Adam 30'un aşmış, kırkına merdiven dayamış, kız da öyle ama evlilik düşünmüyorlar.
Çünkü, "Mutlu beraberlikleri var"mış
Hadi evliliği düşündüler.
Bu sefer de çocuk düşünmüyorlar.
*
Nedeni ise,
Hayatlarını yaşayacaklarmış.
Evliliğin tadını çıkartacaklarmış.
*
Ben sanatçı Ajda Pekkan'ı kınamıştım.
"Ayol ben çocuk doğuramam,
Çocukla  uğraşamam" dediğinde ben şaşırmıştım.
Bakıyorum da, şimdi gelinlerin neredeyse tümü Ajda olmuş.
*
Görüyorum da çocuk olmadan gençler birlikte yıllanıyorlar.
Sonra az buçuk bir olayda ilişkiler sönüveriyor.
Çünkü aralarındaki o kopmaz bağ yok.
Yani çocuk yok.
Yani ortak payda yok.
*
İstatistikler dehşet verici.
Türkiye'de 10 yılda boşanan çiftlerin sayısı bir milyon 151 bin küsur.
Son yıllarda bir yıl içerisinde boşananların sayısı ise130 binlerde...
*
Boşanırken de öyle efendice ayılmalar olmuyor.
Tam tersi,
Kavgalar...
Adliyeler...
Vurmalar, kırmalar, yaralamalar...
Hatta öldürmeler...
Ve ağlayan, yarını umutsuz çocuklar.
Ve kahrolan aile büyükleri...
*
Dedim ya evliler boşanıyor...
Ama sorunlar yine de bitmiyor, sadece şekil değiştiriyor...
*
Nerede o, "mezara kadar" taahhütleri?
Nerede o, "iyi günde kötü günde bir ve beraber" olma beyanları?
Görüyoruz ki anında yapı bitti inşaat paydos.
*
Şimdi bakıyorum da, sadece şehrimiz Trabzon'da 10 yılda boşanan çift sayısı
6 bin 91'e ulaşmış
Yani bu şehirde 10 yılda 6 bin 91 düğün hüzne dönüşmüş.
Yazık değil mi?

SAĞDUYU KAZANDI

Cinsel İstismar Yasasının geri çekilmesi nedeniyle,
Hükümet büyük bir ayıptan döndüğü için başbakanı kutluyorum.
Muhalefet bu saçmalığa sert tepki verdiği için muhalefet kutluyorum.
STK'lar dik durduğu için Sivil Toplum Örgütlerini kutluyorum.
KADEM Derneği 2. Başkanı Sümeyya Erdoğan'ı yasaya ilk tepkiyi  verenlerden olduğu için Sümeyya Erdoğan'ı kutluyorum.
Yasaya müdahale ettiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kutluyorum.
Yazan çizen gazetecileri ve karikatüristleri kutluyorum.
*
İşte demokrasi bu.
İşte aklın ortak yönü bu.
Yaşanın cumhuriyet...
Yaşasın demokrasi...
***
DEVLET BU TFF'Yİ, MHK'YI TAKİBE ALSIN.
BİR KULÜBE BU KADAR EZİYET TESADÜF OLAMAZ.


GÖZÜN AYDIN FATİH TERİM

Futbol federasyonu Başkanı açıklama yapıyor.
Yeni maç ihalesini 590 milyon dolara Digiturk kazanmış.
İyi,
Çok çok iyi...
Fatih Terimin gözü aydın.
Maaşını biraz daha artırırlar artık...

HER ŞEY FUTBOL DEĞİLDİR.

