Türkiye’de 18 milyona yakın insan asgari ücretli ay sonunu zar-zor getirmeye çalışıyor.

Pazara çıkarken etiketlere bakıp iç çeken, faturaları üst üste yığılmasın diye ışıkları erken kapatan, çocuğunun okul masrafını düşüne düşüne uyuyamayan 18 milyonluk bir kitle var.


Yani 18 milyon kişi 22 bin 104 lira maaş alıyor. Kira, elektrik, su, doğalgaz, mutfak giderleri say da dur.
Ama asgari ücretli 18 milyon insan ne grev yapabiliyor, ne “iş bırakma” lüksüne sahip olabiliyor.
Çünkü biliniyor ki iş bırakırlarsa ertesi gün o işi de bırakmak zorunda kalırlar.
Bugün ise en düşük kamu çalışanının yani memur maaşı 44 bin lira en düşük imam maaşının ise 53 bin lira olan ülkede, hükümetin önerdiği zam oranını beğenmeyen kamu çalışanları bugün iş bırakıyor.
Anlarım…
Hakkını aramak herkesin hakkıdır.
Pazarlık, sendika, grev…
Bunlar demokrasinin araçlarıdır.
Ama işin içine din görevlileri girince orada bir durmak lazım.
Dedim ya en düşüm imam maaşı 53 bin lira ve bir o kadar sosyal haklar.
Kira derdi yok lojmanları var, elektrik, su, doğalgaz faturası ödemezler. Devlet her ay gıda yardımı da yapıyor, yani mutfak masrafı da yok, haftalık vaaz ücreti alıyor.
Yan gelirleri de var
Prof. Dr. Mehmet Okuyan bir vaazında anlatıyor ya
“Ölü yıkamadan para, kefenlemekten para, hatimden para, mevlitten para, cenaze namazından para, telkinden para, yediğinden para, 40’ından para, 52’sinden para, ramazandan mukabeleden para. Mesele para. Ondan besleniyor. Allah rızası için ağzını açan yok” gibi ek gelirleri de var.
Yani 53 bin lira maaşın, sıfır gideri var
İmam, müezzin, vaiz hepsi.
Günlük iş tanımı, Allah’ın farz kıldığı ibadetleri cemaate ulaştırmak.
Sabah namazı, öğle, ikindi, akşam, yatsı…
Ama çoğu camide cemaatin sayısı düşüyor diye vakit namazlarının sayısı bile fiilen üçe inmiş durumda.
Şimdi bu insanlar da “iş bırakma” eylemi yapacakmış.
E peki o gün ne olacak?
Namaz kıldırmayacaklar mı?
Kendileri kılmayacak mı?
Ezan okunmayacak mı?
Hak, hukuk, adalet nerde?
Hutbelerde en çok geçen kelimeler.
Eşitlikten, kul hakkından, adalet terazisinden bahseden imamlar, iş maaş pazarlığına gelince ibadeti bile “eylem” aracı haline getirecek noktaya gelmişse burada büyük bir çelişki var.