Trabzonspor'un Fenerbahçe ile oynadığı her maç adrenalini yüksek, heyecanı tavan yapmış maçlardır. Maç Trabzonspor taraftarının alınmadığı bir stadyumda oynanırsa heyecan dayanmaz bu müsabakaya.
Bjelica yönetiminde sezona kötü bir başlangıç yapan ve ilk haftalar itibarıyla zirveden epeyce uzak kalan bordo-mavili takım için Fenerbahçe maçı "olmak ya da olmamak" maçıydı... Bu maç bir bakıma Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan'ın oynadığı Rus ruletinin bir sonucunu gösterecekti. Çünkü Doğan Hırvat teknik adam Nenad Bjelica'yı köyüne gönderip "şampiyon" payesi bulunan Abdullah Avcı ile anlaştığında takımına inandığını açığa vurmuştu. İşte göründü o cevher. Fenerbahçe hakemin tüm çabalarına rağmen Avcı'nın kaplanlarına direnemedi ve teslim oldu. En son 1997 yılında alınan galibiyet sevinci yinelendi. Visca'nın müthiş driplingiyle rakibini ekarte ederek yaptığı asiste Onuachu'nun akıl dolu süper kafa golü ile öne geçen Trabzonspor rakibini adeta sürklase etti. Berat'ın bazukası, Pepe'nin örümcek ağını temizlemesi, "Küçük" hesaplar peşinde koşan Zorba(y) hakemin Fenerbahçe'yi kurtarma senaryoları bu tarihi maçın anahatlarını oluşturuyor. Fenerbahçelilerin deyimiyle kanlı bıçaklı oldukları Trabzonspor yine yaptı yapacağını.
Onuachu'nun attığı ancak verilmeyen gol ile Mehmet Can Aydın'ın Tadic'i düşürdüğü gerekçesiyle Fenerbahçe lehine verilen penaltı etraflıca incelenirse gizli planlar alenen ortaya çıkar. Başkan Doğan'ın sözleri oynanan tiyatronun özeti gibiydi: "Türk futbolunda başka şeyler gelişiyor. İnanılmaz, inanılmaz işler oluyor. İnanılmaz hareketler oluyor. İnanılmaz VAR kararları oluyor. Ben daha önce bu tarz konuşmak istemiyordum. Bazı şeyleri zorluyorlar. Biz Trabzonlular böyle çok zorlanacak insanlar değiliz. Bu terbiyesizliğin artık bitmesi lazım. Ahlaksızlığın, terbiyesizliğin bitmesi lazım. VAR'a oturan arkadaş bir daha Türkiye'de hakemlik yapabilecek mi, merak ediyorum!" Bu galibiyet Trabzonspor'u bir bakıma yeniden havaya soktu ve başkan Doğan ile teknik direktör Avcı'nın taraftara uzattığı zeytin dalını da ayyuka çıkardı. Artık Trabzonspor bu sezon tüm olumsuzluklarına rağmen zirve adaylarından biridir. Tebrikler Doğan, tebrikler Avcı, tebrikler özveri timsali takım...
NE EĞİL NE DE BÜKÜL AYNEN DEVAM BAŞKAN
Hani bir çözümsüzlük halinde "Derdini Marko Paşa'ya anlat" diye meşhur bir laf vardır ya... Teşbihte hata olmaz, Trabzonspor'un hiç şüphesiz Marko Paşa'sı Başkan Ertuğrul Doğan. Bu güzide kulüp için tabiri caizse giyotine kafa atıp onulmaz sorunları gideren bir Başkan. Paraysa para, maneviyatsa maneviyat... Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra hiç gocunmadan Trabzonspor için herkesin kapısını aşındırdı. Küçükle küçük büyükle büyük oldu. Canı kadar sevdiği Trabzonspor’un çıtasını yukarılara çıkartmak için elini değil, gövdesini taşın altına koydu. Sponsorluk anlaşması yaptı, yapmaya devam ediyor. Bordo- Mavili kulübü en üst seviyeye getirmek için can siper hane çalışıyor. Hani hep deriz ya, "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.."diye... Başkan Doğan sadece Trabzonspor’a yapılan haksızlıklarda serzenişte bulunmuyor. Rakiplerinin haklarını korumak için güçlü sesiyle ortalığı inletiyor. Bugün bana yapılan yarın diğer takımlarda yapılmasın. Doğan kulüpte göreve başladığı günden bu yana ateşten gömlek giydi. "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" diyerek, bordo mavili kulübün haklarını sonuna dek savundu ve savunmaya devam ediyor. Trabzonspor onun için kutsi bir değer. Ve bu kutsal değer uğruna her şeyden feragat etmeye hazır. Türkiye'nin en ücra köşelerine kadar yayıp benimsetmek.
