Bir kız öğrenci yurdunda yangın çıkar mı?
Maalesef çıkar.
Ölenler olur mu?
Olur maalesef.

Ama bu yangında hayatlarını kaybeden 12 canın yangından ziyade,
Yangın söndürme merdivenin kilitli olmasına ne denir?
 
*
 
Kader mi denir?
Yoksa cinayet mi?
Canilik mi denir?
Bakacağız.
 
*
 
Hata sadece yangın merdivenlerinin kilitli olmasıyla kalmadı;
Ayrıca binanın iç duvarları ve döşemesinin ahşap olması,
Üstüne üstlük bu ahşabın vernikli olması,
Ayrıca zeminin sentetik halılarla kaplanması ölümleri önlenemez hale getirdi.
 
*
 
Öğrendik ki, bu öğrenci yurdu bir cemaate aitmiş.
Öğrendik ki, buradaki küçük kızlar kendi hizmetlerini kendileri yapıyormuş.
Öğrendikçe içim yandı...
 
*
 
Öğrendik ki, yıllar önce yine bunların bir öğrenci yurdu daha yanmış ve bu yangında da 18 öğrenci feci bir şekilde yanarak ölmüşler.
 
*
Yahu söylesenize,
Siz şirket misiniz?
Yatırımcı mısınız?
İşletme misiniz?
Yoksa insanlara dinini/diyanetini öğretme çabasında olan bir organizasyon musunuz?
 
*
 
Ayrıca neden bu muhteremlerin(!) işletmeleri kontrol edilmez.
Neden devlet bu genç yavrularını bu kimselere mecbur,
Hatta mahkum eder?
Neden?
Neden?
Neden yaaa!
 
*
 
Şimdi o yavrular 10 dakikada yandı gittiler...
Ya onların anneleri,
Babaları;
Babaanneleri,
Dedeleri...
Yıllar yılı bu acılarla yanacaklar...
 
*
 
Bu acıya bu yürekleri nasıl mahkum ettiniz.
Evet, bu cinayettir.
Buna sakın bu cinayete  "Kader" demeyin.
Hiç değilse bundan sonrası için artık tedbirler alın artık.
 
FIRILDAK FADIL
 
Fadıl Akgündüz dolandırıcılıktan yargılanıyor.
Bu adamı medyada ilk gördüğümde gözüm hiç tutmamıştı.
Ama bu memlekette 396 kişinin gözü tutmuş olmalı ki, fena halde dolandırıldılar.
*
Bu sefil duruşlu Maho soydu soğana çevirdi insanları.
Tabi teslimiyet, bizim genlerimizde var.
Adam şimdi en fazla 20 yıl yatsın sonra çıksın,
Ertesi gün yine yüzlerce kandıracak adam bulur vesselam.
*
Şimdi kandırılan temiz yürekli insanlar feryat ediyorlar.
"Altınlarımızı bozdurduk.
30 yıllık birikimlerimizi verdik.
Geleceğimizi çaldı.
Siyasiler ve dindar görünümlü kimseler onun reklamını yapınca inandık" diyorlar.
*
Yazık!
Bu ülkede her isteyen istediği naneyi yiyebilecek mi böyle?
Bunların neden kulakları kopartılmıyor.
Bu dinsiz ve ahlaksızlar,
Özellikle mütedeyyin insanları Allah’la aldatıyorlar...
Bakıyorum da buna rağmen sırıtıyor.
Buna rağmen adam rahat.
Ar damarı çatlamış anlaşılan...
 
KİM?

Basında bir haber, "Batı Erdoğan'ın yerine kimi hazırlıyor?"
Kimi hazırlayacak,
Tabi ki de FETÖ'yü.
 
ACABA
 
Milli Eğitim Bakanımız diyor ki, eğitimde kırdık zincirleri gidiyoruz...
Hatta öyle ki Amerika arkamızdan nal topluyor.
 
*
Ah keşke öyle olsa, bunca karamsarlıktan sonra biraz olsun umutlansak.
Ama maalesef gerçek öyle değil.
Geçen yıl yapılan OECD 'nin en kapsamlı Küresel Eğitim Araştırması’na göre
Türkiye eğitimde 76 ülke arasında 41’inci sıradadır.
 