Trabzon Valisi olarak atanan Abdil Celil Öz'i  ziyaret gitmiştik.
"Sayın Vali, Trabzon'da nasıl bir iz bırakacaksınız.
Bu şehir için nasıl bir planınız var?
Mesela bu şehrin çocukları ve pek çok kimsesi tren görmedi.
Şairlerin dizelerinde, ressamların tuvallerinde  tren yoktur.
Hadi sizin de çılgın projeniz demiryolu olsun" demiştim.
*
Vali Öz, " Trabzon'a demir yolunun gelmesi şehrin ticari performansıyla alakalıdır" demişti.
Bu cevap beni ve Gazetemizin diğer mensuplarını da rahatsız etmişti.
Zira 80 yıldır demir yoluna sahip olan Elazığ,
Erzincan
Afyon gibi illerin ticari performansı neydi ki?
*
Baktık ki valimiz efendimi, efendi.
İyi niyetli mi, iyi niyetli.
Ama anlaşıldı ki, onu böyle bir hayalin içinde göremeyeceğiz;
Bu sefer gazete olarak biz, sürekli gündeme getirdik demir yolunu.
Manşetler attık.
Karikatürler çizdik.
Kamuoyu yarattık.
*
Aradan 3 yılı aşkın bir süre geçti ve bizi,
Trabzonluları  tam olarak tatmin etmese de Başbakan Binali Yıldırım geldi ve Trabzon'dan haykırdı. "Trabzon'a 2023 yılında Hızlı Tren gelecek!" dedi.
*
Tabi ki de mutlu olduk.
Zira 80 yıl sabreden Karadenizli 7 yıl daha beklemez mi?
*
İşte bu şehir sporu sever.
İlla da futbolu sever.
Ama spor üzerinden öylesine bir enerji kaybına uğruyoruz ki, sorunlarımızı unuttuk gayri.
Sorunu çözebileceklere de baskı yapmadık.
*
Evet, futbol bizim boş zamanlarımızın temaşa keyfidir.
Lakin yatırımlar işsizlerimize iş olur.
*
O itibarla yatırımlar gelmeli ki, bu şehir gurbete gitmesin.
O bakımdan hepimize,
Ama özellikle de basınımıza yeni ve önemli projeler için daha büyük görevler düşmektedir.

NİHAT DOĞAN

Nihat doğan denilince aklıma
Muş gelir
Aşiret gelir
Seda Sayan gelir.
Memleketin kuzuları gelir.
Sözde felsefi lakırdıları gelir...
Bir otelde alem yaparken kadınlara ettikleri hakaret gelir.
Delikanlı ayaklarına haşin çıkışlar gelir,
Ama bir türlü,
Bir türküsü ve
Türkücülüğü gelmez aklıma.
E ne yapsın, çakacak bir yerlere
Son olarak da Cüneyt Arkına dil uzatıyor ve aklınca gündemde kalacak.

YAZIK OLUYOR BU MEMLEKETE

Bir memlekette bu kadar hain olur mu?
Bir kısmı PKK'lı.
Ellerinde silahlar.
Bombalar.
Devlete isyan ediyor...
*
Kendi ülkesinin düşmanlarına maşa olmuş,
Askerine,
Polisine
Doktoruna,
Hemşiresine kurşun sıkıyor.
*
Hainlik derecesi daha düşük olanlar da var.
Mesela adam trilyonları kazanıyor ama  nasıl defter tutuyor ise zırnık vergi vermiyor.
Bu arada elli yıldır zarar ediyor(!) ama bir türlü
batmak bilmiyor.
*
Dedim ya bu devletin ne çok haini varmış.
Neredeyse herkes kendi çapında hain.
Kimisi sokak lambalarını indiriyor.
Kimisi ATM'leri kırıyor.
Kimisi uğruna ölünen cennet vatanı ve o vatanın akarsularını kirletip cehenneme çeviriyor.
Kimisi ülkenin ak ciğerleri olan ormanları yakıyor.

*
Ama daha laneti  FETÖ kabusu.
*
Öyle bir yapılanmaya ulaşmış ki, bu yedi bela; 
Neredeyse TC bu örgütün yanında  paralel durumuna düştü.
*
Okullar  ellerinde.
Dershaneler ellerinde.
*
Polisleri var.
Askerleri var.
Hakimleri/savcıları var.
Esnafı,
Gazetesi/Gazetecisi,
Mimarı, şairi,
Sanatçısı var ve hepsi de devlet düşmanı...
*
Evet,
Dindarı hain.
Dinsizi hain.
Liberali, liboş.
Aydını boş.
Bu ne beladır böyle?

FIKRA

Kadının evinde cam kırılmıştı, camcıyı aradı ve siparişi verdi, yarım saat sonra zil çaldı.
Kadın megafondan seslendi,
"Kim o ?"
"Camcı be ya.."
Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi beş dakika sonra yine zil çaldı.
"Kim o ?"
"Camcı be ya.."
Kadın;
"Yanlışlık var, az önce bir camcı gelmişti ?!..
"Düştük be ya...."