Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Olağanüstü Din Şurasının açılışı sırasında “ Her şeye rağmen, bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmanın üzüntüsü içindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.”dedi.
 
Yıl Aralık 2011… TAKA’da ki köşemde yazarak, sormuşum. Daha doğrusu cevabını bildiğim sorulara cevap istemişim… Demişim ki; yıllardır devlet içinde var olan devletin başı kim? Devletin içinde ki devlet kimlerden oluşuyor? Kim bu insanlar? Hangi kurumlarda konuşlandılar? Devletin içindeki devletin merkezi neresi? Ne yapmak istiyorlar? Hayırlı bir iş yapmak istemedikleri muhakkak! Amaçları nedir? Devletin içindeki devlet kaynağını nereden temin ediyor? Ben nasıl anlayacağım karşıma çıkan insanın devlet mi, devletin içindeki devletten mi olduğunu? Ve yazmışım ki, bizim mezarlıklarımız var. Peki ya onlar ölülerini nereye gömüyorlar? 
**
Ve aklıma takılan onlarca soru işareti…
 
Yıllardır sinsice pusuya yatarak bekleyen vatan haini FETO’nun tek amacı Türk Ordusunu ve Türk Devletini istikrarsız bir hale getirmek değil miydi? Yoksa o da biliyordu elindeki sayı ile ancak bu kadar ses getireceğini…  Şimdi askeri liseleri kapatarak, TSK’nın yapısını bozarak FETO’nun istediğini gerçekleştirmiş olmuyor muyuz? Çünkü FETO istediği kadar yayınladığı bildiride yalandan dem vursun ama onun yıllardır orduyu, ordunun içindekileri ve Atatürk İlke İnkılâplarına düşman olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Zaten FETO’nun içinde bulunduğu CIA ve para oligarklarınında yer aldığı sistemde tek hedef güçsüz bir Türkiye Ordusu değil mi? Soruyorum çünkü Sayın Cumhurbaşkanının etrafının hala kripto isimlerle, en azından gerek partide gerek kamuda onların yerleştirdikleri kadrolarla çevrili olduğunu düşünüyorum.  Ve açıkçası Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan başka hiç birine güvenemiyorum! Sonuçta 40 yıllık bir yapılanma var. E bu 40 yıllık yapılanmanın ele geçirdiği insanlar bir günde devletçi olmayacaklarına göre ve bu insanlar devleti bu güne kadar hep yanlış yönlendirdiklerine göre, insanında aklına böyle bir soru gelmekte.
 
Bu defa da daha başka büyük bir hata yapıyor olmayalım?
Mesela yine beni rahatsız eden bir soru daha… Sonuçta siyaset bu. Garantisi de yok hiçbir şeyin. Kuvvet Komutanlıkları Savunma Bakanlığına bağlandı. Olmaz da. Hadi oldu diyelim. Günün birinde savunma bakanı HDP-PKK’lı biri olursa?
**
Dün akşam meydan nöbetindeydim. Tam yanımda, yerel seçimler sırasında birbirleri için demediğini bırakmayan, birbirlerinin ardından her türlü berbat kelimeyi savuran, birbirlerinin ayaklarını kaydırmak için oyunun kumpasın ağa babasını kuran iki insanın sanki hiçbir şey olmamış gibi can ciğer kuzu sarması olmuş hallerini görünce gayrı ihtiyarı “ Yok artık! Pess ! Dedim. Benim büyük bir şaşkınlıkla söylediğim bu sözlerimi duyan bir başka büyüğüm “ Boş ver, umursama… Siyaset böyle “ dediği anda, memleketin nasıl ve neden bu duruma düştüğünü çok daha iyi anladım… Bizim ülkemizde siyaset yapanların büyük bir çoğunluğu ne yazık ki tüm siyasi amaçlarını menfaate odakladıkları için duruşlarını kaybetmiş durumdalar. İçlerinde saygın ve vakur duruşlarını koruyan erdemlileri tenzil ederek bunu söylüyorum. Fakat siyasi omurga çökmüş bir halde.  Menfaatler ve para uğruna tükürülen yüzü öpmenin mantığı her zaman için bana iğrenç geldiğinden, " Siyasette böyle " mantığını anlayamıyorum. Siyaset böyle olmamalı! Amaç devlete hizmetten çıkıp fırıldaklıkla  kendi makamlarına hizmete döndüğünden bu yaşanılanlar..  Kim daha çok makam vaat ediyorsa onun peşinden koşuşturulmakta. Ki şu an geldiğimiz nokta da bunun göstergesi. Vaktiyle biri de çıkıp doğru inandığı düşünceyi savunamadığına göre! Ve şu ara herkeste bir korku... Ya koltuğum giderse? Gitmez efendim... Sen doğru ve dürüstsen gitmez!
**
Gelmiş geçmiş hükümetler arasında FETO’yu bağrına basmayan tek isimin dinci diye bildiğimiz rahmetli Necmettin Erbakan’ın olması enteresan… 
**
Ben yazımı 1,5 gün öncesinden gazeteye yazıp gönderdiğim için bu gün ki Demokrasi- Cumhuriyet ve Şehitler Mitingini henüz görmüş değilim. İnandığım bir düşüncem vardır. Her şerden bir hayır çıkar. Yıllardır birbirimizi siyasi psikolojik söz üzerinden yiyip bitirmiş bir ülke olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın miting davetine olumlu cevap vererek katılacak olan CHP Lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeliyi göstermiş oldukları hassasiyetten ötürü kutluyorum. Varsa katılımcı başka parti lideri onları da bu güne gösterdikleri ehemmiyetten ötürü tebrik ediyorum. 
Ülkemizin buna gerçekten çok ihtiyacı vardı ve belli ki düşmanlar bu birliği hiç hesaba katmamıştı… 7 Ağustos ülkemiz ve halkımızın dirilişinin miladı olsun. Rabbim bir daha hiçbirimize böyle kötü tecrübeler yaşatmasın.  Biliyorum ki, biz birlikte diri olduktan sonra, kararlı ve emin adımlar attıktan sonra bizi kimse yıkamaz!
 
Yıkamaz demişken aklıma takılan son bir husus daha… Hainler bu şekilde denediler yıkamadılar ya… Belki komplo teorisi olarak gelebilir ki öyle olsun varsın saçma olsun ama benim endişem Tesla modeli el yapımı yıkım şiddeti çok büyük bir deprem bombası…