Kerim Aydın hemşerimizdir
Trabzon, Çaykaralıdır
Çambaşı Mahallesindendir
Yan komşumdur
Sazcı abimin yaşıtı, arkadaşı ve sanatçı dostudur.
Kavalın son imparatorudur.
Kendine has melodisi, atlama ve sallama horon havalarıyla milyonların gönlünde taht kuran bir sanatçıdır.
Onun kavalıyla insanlar horona durur,
Kavalıyla yeni dostlukların kurulmasına katkı sağlar
Kavalın diliyle insanları buluşturur, el ele tutuşturur
Çocukluk yaşından beni kavala nefes veriyor
Yani hayat veriyor
Karadeniz’in hırçın dalgalarından, Çaykara’nın serin dağlarından yükselen bir nefestir.
Ve bu nefes bir ömürdür kavala can veriyor, insanlara umut, mutluluk ve hüzün üflüyor.
İşte bu nefesin sahibi Kerim Aydın’dır,
Yani kavalın son imparatoru
Henüz 6 yaşında eline aldığı kaval ile başlayan bu yolculuk, tam 66 yıl boyunca hiç durmadan sürüyor.
O, kavala sadece hava üflemedi, nefes vermedi
Hayat verdi, sevgi verdi, kültür verdi.
Her notasında bir Karadeniz türküsü, her melodisinde bir dağın gölgesi, bir derenin şırıltısı var.
Gençlere ilham kaynağı olan Kültür Bakanlığı’nın tescilli sanatçısı unvanına sahip Kerim Aydın ile çok güzel bir sohbetimiz oldu.
Oldukça samimi, sıcak ve naif bir ses tonuyla hem öğretici, eğitici bilgiler verdi hem de bu kadar yıllık sanat hayatında zirvede kalmanın sırlarını anlattı.
Halkın sanatçısı olmak, halka saygıyla olur, temel felsefe budur.
Sanatını icra ederken önce halka saygı duymak gerektiğini söylüyor Kerim Aydın, ve yıllar boyunca bu düsturdan hiç şaşmadığını ifade ediyor.
Ona göre bir sanatçıyı var eden, halktır, halkın sevgisidir.
Bu yüzden, halkın gönlünde yer edinmek sadece çalmak veya söylemek ile değil, hissederek, severek ve yaşayarak müzik yapmak gerektiğini hep vurguladı.
Bugün geriye dönüp baktığımızda; Karadeniz’in efsane sanatçıları Erkan Ocaklı’dan Kâmil Sönmez’e, İsmail Türüt’ten Volkan Konak’a kadar nice Karadeniz sanatçısının yanında kavalıyla yer almış, onlara eşlik etmiş bir üstattır Kerim Aydın.
Onların orkestralarda şeflik yapmış, Avrupa’nın birçok ülkesinde konserler vermiş, Karadeniz müziğini sınırların ötesine taşımış bir kültür elçisi, kavalın virtüözüdür Kerim Aydın.
Kerim Aydın’ı sadece bir kaval ustası olarak tanımlamak eksik kalır aslında.
O, dört yönlü bir sanatçıdır aynı zamanda
İstanbul’daki evinin altında kurduğu kendi atölyesinde hem kaval üretiyor, hem satıyor, hem öğretiyor ve hem de çalıyor.
Yeni nesil sanatçılara yol gösteriyor, nasihat ediyor.
Kimi zaman bir abi, kimi zaman bir baba şefkatiyle.
Sanatı yaşatmanın, halka layık olmanın, müziğe saygının önemini hatırlatıyor bir kez daha.
Bugün ona düşen görev, yılların birikimini aktarmak; bize düşen görev ise onu yaşarken değerini bilmek, baş tacı etmektir.
Festival ve şenliklerde, konserlerde, kültür etkinliklerinde daha çok görmeli, ona hak ettiği değeri vermeli ve onore etmeliyiz.
Çünkü Kerim Aydın gibi değerler kolay yetişmiyor,
O ve onun gibiler, halkın ortak hafızası, yaşayan mirasıdır, bu mirasa sahip çıkmalıyız.
Kerim Aydın sadece bir sanatçı değil, Karadeniz’in sesi, kavalın son imparatoru, müziğe adanmış bir ömürdür.
Onu dinlerken sadece bir enstrüman sesi değil, bir kültürün nefesini duyarsınız.
Nefesin hiç kesilmesin Üstad.