Dünyanın en eski mesleği şüphesiz ki, hırsızlıktır. Yani size ait olmayanı sizinmiş gibi göstermeye çalışmak hırsızlığın bir diğer adıdır. Halbuki atalar boşuna dememişlerdir ki “her taş yerinde ağırdır”. Yani birilerinden habersiz bazı şeyleri sahiplenmeye çalışmak hırsızlıktır. Halbuki ortak değerler kapsamında hırsızlığın ne kadar kötü bir alışkanlık olduğu ortadadır. Bazıları bunu bir hak gibi göstermeye çalışadursunlar bu kavramın adı çağlar boyu değişmeden günümüze kadar gelmiştir.
Bundan 3-4 ay önce bir Avrupa gezisi yapmış ve yolum Louvre Müzesine düşmüştü. Doğrusu bu muhteşem müze ve kitaplığı hala hatırımda ve bilinç altımı zorlamakta. Resim, heykel, Ortadoğu ve değişik pek çok başlık altında tasnif edilmiş bir müze içerisini günlerce dolaşmak gerekir. Bu müzede birkaç gün önce bir soygun gerçekleşmiş, failleri şimdilik meçhul. Fransız polisi bu çalıntı eşyaları bulacaktır. Ancak böylesi sıkı korunmakta olan müzeden bir şey çalmak kimin aklına gelirdi ki.
Özellikle tam olarak kataloglanmamış 20. Yüzyıl eserleri hedef seçilmiş. Yani gördüklerimizle avunmuş olduk. Bu bağlamda müzenin sicili pek temiz sayılmaz. Daha önce 1911’li yılların hemen başında Mona Lisa’ya ait paha biçilmez koleksiyonuna ait bazı parçalar çalınmıştı. Fransız polisi işin peşini bırakmayacaktır. Zira müzenin yıllık geliri 4 ile 6 milyar dolar civarında. Yeni nesil sanat hırsızları bu işin altından rahatça kalkamayacaktır. Aksi halde kültürel bir miras yoklara çıkar. 2 Ekim günü Madrid’den Granada’ya sergilenmek üzere gönderilen Gitarlı Natürmont’un bir anda yoklara karıştığı bu nadir eser kaçakçılığı en az 600 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Bu durum müze soygununun küresel bir yanına değinilmiştir.
Picasso’nun gravürlerinde yeniden doğuşun izleri başlığı altında bir de yazı yayınlanmış. Sadece Topkapı Müzesinde nelerin yok edildiğini bilmek imkansız. Osmanlılar döneminden kalma duvar çinileri bile kamyonlarca çıkartılmış. Arayan, soran yok. Trabzon bile bu talandan nasiplenmiş bile. Sandıklar içerisinde yurt dışına kaçırılmış kodiklerin nerede olduklarını bilen yok. Bu kayıp eşyaların yer aldığı kaynak bir kitabımda basılacağı günü bekliyor.
