Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AKParti 3. Olağanüstü Kongresi’nde Genel Başkan seçilmesinin ardından beklenen kabine ve teşkilatlardaki değişiklik bayram sonrası deniyor.
 
16 Nisan sürecinde dahi partinin üst düzey kademelerinde büyük bir değişikliğe gideceği yorumları yapılıyordu.
 
Bu değişim neden gecikti?
 
Erdoğan, aslında MYK’da dar kapsamlı bir değişiklik yaparak, kabine değişikliğinin gecikeceğinin mesajını vermişti.
 
Erdoğan siyaseti tereyağından kıl çekme üzerine işliyor, incitmeden, paldır küldür şeklinde değil.
 
Şu zamanda yapılacak değişikliklerin 15 Temmuz’un siyasi ayağı olarak yorumlanabileceğini biliyor.
 
Zira, uzun zamandır başta muhalefet partileri, Hükümete ve AK Partiye yüklenerek 15 Temmuz’un siyasi ayağının açıklanmasını tartışmaya açıyor.
 
Peki partide ne düşünülüyor:
 
-Ne şekilde olursa olsun, bugün yapılacak bir kabine değişikliği kamuoyunda farklı yorumların yapılmasına neden olur.
 
-Kabine dışı kalanlar için özellikle sosyal medyada, "Bunlar FETÖ’cü diye alındı, Cumhurbaşkanı bu bakanlarla ters düştü" yorumlarına neden olur.
 
-Kabine dışı kalanlar yıpranmış olur.
 
-Muhalefet ‘Zaten biz demiştik’ moduna girer
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hatırlayacak olursak, “Bakanlarımızdan rapor ve proje istedim” açıklaması vardı.
 
Böylelikle değişikliği performans değerlendirmesi sonucu yapacağı ve spekülasyonların önüne geçmek için bu stratejiyi düşündüğü söyleniyor. 
 
Bir de CHP cephesine bakalım
 
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’dan bu yana referandum çalışmalarından da daha yoğun
 
Sadece bu sıralarda Razaman molası verdi.
 
Ne yaptı?
 
Hayır cephesini ziyaret etti. Onların fikirlerini sordu.
 
2019 seçimleri öncesi nabız tuttu, ortak aday için düşüncelerini aldı.
 
% 49’u yukarılara çıkarmak için kararlılığını anlattı.
 
16 Nisan sonrası CHP, referandum sonunda kabul edilen anayasa değişikliklerine uymuyor ve bu konuda TBMM’ye gelen ve anayasa değişikliği ile zaruret haline gelen uygulamaların parçası olmayacağını söylüyor.
 
Nitekim öyle de oldu ve yeni Hâkimler ve Savcılar Kurulunun TBMM tarafından seçilmesi gereken yedi üyesi için yapılan oylamalara “bu anayasal değişiklikleri tanımıyoruz ve uygulamalarının da parçası olmayacağız” deyip katılmadı.
 
CHP 15 Temmuz’la ile ilgili ‘kontrollü darbe’ söylemini sürdürüyor.
 
Öyle ki pazartesi günü milletvekili Aykut Erdoğdu ve beraberindeki vekiller bununla ilgili bir rapor oluşturdular.
 
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş buna jet cevap vererek eleştirilerini sıraladı.
 
Kemal Kılıçdaroğlu tehlikeyi savuşturdu, yeni bir muhalefet stratejisi geliştirme peşinde.
 
En son Meral Akşener ve HDP’lilerle de biraraya geldi.
 
Bu yaklaşım tutar mı?
 
CHP, HDP ve MHP’nin Bahçeli boykotundaki isimlerle oluşturulacak
koalisyon Erdoğan karşıtlığı ve 15 yıllık kesintisiz yükselişi durdurur mu?
 
Önümüzdeki kışa doğru siyasette yeni saflaşmalar, ittifaklar ve yol ayrılıkları görebiliriz.