Çok iyi futbolcular alacağız, hoca kimi isterse alacağız, iki futbolcuyla anlaştık bir haftaya açıklarız, öyle oyuncular alacağız ki gelmeyenler kıskanacak, vs..vs.. derken yaz transfer dönemi kapandı.

Muhammed Cham ve Mendy gibi büyük umutlarla transfer edilen iki önemli oyuncuyu kaybettiğimiz bu son düzlükte biri sakat, biri cezalı, biri Beşiktaş’ın kadroda düşünmediği 3 oyuncu kadroya zar zor dahil edebildik.

Sağ bekin, sol bekin alternatifi yok. Orta sahada rotasyonda kullanabileceğin iki genç oyuncu bir de ömrü kilo problemi ile geçmiş Ozan’dan gayrı kimse kalmadı. Sadece bu kadar mı? Tabi ki değil. Zubkov’un yedeği Visca, Olaigbe’nin yedeği Nwakaeme çoktan emekli olmuş bile…

Onbir oyuncumuz var ama günümüzde on bir oyuncu yeterli değil. Rakiplerinizin her mevkide birbirine denk 2 oyuncusu varken sizin böylesine uzun bir maratonu 11 oyuncu ile tamamlamanız çok zor, hatta imkansız.

Bu saatten sonra mazeretlere sığınmak bir şey ifade etmiyordu. Şimdi çözüm üretmek zamanıydı, çözüm üretme pozisyondaki isim de Fatih Tekke’ydi. Bu müsabaka eldeki oyuncuların bu tür zor müsabakalarda vereceği reaksiyonu, hocanın hamlelerini, sorun çözme yöntemlerini görme adına kıymetliydi.

Kıymetli olmasına kıymetliydi lakin maçın hemen başında iptal edilen buz gibi gol, Okay’a çıkan kırmızı kart tüm dengeleri bozdu.

Galatasaray’ın kazandığı bir haftada bir şekilde Fenerbahçe’ye 3 puanın yazılacağı belliydi. Transfere 200 m€ harcayan bir takımı kadro değeri 60 m€ olan bir takımın yenmesi kabul edilemezdi.

Maçı 10 dakikada bitiren hakem trio’sunun kararı sonrası maçı konuşmak, oyunu analiz etmek, imkansız bir hal aldı. İmkansızlığın ötesinde gereksiz, anlamsız da diyebiliriz. İptal edilen gol sonrası yıpranan sinirler oyunun kontrolden çıkmasına neden oldu.

İptal edilen golden sonra müsabaka Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında değil hakemle Trabzonsporlu oyuncular arasında geçti diyebiliriz.

Kırmızı kart ve gol pozisyonu değil sadece onbire on oynanan sürede de hakemin kararları ve Trabzonsporlu oyunculara karşı tutumu hakemlik yapmaya gelmediğinin resmi gibiydi.

Kulislerde sürekli duyduğumuz ama konduramadığımız, yakıştıramadığımız iki Trabzonlunun kavgası bu müsabaka ile artık su yüzüne çıktı. Hiç eğmeye bükmeye gerek yok İHO düne kadar gizli gizli yürüttüğü husumetini artık gizlemeye gerek duymuyor.

O zaman son sözümüzü söyleyelim tarihe not olsun “ Trabzonspor ile dalaşanın çocuğu olmaz”

Tebrikler çocuklar mücadeleniz yeter