Türkiye siyaseti nefret ve dedikodu siyaseti sarmalından bir türlü kurtulamadı.
 
Bugünün değil, siyaset tarihinden beri değişmeyen kader bu.
 
Çamur at izi kalsın; ikbal arayışından koltuk sevdasından başka bir şey değil.
 
Bir kesim için yazmıyorum, maalesef görüntü bu.
 
Avrupa’da sandığa gitme oranı % 40 olunca ciddi rakam olarak görülüyor, Türkiye’de bu oran 80’leri aşsa da ilerleyen yıllarda böyle olmayabilir.
 
1 haftadan beri, gazeteci Rahmi Turan’ın, iddialarını konuşuyoruz. Turan dün özür diledi ve haber kaynağının kendisini yanılttığını söyledi.
 
Ama onun ilk vukatı değil.
 
Bir kez daha böyle şeyler yaşanmaz diyerek hayra yormaktan başka çare yok.
 
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu iddiaya sarılması da akıllara zarar.
 
CHP’de yapılacak olan kurultay öncesi böylesi iddia ile tabanı kazanma, safları birleştirme gayreti de güdülmüş olabilir.
 
Olayın muhatabı Muharrem İnce, gazeteci Didem A. Yılmaz’a çok çarpıcı şeyler söyledi.
 
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İnce’yi, seçim süreci devam ederken adaylıktan vazgeçirtecek şey ne olabilirdi?
 
Tüm arkadaşlarının listelere alınmadığını, Tanju Özcan gibi ağır topun dahi büyük uğraşlar sonucu listeye alındığını açıkladı.
 
Yerel için söylemiyorum ama meclisin en parlak milletvekili. Her soruna söyleyecek bir sözü olan Haluk Pekşen’de arada acımasızca harcandı.
 
CHP’de kaç tane Haluk Pekşen var.
 
Son olayda her iki taraf  birbirini kendilerine kumpas kurmakla suçluyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın net çıkışı, İnce’nin sözünü sakınmaması durumun açığa çıkmasını sağladı.
 
CHP’nin bunlardan ders çıkarmadığını görüyoruz.
 
Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığının ilk döneminde yıpranmamışlığı ile ‘umut olabilir mi?’ algısını oturtmuştu.
 
İlerleyen süreç, kaybettiği seçimler ile CHP lider eksenli bir yapıya dönüştü.
 
SONAR araştırma şirketi sahibi ve sol çevreler için yaptığı analizlerle tanınan Hakan Bayrakçı, parti ayrımı gözetmeden Türkiye’de tüm siyasi yapıların parti liderlerinin iki dudağını arasında olduğunu söylüyor.
 
Parti içi muhalefet, özgürlükçü söylemler, demokrasi hak getire.
 
Şu olabilir mi, ‘CHP, bu tartışmalardan ders çıkarmıyor’ dedik.
 
İnce’nin dünkü mesajlarına bakarsak yine de partisinin adının yıpratılmaması taraftarı.
 
Parti aidiyetiyle hareket ediyor.
 
Kendi deyimiyle AK Partiye buradan ekmek çıkmaz dedi.
 
Her ne olursa olsun CHP’de arka planda 2023’e giden yolda kadroları yeniden dizayn etme, genel başkanlığı sağlama alma gayretleri olabilir.
 
Bazı iddialar var, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun istifa ettirilerek parti genel başkanlığına seçilmesi gibi.
 
Kılıçdaroğlu, büyükşehir rüzgarını arkasına alarak HDP’den gelen erken seçim çağrısına kapı kapamadan bir genel seçimle final yapmak isteyebilir.
 
Yalnız Millet İttifakının geleceğinde yeni parti arayışları, mevcut ittifaktaki itirazlar düşünüldüğünde bunun nasıl şekilleneceğini zaman gösterecek.
 
Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’na ‘Sen liderliğe ve Cumhurbaşkanlığına bakma’ dediği bir dönemde yaşanan Rahmi Turhan ve Saray tartışması Kılıçdaroğlu’nun güçlenen karizmasına bir çizik attı.
 
Bu çizik yaraya döner mi, zaman içinde netleşir.
 
Ama gördüğüm şu, CHP’de 3 grup oluştu.
 
1.Grup, Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte koltuğunu kormuya çalışanlar.
 
2.Grup Kemal Kıçıldaroğlu varsa bize ekmek yok diyen grup.
 
3.Grup ise artık yeter Muharrem İnce de hakkını kullandı, Kılıçdaroğlu da  Ekrem İmamoğlu rüzgarı dinmeden yürüyüşe başlamalıyız diyen grup.
 
Dün Kılıçdaroğlu grupta toparlamaya çalıştı. Ama İnce  ve Baykal grubu.
 
Hatta Onur öymen grubu kurultaya aday çıkaracak.