Erzurum'un cağ kebabından, Kayserinin mantısı, Beypazarı'nın doğal maden suyundan, İzmir'in kumrusundan, Gaziantep’in meşhur Ali Nazik kebabından, Diyarbakır’ın en popüler yemeği Meftune, Van’ın otlu peyniri, Sinop'un lokumundan tattı içine sindire sindire. Her yöreyi ciğerlerine çekti. Cebinden yaptığı fahiş harcamanın önemi yok onun için. Türkiye'yi Bordo-Maviye boyayıp resmetti adeta. Başkanlık koltuğa zamkla yapışmakla olmuyor tabii. Doğan da öyle yaptı. Dışa açılımla Trabzonspor öğretisini tüm çocukların belleklerine kazımaya çalıştı. Geçen hafta içerisinde Bursa’da yaşayan ve Trabzonsporlu olan 9 yaşındaki üzerinde bordo-mavili forma olan çocuğumuzun gözlerine biber gazı sıkılması ile tepkisini dile getiren Başkan Doğan bununla kalmayıp bu genç yavrumuzu Akyazı’da Cuma günü oynanacak olan Konyaspor maçına davet etmesi her kesim tarafından büyük takdir aldı. Kulübün kasası konumundaki Doğan, Trabzonspor'a alenen ya da gizlice kurulan bütün tuzaklara karşı göğsünü siper ediyor, gözünü budaktan sakınmıyor. Tüm bunları saygı sınırlarını aşmadan, rakip kulüplerin kırmızı çizgilerini ihlal etmeden, sokak jargonu kullanmadan yapıyor. Yüreği Trabzonspor sevdasıyla kıpır kıpır çarpan Ertuğrul Doğan, iş hayatında da adından söz ettiriyor. Ertuğrul Doğan'daki bu bitmek tükenmez bilmeyen enerjinin sonu nereye varır bilemeyiz ama o, Trabzonspor’un bayrağını en üst seviyeye çıkartmak için gözünü karattı. Başkanın bu mücadelesi yediden yetmişe Bordo- Mavili renklere gönül veren herkesin sevgilisi haline gelen Doğan şüphesiz bu onuru hak ediyor.
FENER'E, MHK’YA VE VAR’A CEVAP SAHADA VERİLDİ!
26 yıldır Fenerbahçe’yi Saraçoğlu’nda deviremeyen Trabzonspor şeytanın bacağını kırarak hem rakibini hem MHK’yi hem sahadaki kara gömlekli hakemi hem de VAR’da bulunun jöleli artist Mete Kalkavan’a balyoz gibi yumruğunu indirerek bunları dize getirmesini bildi. Bu galibiyete Bordo- Mavili futbolcular, için farklı anlam yükledi. Hafta içi yazılan söylenen ve MHK’nın bu maça atadığı hakemlerin tiyatro oyunları tutmayarak, Fenerbahçe’ye sahada cevap verildi. Trabzonspor’un soyunma odasında Fenerbahçe maçı sonrası büyük bir sevinç vardı.
