Küresel güç denildiğinde akla ilk sırayı ABD, Rusya, Çin, İsrail, İngiltere, Almanya ve Fransa dikkat çekmektedir. Yani altı milyarlık dünya nüfusunun kaderini bu ülkeler belirlemektedir. Bunu yaparken de dillerinde pelesenk yaptıkları, evrensel insan hakları, barış, demokrasi gibi kavramları ön planda tutmaktadırlar. Her fırsatta insanlığın bir yanında derin yaralar açarak gıdalandıkları hak, hukuk ve evrensellik gibi boş lafları büyük harfler ile kullanmakta; el altından silah satışı yaparak ekonomik güçlerine güç katmaktadırlar.
Nerede ise iki aya yaklaşmakta olan Ukrayna-Rusya savaşının ilk bakışta bu denli bir yıkıma neden olmayacağı görüşünde strateji uzmanları da yanıldı. Her ne kadar ilk başta konu Rusya-Ukrayna arasında cereyan ettiği düşünülmüş olsa da geçen zaman içerisinde konunun NATO ve Rusya arasında bir savaş olduğu gerçeği anlaşılmış oldu.
Milyonlarca Ukraynalı vatan topraklarını terk etmek zorunda kaldı, şehirler adeta üzerinden buldozer geçmişçesine yeryeksan edilmiştir. Nerede ise yıkılmamış bir Ukrayna şehri kalmadı dense abartılmış olmaz. Görünürde Ukraynalıların Ruslara karşı kahramanca direndiği söylense de esasen Rusyayı durdurmaya çalışan NATO’dur. Çünkü Amerikanın öncülüğünde Ukrayna’ya çok ciddi silah yardımı yapılmaktadır. Her ne kadar şimdilik Türkiye her iki ülke arasında tarafsız bir pozisyonda olsa da neticede bir NATO ülkesi. Dolayısıyla olası gelişmelerde -Allah korusun- Türkiye taraf seçmek zorunda kalması durumunda zor durumda kalacağı kesindir.
Rusya sıkıntılı anları yaşamaktadır. Yüzlerce uçak, tank, top ve zırhlı aracının yanında yirmi binden çok askerini kaybetmiş olduğu söyleniyor. Bunun için planladığı üzere son hamle olarak Ukraynanın tek denize açılma kapısı Donesk ve Mariupolu kuşatmış durumda. Rusya için 2014 yılında ilhak ettiği Kırım'a bir kara koridoru oluşturmasına izin verdiği için Mariupol stratejik bir öneme sahip. On bir kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan dev Azovstal çelik fabrikası, Mariupol'un hala Ukrayna kontrolünde olan son büyük bölümü olarak biliniyor. Dolayısıyla Rusya son bir hamle ile Ukrayna’nın deniz bağlantısını kesmek ve Ukrayna’nın bu ağır sanayi şehrini ele geçirmek için binlerce Ukrayna askerini kuşatmış durumda. Bu durum Ukrayna’nın boğazını sıkmak demektir.
Diğer yandan barış desteği adı altında Amerika ve İngiltere Ukraynaya milyarlarca dolarlık askeri mühimmat satmakta ve örtülü şekilde Ukraynayı etkileri altına almaya çalışmaktadır. Bu Ukrayna halkının daha derin ve uzun süreli acı çekeceği anlamına gelmektedir. Bir başka deyişle “yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak” gibi bir şeydir.