Kolbastı/Hoptek, son zamanlarda Trabzon ilinde benimsenerek oynanan hızlı ve kıvrak bir oyun türüdür. Trabzon kolbastısının yeni bir figürü daha ortaya çıktı. Hoptek Asena! Bu kıvrak figürlü oyun artık Trabzon'un yeni kimliğidir. Salla, salla da salla!

Kolbastı/Hoptek, son zamanlarda Trabzon ilinde benimsenerek oynanan hızlı ve kıvrak bir oyun türüdür. Trabzon kolbastısının yeni bir figürü daha ortaya çıktı. Hoptek Asena! Bu kıvrak figürlü oyun artık Trabzon'un yeni kimliğidir. Salla, salla da salla! Bende sizler için biraz araştırdım. Mesela bu oyun nasıl oynanır figürleri hareketleri nelerdir diye. Kolbastı figürleri beş tanedir. Biri hariç gerisini bilirim. 30 Mart’ta Trabzon’da oynanan Asena vari figürü ben oynayamam mesela. Bunun için özel yetenek lazım. Nitekim böyle bir yetenek bende mevcut değil. Bunu oynamaya bir Trabzonlu olarak karakterimde müsait değil zaten. Hani oynayabilene de diyecek bir sözümüz yok. Ben sadece bu insanların neden böyle hareketler yapma ihtiyacı duyduğunu anlayabilmiş değilim. Oysa bizim kültürümüzde tek ayak, omuzlar dik ve göğüs gururlu bir şekilde oynanan horon vardır. Trabzon-Şalpazarı’nda oynanan buna bir örnektir. Trabzon’un bu anlaşılmaz figürlerle oynadığı kolbastı dansı ile dik durma kimliğini de aleme maskara etmiştir. Ayrıca bu yeni akımla birlikte Trabzon’un 4500 yıllık tarihi olan şehrin sembolü olan dik horon kültürü de sona ermiştir. Trabzon’la ilgili bir şeye çok derinden yanarım. Nitekim; Trabzonspor’a yapılan bunca haksızlıklara rağmen, halkın seçimlerde tepkisiz kalmaları. Bunu söylerken elbette oy pusulasına, "2010-2011 şampiyonu Trabzonspor", "Benim partim Trabzonspor" ve ‘Oyum sayılmayacak ama vicdanımız rahat olacak’ diye yazan bu duyarlı Trabzonlu vatandaşı unutmamak lazım. Sağol duyarlı insan. Bu davranışın duyarsız Trabzonlulara kapak olsun. Trabzonlular; Fenerbahçe’yi aklama adına müdahil olan siyaseti seçim zamanı mükafatlandırdılar. Yazık oldu yazdığım köşe yazılarıma, yazık oldu TAKA’nın spor manşetlerine, Trabzonspor’umuzun adaleti için yediğimiz cezalara, yazık oldu dik duran kalemlerimize. Olsun bize yazıklar olsun, Trabzonlular size her şey helal olsun! Ama bu son olsun. RÜYAMDA AZİZ YILDIRIM Evet itiraf etmeliyim ki son zamanlarda sinirlerim çok bozuk benim. Zira geceleri uyku tutmuyor gözlerimi, yorgunum ama uyuyamıyorum. Sabaha karşı gözlerim kısa bir süre kapandı, fakat büyük bir dehşetle uyandım. Rüyamda Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ı gördüm. Trabzon’a gelmiş Milletvekili adayı olmuş, Trabzon Meydan Parkında da büyük bir kalabalık toplanmış slogan atıyorlar: “Aziz Yıldırım Başkan, Trabzonspor Şampiyon” Aziz Başkanı Trabzon’dan Milletvekili seçmişler. Dayanamadım en büyük Trabzonspor diye olanca gücümle bağırdım. Meydan Parkı’nın oradayız, gözaltına alınıyorum, yaşlı bir adam, “bırakın onu” diye tutturdu ama bir yerlerden çıkan bir başka adam onu itekledi. Yaşlıca bir kadın, “kimsiniz siz, bırakın onu” diye bağırıyordu. Biraz geride duran bir kadın cep telefonuyla bütün olanları kaydettiğini ve kendi kendine “Nerede o eski Trabzonlu delikanlılar” diye söyleniyordu. Sonra da kimsesizlik duygusuyla, Ben Ahmet Sancak’ım, burası Trabzon değil mi?  diye bağırmaya çalıştım, fakat ağzımı polisler kapatıp başımı bastırarak arabaya itekliyorlardı, ben arabaya binerken zafer işareti yapmamla kafama cop yemem bir oldu. İşte tam bu esnada uyandım. Kafam şişmiş mi diye dokundum. Sonrada derin bir nefes aldım, rüyaymış dedim. Bütün gün gördüğüm rüyanın etkisinde kaldım, karar verdim Aziz Başkanı aramaya, rüyamdan bahsettim ona, dinledi ve güldü, “Neden olmasın” dedi. Zira “Ben Trabzonluları severim, asla benim düşmanım değiller, Trabzonspor ve Fenerbahçe kulüpleri geçmişte birçok futbolcu almış vermişler kendi aralarında. Bu iki güzide kulübü 3 Temmuz şike siyasetine meze etmek isteyen siyasetçiler utansın!” dedi. Peki dedim, Ülkemizde son üç yılda Süper lig de yaşanan olayları incelediğimizde, çocuklarımıza umuttan çok utanç dolu bir gelecek bırakacağımız açıkça görülmüyor mu? Trabzonspor yönetimi, şikeyi kaşıdıkça taraftarı da bu hale geldi. Bu yüzden Trabzonlu taraftarlar en günahsız olanlar. 3 Temmuz olaylarını tezgahlayanlar bu olayların tek sorumlusudur. Neden hep Trabzonspor'la şampiyonluk mücadelesini Fenerbahçe ile yapıyor. Ve olaylar tırmandırılıyor. Tek hobisi Trabzonspor olan masum taraftarları kocaman bir kavganın ve kaosun içine çektiler. 3 Temmuz 2011 Türk futboluna indirilen en büyük darbedir. Bir başka Fenerbahçeli yönetici söze giriyor; 3 Temmuz şike soruşturması olarak bildiğimiz soruşturmanın asıl amacı aslında etkin güç Aziz Yıldırım’a biat ettirmektir. Şike altında Fenerbahçe Başkanına diz çöktürme ve Feneri ele geçirme operasyonudur. Nitekim dinlediğimiz tapelerde bunun  kanıtıdır. Ergenekon, Balyoz davalarında olduğu gibi şike davası da aynı kumpasın bir sonucu, Türk halkının en önemli varlıkları olan spor kulüpleri de ele geçirilerek, büyük taraftar kitlelerini kontrol etmek, onları yönlendirmek istenmiştir. Nitekim şike davasında aldığı ceza Yargıtay tarafından onanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, "Bu hukuka aykırı karara saygı duymuyorum ve bu siyasi kararı tanımıyorum" diyor. İşte size ileri demokrasi ile yönetilen hukuk devleti, alın tepe tepe kullanın. Saygılarımla