Bir gün seni bir köşeye çekip de, “Onu hiç sevdin mi?” diye sorarlarsa sana şayet…
“Sevdim” deme.
“Unuttum” da deme.
Sadece başını eğ ve sessizce şunu söyle
“Küçük bir dünyası vardı, onu da ben yıktım.”
Çünkü bazı kalpler, bir Ömrün emeğidir.
Bazı sevgiler, bir Umut’tur, kendi içine kurduğu bir evin ta kendisidir.
Ve o evin kapısından sadece o girsin diye açmıştır.
Başka kimse bilmesin, görmesin, anlamasın diye saklanmış, sarmalanmış bir sevgidir o.
Ama bazen ne olduğunu bilmeden, neye kıydığını anlamadan geçip gidiyor insan onun içinden.
Ve gittiğinde ardından bir sessizlik kalır.
Ne bağırır ne çağırır
Ama içten içe yıkılmış bir şehir gibi, çöküşünü yaşar tek başına.
Bir kalp düşünün…
Sevdiğine inanmış.
Onun için dua etmiş, adını kalbine mühürlemiş.
Hayaller kurmuş, onunla yarınlar tasarlamış.
Sıcak bir yuva
Bir bakışına Umut yüklemiş, bir gülüşüne şiir yazmış, Ömür katmış.
O kalp, işte ona ev olmuş aslında.
Ama belki de o evin ne kadar kıymetli olduğu hiç fark edilmemiş bile,
Sert bir sözle, yanlış bir hareketle ya da sessiz bir gidişle yıkıp geçmiştir.
Ve işte o an, onun adı “kıran” olarak yazılır o kalbin tarihine.
Birini sevip de yıkmak, en ağır yüktür aslında.
Çünkü her gözyaşında bir parça vicdan taşır.
Her hatırlayışta bir parça pişmanlıktır.
Bunu bir “terk ediş” sanırsın, oysa o için için bir tükeniştir.
Bunu bir “unutmak” sanırsın, oysa onun için bu bir ölümdür.
Çünkü bazı insanlar bir kez sever, bir kez inanır.
Ve o inanç yıkıldığında, bir daha kimseyi içine alamaz.
Evet, bir gün sorarlarsa size eğer…
Dürüst olun.
Büyütmeyin kendinizi.
Kahramanmışsınız gibi anlatmayın.
Yücelten değil, yıkan olduğunu kabul edin.
Ve tekrar deyin ki:
“Küçük bir dünyası vardı, onu da ben yıktım.”
Ve ardından ekle sessizce:
“O, kalbinde bana bir ömürlük yer ayırmıştı,
Bense orayı hiç fark etmemişim bile …”
İşte o gün anlayacak herkes;
Bir kalbi kırmak, bir şehri yerle bir etmeye benzer olduğunu.
Yıkması kolaydır…
Ama bir daha eskisi gibi kurmak, imkânsıza yakındır.
Bu yüzden azizim…
Severken dikkatli olun.
Kalbe girerken, oranın bir mabet olduğunu unutmayın.
Ve birini yıkmadan önce, onun sizi nasıl sevdiğini hatırlayın.
Çünkü her gidişin bir dönüşü olmayabilir…
Ve bazı kapılar bir kez kapandığında, sonsuza dek sessiz kalabilir.