Ben demiyorum, TÜİK öyle diyor. Türkiye’nin en mutsuz kenti yüzde 11,19’luk oran ile Trabzon çıkmış. Onu Antalya ikinci sırada izliyor. Onları da İzmir, Ankara ve Samsun izliyor.

İstanbul 6.cı çıkmış.

İlk 10 içinde komşularımız Ordu ve Gümüşhane’de var.

İşte ne yaparsan yap, ne kadar yol, köprü, tünel yapıp yandaş müteahhidin cebini doldurup yandaş medya ile “yol yaptık, tünel yaptık, köprü yaptık, şu kadar para harcadık” dersen de. Halkın karnını doyurmadığın, halkın cebini doldurmadığın sürece böyle sıfır çekersin dostum.

Bu sıralama (hem de devletin bir kurumunun açıklaması, uydurma değil elbette) gözüne girsin bizi yönetenlerin.

Eseriniz ile övünün iktidarın vekilleri…

31 YIL OLMUŞ…

Kolay değil, 31 senedir sizlerle beraberiz dostlar.

75-76’larda rahmetli Ömer (Güner) Emicenin Sonhaber Gazetesindeki görevine yandan çarklı muhabir olarak katkı sağlamamız ve 94’de yine rahmetli Ayhan (Kıyak) abimizin kalemi uzatması ile kolları sıvadığımız “köşe yazarlığı” mertebesinde bu yıl 31.ci senemizi dolduruyoruz.

1994’de İskenderpaşa Mahallesi’ne Muhtar seçilmiştim, yerimde duramıyordum. Etrafımda gördüğüm tüm sıkıntıları dillendiriyor kabıma sığmıyordum. Baktım sadece sıkıntı bende değil tüm Muhtarlarda ve dolayısı ile mahallelerde. Hemen gittim bir dernek kurdum “Trabzon Tüm Muhtarlar Derneği”. Ayhan abinin de gazetesi ve matbaası benim mahallede, en ufak bir sıkıntı da ona koşup anlatıyorum gazetede yayımlıyor. Baktı benden kurtuluş yok, uzattı kalemi “Al sen yaz” dedi. Şaşırdım ama yabancılık çekmedim. Refik Karaağaçlı ve Özgün Baran abilerimizle birlikte 3 kişi 1994’de köşe yazarlığı yapıyorduk Türksesi’n de…

Şimdi yine TAKA’dayız. Geçen hafta başladık, haftada 3 gün (Pazartesi-Çarşamba-Cuma).

19 Kasım 1994’de dediğim gibi; ünlü yazar Ernest Hemigway’in çok ünlü bir sözü vardır “Çan’lar kimin için çalıyor, deme. Bir gün çan’lar senin içinde çalacak…”

Bakalım önümüzdeki günlerde de çan’lar kimin için çalacak?

Sağlıcakla…

AKYAZI’NIN KATİLİ KİM?

Epey zaman oldu kütüphane ’de çalışıyorum. Eski yazılarımı bulup derliyorum.

Eh ne yapalım, yazarlar içinde bir tek ben kaldım kitapsız! Yazılarımdan oluşan ve Trabzon’un son 30 senesine ışık tutacak bir kitap/kitaplar çıkarmak en büyük hayalim.

Araştırırken bir gazete manşetine rastladım. Liman o dönemler kifayetsiz kalıyor onu genişletmekte çok mümkün değil yeni bir alan araştırılması gerekiyor ve yabancı uzmanlarında olduğu bir heyet Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde üst kuruyor. Trabzon sahillerini didik didik ediyorlar ve raporlarını hazırlıyorlar. Yıl 1976.

Raporda ne yazıyor biliyor musunuz? “En uygun alan Akyazı bölgesi…”

2003 yılında AKP iktidarı eli ile Trabzon Limanı 6. ihalede (!) Albayrak gurubuna veriliyor.

2005 yılında da o dönem AKP milletvekili olan Kemalettin Göktaş’ın Avni Aker çimlerindeki açıklaması ile Trabzonspor Başkanlığına kim geliyor? Elbette Albayrak…

2008 görevi devretmeden birden Trabzon Liman işletmelerinin müdürü Muzaffer Ermiş ve Trabzon Limanı sahibi Albayrak, ikisi birden, bir gece rüyalarında ne görüyorlar?

Akyazı’da dolgu üzerinde Akyazı (AKKazık) Stadyumu!

Fıkra bu kadar…

KASIM AYINDA AĞAÇ DİKMEK!

Kasım’da ağaç dikilir mi diye uzmanlara sordum, güldüler.

İlkbahar en uygun zamandır dediler ama AKP hükümeti siyaset adına her sene bu etkinliği yapıyor. (en önemlisi 2019’da yapılan “Geleceğe Nefes” kampanyası idi, 11 milyon fidan dağıttı Bakanlık o dönem) Şimdi bizde 2025 Kasım ayında yerel görsel ve yazılı basında boy boy fotoğraflar görüyoruz. Valinin eline tutuşturmuşlar bir kürek adamcağız da biliyor bu ayda diktiğin fidan tutmaz ama na’apsın Ankara öyle istiyor.