*
Sanırım bakanımız heyecandan dili sürçmüştür.
*
Evet, sırf muhalefet etmek için uydurmuyorum.
Girin internetten araştırın.
76 ülke arasında ki yerimiz 41’inciliktir.
Ayrıca Amerika'nın önünde değil maalesef hayli gerilerindeyiz.
 
*
 
Merak edenler için biraz daha bilgi vereyim.
Başarı listesinde Uzakdoğu’nun gelişmiş ülkeleri göze çarpmaktadır.
Singapur’un başı çektiği,
Gabon’un ise en sonda yer aldığı listede,
Singapur
Hong Kong
Güney Kore
Japonya
Tayvan
Finlandiya
Estonya
İsviçre
Hollanda
Kanada şeklinde sıralanırken
İngiltere 20’nci,
ABD 28’inci.
Ve Türkiye 41. sırada yer almaktadır.
Bu tespitlerde Matematik ve Fen bilimleri baz alınmıştır.
 
DİNİ DERSLER
 
Bir gazetemizin köşe yazarı,
"Öğrenciler okullarda dini dersleri tercih etmiyor.
Dini dersleri tercih edenlerin oranı yüzde 20 civarında" diyor.

*
Gerçekten de şok bir tespit.
Ama soğukkanlılıkla araştırmak lazım.
Neden?
*
Halkının yüzde 90 küsuru Müslüman olan bu toplumun gençleri neden  dine Fransız kalmaktadır?
*
Acaba dindar bilinen kimselerin toplumdaki genel imajında bir sıkıntı mı var?
Acaba dini kisve altında duyulan çirkin haberlerin menfi tesirleri mi var?
Acaba sözde dini mekânlarda Kuran'ın ayetleri değil de,
Vaaz adı altında din ile örtüşmeyen hurafe ve öfkelerinden oluşan sıkıcı lakırdılarının tesirleri mi var?
*
El cevap: Etkisi çoktur.
*
Defalarca yazdım ve yine yazıyorum.
Ne olur şu dinimizi sözde hoca denilen,
Sesiyle,
Ahlakıyla,
Sözleriyle,
Giyim kuşamıyla çirkin kimselerden ayıklayın.
*
Bu zevatın sürekli
Aşağılayan,
Azarlayan
Yaklaşımları bağışlayıcılığına, insana değer verişine hiç yakışmıyor.
*
Bunlar, bu yaklaşımlar sevdirmiyor, nefret ettiriyor.
Kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor.
 
FIKRA
 
Adam New York'ta lüks bir randevu evinin kapısını çalar:
Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum.
Bir dakika efendim.
Adamı içeri alırlar. Bir süre sonra çok güzel bir kadın merdivenlerden iner:
Beni aramışsınız.
Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Tamam ama benim tarifem biraz pahalıdır. Geceliği bin dolar.
Parası önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Beraberce yukarı çıkarlar. Geceyi birlikte geçirirler.
 
Ertesi gün adam yine randevu evine gelir.
Samantha ile görüşmek istiyorum.
Beyefendi başka kızlarımız da var.
Umurumda değil, Samantha ile görüşeceğim.
Samantha gelir:
Yine mi sen!
Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Yalnız fiyatımı hatırlıyorsun değil mi? Bin dolar.
Hiç önemli değil. Ben geceyi seninle geçireceğim.
Birlikte yukarı çıkarlar, o geceyi de beraber geçirirler. Ertesi gün, aynı adam, aynı randevu evi:
Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum.
Samantha aşağı iner:
Tanrım, yine mi! Bak, devamlı müşterilere indirim falan yapmıyorum. Fiyatım aynı, bin dolar.
Önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum.
Yine yukarı çıkarlar. İşlerini bitirdikten sonra:
Benden bu kadar hoşlanman çok güzel ama anlayamıyorum. Üç gece üst üste bana bin dolar ödedin. Nerelisin sen?
"Tel Aviv."
Tel Aviv mi? Benim kız kardeşim de Tel Aviv'de yaşıyor.
"Biliyorum, sana getirmem için bana üç bin dolar verdi."