Bordo-Mavili futbolcular, zafer şarkıları, türküleri söyledi, tezahüratlar yaptı. 26 yıl sonra İstanbul Saraçoğlu’nda gelen 3-2’lik galibiyet, Fenerbahçe’ye soğuk duş etkisi yaparken Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan Bordo-Mavili taraftarları bu galibiyet adeta sokağa döktü. “Trabzonspor’da her galibiyetten sonra alışkanlık haline gelen kolbastı bu kez Saraçoğlu’nda Trabzonspor’un soyunma odasında oynandı. Bu galibiyet sevincinin bu kadar coşkulu olmasının temel sebeplerinden biri ise Fenerbahçe’nin 19 maçtır mağlubiyetlik serisine son verilmesi idi. Fenerbahçe karşısında alınan bu zafer Cuma günü Akyazı’da Konyaspor ile oynanacak olan maç öncesi bordo-mavili futbolculara ve camiaya büyük bir moral oldu.
HAYDİ, TARAFTAR TOP SİZDE
Geçen hafta İstanbul’da oynanan Fenerbahçe maçı birçok açıdan Trabzonspor tarihinin belki de en unutulmaz maçlarından birisi oldu… Fenerbahçe’ye futbol dersi verirken son şampiyonluğun ne zor şartlarda alındığını ve ne kadar kıymetli olduğunu da gösterdi bize, bunun yanında bir gerçekte bu ülkede “Onlar”dan başkası şampiyon olacaksa futbol topunu hakemlerin ve TFF’nin ağzına sokacak...
Düşünsenize İstanbul’da Fenerbahçe’yi eze eze yenmişiz ve başkanımız sayın Ertuğrul Doğan maç çıkışı hakemlere ve uzantılarına veryansın ediyor. Durumun vahametini ortaya koyuyor ve “Biz Trabzonspor camiasıyız, ayağınızı denk alın” diyerek de bazı yerlere önemli mesajlar veriyor, alan alır, almayan faturasını öder.. Sayın Ertuğrul Doğan’ın röportajında bahsettiği Trabzonspor camiası tek yumruk olduğu ve tam destek verdiğinde nelerin olabileceğini hepimiz biliyoruz ve şimdi bir daha tek yumruk olup destekleme zamanı geldi.. “Büyük zaferler; büyük hayallerin ve kararlılığın sonucudur.” Başkan Doğan yaptığı yazılı açıklamasında da belirttiği ve istediği üzere önümüzdeki Konyaspor maçında o stadın dolmasını istiyor, taraftar olarak bizler de olanca gücümüzle takımımıza desteğimizi vermemiz şarttır. Şimdi tam zamanı… Fenerbahçe maçının daha da anlamlı hale gelmesi için stadı doldurmak ve güzel futbolumuzla rakibi yenmemiz için taraftarın tam destek vermesi gerekir, bu camiaya da yakışan budur, şimdi top bizde…
KADIKÖY’DE FIRTINA!
Fenerbahçe-Trabzonspor maç tam bir hakem faciasıydı. Galibiyetimize sevinemez olduk. Verilmeyen penaltılar iptal edilen goller, fauller, çıkmayan kartlar, daha ne sayayım ki… VAR’ın çabalarına rağmen maçı galip olarak bitirmeyi bildik. Ve Fenerbahçe’nin yenilmezliğine son verdik. Unutulmasın ki; namağlup takım yoktur. Trabzonspor ile oynamamış takım vardır! Rakip takım ilk düdükten sonra İrfan Can’ın şutu ile gole çok yaklaştılar. Trabzonspor atakta Visca’nın ortasında Onuachu muhteşem kafa golü ile 1-0 öne geçti. Ardından bir gol daha bulduk ve ne yazık ki golümüz faul sebebiyle iptal oldu.