Ayrıca belediyeler kessin, hükümet peşkeş çeksin, rantçılar orman yaksın binalar diksin bizde elimizde kürek fidan dikelim, öyle mi?

Valla dünyada bizim kadar değişik bir millet yoktur herhalde diye düşünüyorum dostlar. Sadece Ruslar votkayı fazla kaçırınca bizim gibi oluyorlar. Bizim durum kötü mü diye sorarsanız derim ki, kötü değil elbette ama tuhaflığın ötesinde bir durum var…

EN FİLMCİ VEKİL KİMDİR?

Bu konuda hiç düşünmenize gerek yok, Asım Aykan’dır.

Çok filmcidir ben bilirim.1994-2002 arasında Trabzon Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde bende hasbelkader İskenderpaşa Mahallesi Muhtarı ve Muhtarlar Derneği Başkanı idim.

O dönemlerdeki filmlerini kitap yazsam sığdıramam.

En önemlisi Belediyenin tam karşısına, eski İmar Müdürlüğü şimdi bir kahve işletmesine kiraya verilen yere boydan boya “rüşvet alanda, verende melundur” diye bir pankart asmasıdır. 2004’de biz göreve geldiğimizde o melunun neler neler olduğuna bizzat şahit olmuşumdur. Bir ara tek tek yazarım merak etmeyin.

İki dönem belediye başkanlığından sonra iki dönemde vekillik yapmıştı sonra suskunluk dönemine girmişti. Birden 2017 de ortaya çıktı, başkanlığını yaptığı İlim İrfan Derneği aracılığı ile “Trabzon Uluslararası Film Festivali” düzenledi, gülmeyin. O dönem Valimiz Yücel Yavuz’la boy boy fotoğraf verip arz-ı endam göstermişti.

Ağustos 2017’de İlim İrfan adına düzenlediği Film Festivalinde sepet dolusu ödüller dağıtıldı. Ertesi sene baktık yok! Sonraki seneler baktık yok! Nefesleri tükendi demiştik ki geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü birden ortak bir proje açıkladılar. Açıklamalarında şöyle diyorlar: “… Bu yıl ilk kez (!) düzenlenecek olan Trabzon Film Festivali, kenti kültür ve sanatın merkezi haline getirmeye hazırlanıyor.”

Bende diyorum ki, benim tertip Asım Efendi’nin hakkını yemeyin. O da 2017’de düzenlediği zaman o da “ilk” demişti ki benimde içerisinde olduğum o dönem Genel Başkanlığını eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş’ın yaptığı SODEV 2-3 sene Film Festivali düzenlenmişti. Hazır şimdi defalarca düzenlenmesine rağmen “ilk” deyip bol kepçe ödüllerde dağıtacaksınız, size öneriyorum “En Filmci Milletvekili Ödülü ” tertipleyin ve ödülü Asım Beye verin.

Ben kefilim filmciliğine…

MOTOKURYE’LERDEN ŞİKÂYETLER ARTIYOR…

Geçen hafta kaleme almıştık “Kurye Keşmekeşliği” başlığı ile.

Rota 61 Trabzon Motosiklet Derneği’nden bir açıklama aldım. Diyorlar ki;

“Sevgili Gürsel Gençsoy’un kaleme aldığı yazıda vurgulanan “motorlu kurye keşmekeşi”, ne yazık ki bizimde uzun zamandır rahatsızlık duyduğumuz bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kent içi trafik düzenini bozan, yayaların güvenliğini tehlikeye atan ve motosiklet kültürünü olumsuz şekilde temsil eden kontrolsüz kurye hareketliliği, artık ciddi bir denetim ve düzenleme ihtiyacını açıkça göstermektedir. Ancak burada altını özellikle çizmek istediğimiz önemli bir husus vardır: Motorlu kuryelerin yarattığı bu olumsuz tablo, biz motosiklet kullanıcılarıyla karıştırılmamalıdır. Rota 61 Trabzon Motosiklet Derneği olarak bizler; Trafik kurallarına uyan, Kamu düzeni ve güvenliğini önemseyen, Topluma örnek olmayı hedefleyen, Şehrin sosyal ve kültürel yaşamına katkı sunan bir topluluğuz.

Ne yazık ki kurye sektöründe yaşanan düzensizlikler, motosiklet kullanan herkesi aynı kefeye koyulmasına sebep olmakta; bu da motosiklet sporuna hem de motosiklet kültürüne zarar vermektedir. Biz dernek olarak, kurye sektörünün denetlenmesi, standartlarının belirlenmesi ve gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği görüşünü paylaşıyoruz. Sadece bu sektörün değil, tüm toplumun güvenliği için “adam akıllı bir yönetmelik ve sıkı bir takip” artık kaçınılmazdır.

Hem yazıya katkı sunan hem de bu meseleye dikkat çeken TAKA Gazetesi’ne teşekkür ediyor; Motosiklet kullanıcıları ile kurye trafiğinin birbirine karıştırılmamasını kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”

Murat Burçin Derçin hocama bende bu açıklamaları için teşekkür ederim…