Sevgili okurlar, Cumartesi günü oynadığımız adı derbi olan maçta her iki takımın da hesapları kendine göreydi. Galatasaray şampiyonluk yolunda kaybetmemek için mutlak puan almayı düşünürken, bizim bütün hesabımız dört gün sonra oynayacağımız kupa maçı üzerineydi.

Eski kurallara göre, lig şampiyonu aynı zamanda kupayı da alırsa, kupa ikincisi de Avrupa’ya gidiyordu. Yeni statüye göre bu durum ortadan kalktığı için, kupa maçını mutlak kazanmak üzere hesap yapmak zorundayız.

Galatasaray şampiyonluk yolunda yara almamak için tam kadro sahaya çıkarken, bizim hoca ilk 11’den dört futbolcuya takımda yer vermedi.

Bu koşulların hâkim olduğu maça Galatasaray iyi başladı.

İlk yarının son çeyreğini biz daha iyi oynayarak iki mutlak pozisyondan birini Muslera diğerini de direk kurtardı ve devreye beraberlikle girildi.

Bu yarıda Enis Destan’ın sakatlanıp çıkması sıkıntı verirken Galatasaray duran toplardan pozisyon bulmaya çalışıyordu.

İkinci yarıya daha iyi başlayan Galatasaray’dı.

Nitekim bu yarıda kazandıkları birçok köşe atışlarından birini gole çevirirken öne geçmiş oldular. Beraberliği yakalamak için yaptığımız değişiklikler ile daha çok hücumu düşünürken, ikinci golü de yiyince birinci etap Galatasaray maçını kaybetmiş olduk.

Artık bütün hesaplar kupa maçına göre şekillenecek.

Başarısız geçirdiğimiz bu sezonda kupa finalini oynamak önemli bir başarı sayılsa da onu kazanmak asıl hedef olmalıdır.

Sevgili okurlar, derbi maçlarında favorilerin kazandığı çok görülmez.

Tek hedefimizin kupanın kazanılması olacağı bu maça mental olarak iyi hazırlanıp en az Galatasaray kadar şansımızın olduğuna mutlak inanmak gerekiyor.

Bu maçta bu kez futbol şansının yanımızda olması dileğiyle…

İyi haftalar.