
Trabzon ve çevre illerde Cumhuriyet'in 102. yıl dönümü kutlanıyor
İçeriği Görüntüle

ATATÜRK’ÜN KIYMETİNİ BİLMELİLER

Cumhuriyetin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan minnetini ve sevgisini dile getiren Eren, “Atatürk olmasaydı hiçbir hakkımız olmazdı. Yok olmak üzere olan bir yerde yeniden ülke kurdu. Bizlere haklar verdi. Atatürk’ü sevmemek olur mu hiç. Bugün neyimiz varsa ona borçluyuz. Gençlerimiz kıymetini bilmeliler. Atatürk ve silah arkadaşlarına sonsuz minnet duyuyorum ve rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak: GÜMÜŞKOZA