Türkiye'de hiç bir zaman anlam veremediğim bir konu üzerine dertleşmek istedim bu yazımda. Biz toplum olarak mağdur mağlup ve mazlum edebiyatına çok çabuk kanıyoruz. Yaşanan her acı olayda anında örgütlenip sonrasın da her şeyi unutabiliyoruz
Hemen yakın tarihten bir örnek vereyim
Kahramanmaraş depreminde ülke olarak akıl almaz bir duyarlılık gösterdik ortalığı ayağa kaldırdik yardımlar yağdırdık
Ama daha iki yıl olmadan yaşanan acıları unuttuk
Bölgede insanlar ne yer ne içer ne yapıyorlar yerle bir olan şehirler ne halde kimin umurunda kim merak ediyor acaba
Ben söyleyim mi
Hiçbirimizin umurunda değil
Sabah şarlatan programlar akşam diziler hafta sonu da oynanan maçlar dan öte neyimiz var
Cidden garip bir hal aldık
Günlük düşünen günlük yaşayan bir toplum olduk
Oysa geçmiş bizim gerçeğimiz
Düne kadar inandığımız savunduğumuz uğruna mücadele ettiğimiz kutsal saydığımız değerleri bile bir kalemde silebilecek kadar tuhaflaştık
Kötülüğün bile bir sınırı onuru var
Menfaat para pul şöhret makam uğruna yaşar hale geldik..
Gözümüz başka bir şey görmüyor
Gerçeklerden kaçmak bize fayda getirmez
Günlük yaşamı kabullenerek birçok konudan ödün vermiş oluyoruz
Bunun bedeli çok ağır oluyor
Toplumsal çürüme güven kaybı ve mutsuz umutsuz bir yaşam
Maalesef tablo bu
Sorumluluk almak istemiyor ķöşe bucak kaçıyor ve işimize gelsin -gelmesin her konuda salağa yatıyoruz
Susan korkan ve idare eden bireyler haline geldik
Samimiyetten ve dürüstlükten koptuk
Yapmacık ve yalancık bir düzen.
Yaşanan sürecin ve ne yaşadığımızın adını bir türlü koyamıyorum
Allah sonumuzu hayır etsin ne diyeyim