Amerika dâhil bütün dünya, banko Hillary Clinton derken,” Clinton’un sağlığında ciddi bir bozukluk olduğu takdirde Trump kazanır “ diye yazdım. Çünkü siyasette “ Kesin kazanacak  “ diye bir tanımlamanın olmadığını artık biliyorum. (Senin gibi kafada olan birinin siyasette ne işi var diye eleştirenlere ithafen yazıyorum bunu. Çünkü bu deneyimi oturduğunuz yerden edinemiyorsunuz. Saha da olup gözlemlemek şart) Neyse efendim Trump kazanınca sanki teyzelerinin kızı kaybetmişçesine üzülerek “ Ortadoğu kan gölüne dönecek “ diyenler…
Sanırsınız Ortadoğu gül bahçesi de Clinton Teyze oraya gül dermeye gidecekti!
Neyse çıkan sonuç Trump Turp gibi!
Bu haftalık bu kadar siyaset yeter diyerek kendi içsel dünyamıza dönelim diyorum.
Malum dünya diken üstünde…
Ülkemiz gergin…
İnsanlar mutsuz ve yorgun… Çocuklar bile agresif. E birde mevsimsel dönüşümün yarattığı ruh hali de bu duruma eklenince haliyle yüzü asık, sinirli, hiçbir şeyden memnun olamayan varlıklara dönüveriyoruz. Aslında hiçbir şeye değil, sadece huzura ihtiyacımız var. Siz okuyunca huzur bulur musunuz bilmiyorum ama… Bana iyi geliyor okuduğumda. İşte bu yüzden bu hafta M.S 50. Yy da yaşamış olan filozof Epiktetos’un huzuru bulma adına söylediği birkaç sözü paylaşmak istiyorum.
Adam neredeyse 2000 yıl önce yaşamış ama sanki bu günü görmüş gibi…
İlk önce kendinize ne olmak istediğinizi sorun diyor? Sonra da ne yapmanız gerekiyorsa onu yapmanızı.
Ben nasıl mutlu ve dopdolu bir yaşam yaşayabilirim? Ben nasıl iyi bir kişi olabilirim? Diyerek kendinizi sorgulamaya devam edin. Hedefiniz iyi bir yaşam olsun.
Sonrasında kontrol edebileceğiniz ve edemeyeceğiniz şeyleri öğrenin… Unutmayın kontrol edemeyeceğiniz ve değiştiremeyeceğiniz şeylerin üstesinden gelmeye çalışmak sizin şiddetli bir acı duymanıza sebep olur.
Başkalarının işine karışarak boşa zaman harcamayın. Her şeyi gerçekte oldukları gibi görün. İhtiyaçlarınızı ve beklentilerinizi gerçeklikle uyumlu hale getirin.
Mutluluk ve özgürlüğe erişmek istiyorsanız zenginlik ve güç peşinde koşmaktan vazgeçmelisiniz.
Çok sevdiğiniz birine sarıldığınızda ölümlü birine sarıldığınızı kabul edin. Dolayısıyla onu kaybettiğinizde bunu sakinlikle karşılamayı öğrenin. Onu kaybettim demeyi bırakıp onun yerine “ O geldiği yere döndü.” Deyin.
Kimseyi ayıplamayın, kimseyi suçlamayın.
İradeniz her zaman güç alanının içindedir. Siz izin vermedikçe hiçbir olay sizi etkileyemez.
İçinizden cömertlik duyguları geçtiğinde onları bastırmayın. Yardımınıza ihtiyacı olan dostunuzun yanında olmaktan kaçınmayın.
Genellikle sessiz kalın ve gerektiğinde dikkatli ve tutumlu konuşun.
Zihninizi kimseye teslim etmeyin. Doğanın iradesini kendi iradeniz yapın.
Her avantajın bir bedeli vardır. Bunu sakın unutmayın.
Başkalarını memnun etmeye çalışmak tehlikeli bir tuzaktır. Ruhsal gelişim ölüm ve felaketlerle yüzleşerek gelişir. Mutsuzluk, haset gibi düşüncelerden sakının.
Yaşama bir ziyafetmiş gibi bakın… Unutmayın içsel huzur iyi bir yaşamın kapısını da açar…
Hadi durmayın… Aralayın o kapıyı.