Bundan yıllar yıllar önceydi. Yine günlerden bir gün; bin dokuz yüz 100, Türk futbolu dümdüz iken ve Erman Toroğlu gibiler paraya, güce, dünya nimetlerine, egoya ve şov büzinise taparken ( İngilizce biliyorum elbette ama ben Türküm ve Türkçe karakter kullanırım )
Diğer tarafta da yine ADAMLIK mücadelesi veren, Anadolu'nun aslanı Trabzon'un çocukları ile paranın, şikenin, şıngır mıngır sosyetenin çocuğu, pamuklara sarılı büyümüş ve alın teri, emek, yoldaşlık, yarenlik, hakkaniyet ve adalet bilmeyen bir de İstanbul'un şımarık kulüpçükleri varmış...
Bu İstanbul şımarıkları; kendisini Türkiye'nin sahibi zanneden bildiğimiz aileler gibi, Onlar da zannederlermiş ki, Türkiye Süper Ligi sahibi ta kendileri...
Ki ta ki Faroz'un, Derecik'in, Arafilboyu'nun, Büyük Liman'ın çocukları; onları amiyane tabiri ile şamar manyağı yapıp, Derebeylik dönemini sonlandırana ve Türk Futbolunu Orta Çağ'ın karanlığından çıkarana değin. NET...!!!
Bir de bu İstanbul kulüpçüklerinin gizli değil, ayan beyan ve sadece formaları üzerlerinde eksik olan; eyyamcı, alemci, dönek ve hiç ölmeyecekmiş gibi sadece ve sadece bu dünya için yaşayan ahir zaman zavallıları Erman Toroğlu gibiler varmış...
Yıllarca bu şehrin emeğini, hakkını, basiretini, onurunu ve gururunu iliklerine kadar kemiren bu ASALAK güruh; hakemlikleri döneminde görevleri sadece taharet musluğu işlevi görmek olan bu oldumcuklar; hakemlik bitince, çaptan düşünce, yeşilin benzi çekilince ve en büyük mahkeme olan MAHKEMEİ KÜBRA'da sonları da apaçık belli iken; birden vicdan, hak - hukuk - adalet ve dürüstlükle yüklenerek ( Metriks misali ), yıllarca TV programlarında, sahada yapmaya cesaret edemedikleri, ADAM olmadıkları için hakkı olan puanlarını bir bir gasp ettikleri Trabzon'un hakkını savunma oyunu oynamadılar mı ???
Neden ? Günah çıkartmak için...
Neden ? Çünkü ölüm de var be gülüm...
Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Sadık Deda ve Onların mitoz bölünmesi sonucu oluşan embriyoları Ali Palabıyık, Cüneyt Çakır, Deniz Ateş Bitnel gibi sabaha kadar saysan bitmeyecek olanlar; sözümüzün hepsi tam da sizedir...
Trabzon'un hiç bir evlâdının hakkı size helâl olmasın...
Bu şehre yaşattığınız ne kadar travma var ise; bumerang gibi dönsün dolaşsın sizi bulsun ve önce sizden, sonra da en sevdiklerinizden çıksın inşallah...
Boğazından haram geçenin imtihanı, 7 nesil de geçse sürer derler. NET...
Allah; sizleri, en sevdiklerinizle ve göz bebeklerinizle imtihan etsin inşallah...
50'sinden sonra vücudunda deldirmediği hiç bir yer kalmayan, bir hıyar profesörü, ve ömrü hıyarlar arasında geçince; kör ile yatıp şaşı kalkan, tam da bir hıyar kıvamı alan, bir de delikanlı takiyyesi ve kisvesi ile yıllarca Türk Halkını kandıran Erman Toroğlu zürriyetinde olanların; Trabzon'un hiç bir evlâdına adamlık öğretecek ne çapı, ne ederi, ne gideri ne de takati vardır...
Önce Besmele çekip sonra Trabzon ismini ağızlarına almaları elzem iken ve bir de hıyar iken; senden adamlık öğrenecek bu koskoca şehir ÖYLE mi?
Öylemi Erman; ADAMLIK oynamaya dahi olamaz Sen de derman...
Gidin ötede oynayın...
Maymun gözünü açalı, senin de viski içmeden, ayık kafa ile programa çıkmayalı çok oldu Erman...
Şenol Güneş'in kapısında DOBERMAN dahi olamayacak birisi ve benzerlerinin bu sözleri; Onların cibiliyetsizliğinin en alâ tescilidir...
Sen ve Senin gibilerin ne yatacak yeri, ne para ile alışveriş işlevi harici ederi, ne de gidecek yeri vardır. NET...
Bu şehrin çocukları; sizi ve sizin gibi meşrebi bozuklukları, asla ve kat'a affetmeyecek Allah'ın indinde...
Umarım ki mesaj yerine ulaşıyordur...
Selâm ve muhabbetle sevgiler&saygılar