Şimdi sizlere soruyorum saygı değer okuyucularım. Onuachu’nun golüne faul çalan hakem Zorbay Küçük, Fenerbahçe’ye verilen penaltıdaki faulü nasıl görmez? Fakat Trabzonspor inatla bastırdı ve önceki golden bir dakika sonra Berat Özdemir’in ceza sahası dışından düzgün ve çok sert bir şutu ile golü oldu. Ardından Pepe sahneye çıktı ve muhteşem bir gol attı. Ve yine Ferdi’nin şutunu son anda Uğurcan çıkartıyor. Kaptanımızın bu kurtarışı tüm takıma güven kazandırıyor. Sonra peş peşe Fenerbahçe’nin lehine verilen penaltılar. Trezeguet, Enis Destan ikilisinin bulduğu gol de hakem Zorbay Küçük tarafından iptal ediliyor. Sonra son düdük geldi zaten. Az daha göz göre göre Fenerbahçe’yi kazandıracaktı. Neyse ki Trabzonspor her zaman ki klasıyla kendini ezdirmedi. Abdullah hocanın klasiği küçük takımlara berabere kal ya da kaybet gel büyük takımları yen. Başkanımız Ertuğrul Doğan, Konyaspor maçı öncesi taraftarlarımıza şu mesajı veriyor. “Büyük zaferler; büyük hayallerin ve kararlılığın sonucudur.” Son olarak tüm taraftarları cuma günü oynanacak Konya maçına davet ediyorum. Hayde şimdi sıra bizde! (EFE KAAN ÖZTÜRK)
AŞÇILIK ÜCRETİM BİN TL
Ekim ayı olmasına rağmen havaların güzel gitmesi Faroz kahvesinin önünde sohbet etmek çok güzel oluyor. Hafta sonu olmasına rağmen kahvenin önünde Osman Çiğeroğlu, Yirmibir Ahmet, Recep Denizer, İlhan Hardaloğlu, Kamış Orhan ve Hoptek Oktay ile birlikte koyu sohbet ettik. Konu her zamanki gibi dönüp dolaşıp Kamış Orhan’ın fıkralarına geldi. Maşallah, Kamış Orhan’ın elinden her şey geliyor. Faroz mahallesinin ayrılmaz ikilisi olan Kamış Orhan ile Yirmibir Ahmet’in başından geçen anısını bu kez Osman abi anlattı. Orhan’ın bundan sonra yeni lakabının "Seyyar Aşçı" olduğunu söyleyen Osman Çiğeroğlu abimiz, fındığıın 80 lira olduğu yerde Kamış Orhan’ın aşçılık ücretinin bin lira olduğunu ifade etti.
Faroz mahallesinin iş insanlarından olan ve yıllardır İstanbul’da ikamet eden Suat Özdenizci, Ramazan Bayramı öncesi çocukluk arkadaşı, Yirmibir Ahmet’in hesabına, mezarları temizlemesi için para çıkartır. Yirmibir Ahmet Orhan’a bırak mezarları temizlemeyi gel bu parayı yiyelim der. Orhan da Yirmibir Ahmet’in ağzına bakar Suat Özdenizci’nin gönderdiği hortum, mezar ve telefon paralarını afiyetle yerler. Bu esnada Orhan dayanamaz, söze girer, "Benim bir suçum yok. Hep Ahmet abinin yüzden oldu." der. "Onun bankadaki hesabına para geldi", diyeceği yerde "Abonesine Suat abi parayı gönderdi. Ben de hortum almadım, gittim Ahmet abi ile parayı has bir güzel yedik." diye ilave eder. Orhan’ın vukuatları bununla da sınırlı kalmaz. Suat Özdenizci telefon parası gönderir bu para da yenir. Bayram yaklaşmaya başlayınca Kamış’ı vıyvıylar alır. Suat Özdenizci de Bayram için, "Trabzon’a gelecek mezarları ziyaret edecek. Kamış ne yapayım ne edeyim der." Kamış Orhan, temizlik malzemesi satan dükkâna gider temizlik malzemesi alır. Aldığı deterjanlarla mezarı temizler. Mezarı temizlerken yanında duran Yirmibir Ahmet’e bol bol resimler çektirip Suat Özdenizci ye bu resimleri gönderir. Yani 100 liralık hortum almayan Kamış Orhan’a, sonradan bu iş 500 TL’ye patlar.