Bugün yakınımızda ve yanı başımızdaki coğrafyanın toprakları için yaklaşık bir asır öncesinden kısaca “BOP” denilen Büyük Ortadoğu Projesi yazıldı, çizildi.
-Proje kapsamında ilk olarak 14 Mayıs 1948’de YahudiAjansı başkanı David Ben-Gurion, İsrail Devleti'nin kuruluşunu ilan etti.
*
-Sonra İsrail’in Büyük İsrail Devleti Projesi devreye girdi ve adım adım ilerledi, ilerliyor.
*
-İsrail’in hedefi, Cumhurbaşkanı Erdoğan netbir şekilde ifade ettiği BOP’da yer aldığı gibidir:
“Batı Şeria’yı ilhak etme ve Gazze’yi insansızlaştırma politikalarının arkasında özgür Filistin’i tamamen yok etme gayesi vardır.”
İsrail 77 yıldır bu gaye için katliam yaparak savaşmıyor mu? Her savaşın ardından gasp ettiği topraklardan bir adım geri atmış mıdır?
*
Peki 65 bin masumun canına kıyılıp, yüzbinlerce çoluk çocuğun kanını akıtılıp, açlığa mahkum edilirken, bunları yapanları seyredip, şimdi de, “El alem işte görsün” babından, 10 günde sayıları 150’yi aşan ülkenin “Filistin Devleti’ni tanıyoruz” açıklamasını yapanları İsrailkaale alacak mıdır?
Var mı; “Alacaktır” diyebilen…
Var mı; “İşgal ettiği topraklardan geri çekilecektir” diyebilecek baba yiğit?
*
Ve adım adım gidilen son bir ilginç durum:
Son açıklamalara bakıldığında, eleştiriler, suçlamalar İsrail Devleti’nden çok, tek suçlu ilan edilerek katil ruhlu Netanyahu üzerine yoğunlaştırılmış durumda.
Birileri, birçokları adeta “Netanyahu gider, bu iş biter” der, düşünür, düşündürmeye çalışır haldeler.
Çoğa da varmaz! Öyle de olacak.
Gazze tamamen, Batı Şeria büyük oranda İsrail toprağı haline getirilecek. Birkaçı hariç, bütün ülkeler İsrail’e ses çıkarmayacak ve iyi ilişkilere devam edecekler.
Küçük bir parça toprağa mahkum edilecek Filistin’de, sadece 150 değil, tüm dünya tarafından, içinde Kudüs olmadan devlet olarak tanınacak.
*
Sonra ne olacak mı?
Büyük İsrail Devleti’nin sınırları sadece Filistin’i kapsamıyor ki?
İsrail’in nerelere saldırdığına, nerelere sızdığına kafa yorup, BOP’un haritasına da bakılsın, anlaşılır.
Ya da Ortadoğu uzmanı Hüsnü Mahalli’nin 5’inci baskısını 2023 yılında yaptığı, “ORTADOĞU’DA BÜYÜK TİYATRO” adlı belgesel kitaba…
ALİ OSMAN ULUSOY
“Trabzon’u dünya ile buluşturan adam”ın, yani Ali Osman Ulusoy’un kitabını vefatından (1 Ekim 2014) bir yıl sonra, Ergun Ata ve İsmail Fandaklı ile birlikte ancak tamamlayabildik.
Kağıt üzerinde 87’ye tekabül eden, ama yaşanmışlıklarını zamanla eşdeğer yaparak sayacak olur isek, ben diyeyim “187”, siz söyleyin “287” yılı kapsayan bir ömrü satırlara, sayfalara sığdırmak çok zor oldu. Biz de eksik bırakıp 385 sayfa ile tamamlayabildik.
“Türkiye’yi, Trabzon’u sevmek; sabır, sebat ederek cesaretle çalışmaktır. Ben bunu yapmaya gayret ettim”ile yaşam felsefesini ifade eden Has Adam idi.
Türkiye ve merkezi saydığı Trabzon için cümle alemin neleri, nasıl yapması gerektiğini net bir şekilde söyleyen Has Adam için aramızdan ayrılışının 11’inci yıldönümünde sayfalar dolusu yazmaya gerek yok ki!
400 sayfaya sığdıramamışız, bu sütunlar nasıl yetsin ki?
Rahmet ve minnetle anıyoruz.
FAİZ AZALMIYOR. AKSİNE KASIP KAVURUYOR…
Sakın ola ki başlığa bakıp, “Yüzüne gözüne dursun. Merkez Bankası faizi habire indiriyor. Sen ise çıktı diye yanlış yazıyorsun” diye itham etmeye kalkmayın!
Bunları, yani aşağıdakileri Yeni Şafak Gazetesi, birinci sayfadan veriyor.
İşte ana başlıkları:
*
Merkez bankası, Aralık 2024’e de yüzde 50’ye kadar çıkardığı faizi sembolik indirimleri şimdi yüzde 40.5’e indirdi.
Ancak bu indirim bile piyasaya yansımadı.
*
Bankalar yüksek faiz politikasına devam ediyor.
Kredilerin yıllık maliyeti hala yüzde 65-70 civarında.
*
Haziran 2023’de devreye alınan yüksek faiz politikası 28 aydır devam ediyor. Türkiye ekonomisi yaklaşık 2.5 yıldır faiz cenderesinde.
Sanayicinin emeği ve halkın alın terinin yanı sıra devletin kaynakları da faizcilere akıtılıyor.
Devlet her ay 100 milyarlarca liralık faiz borcu ödüyor.
*
Paradan para kazanan lobilerin elini ovuşturarak döndürmeye çalıştığı bu rant çarkının dişlileri arasında üreten, çalışan, ter döken milyonlar eziliyor.
Yeni Şafak Gazetesi. Tarih: 29 Eylül 2025
DÜNDEN BUGÜNE…
Cuma Namazı ve Trabzonspor taktiği…
2 Ekim 2009 Cuma günü, Trabzonspor’un maç oynayacağı güne denk geldiği için kaleme almışız.
Yani, “Bu sütunda spor yazmayacağız” sözümüz söz. Bu yazı 16 yıl öncesine ait.
Bugün, öğlede Cuma Namazı kılınacak; akşama da Trabzonspor-Gaziantepspor maçı oynanacak.
İyi de Cuma Namazı ile Trabzonspor maçının ilgisi ne?
Direk olarak bir ilgisi yok, ama dolaylı olarak var?
Nasıl mı?
Trabzonspor’un rakibe göre taktik ve sistem uygulaması gerektiğini söyleyen Trabzon Merkez Karakaya Köyü muhtarı arkadaşım Haydar Kılıç’a göre var.
Şöyle diyor, Haydar Kılıç:
“Cuma günü namazı diğer günlere göre farklı kılmıyor muyuz? Normal günlerde öğle namazının sıralaması nasıl? 4 rekât Sünnet, 4 Farz, 2 Son Sünnet. Yani 4-4-2.
Cuma günü ise nasıl? 4 rekât ilk Sünnet. 2 rekât Cuma Namazı. 4 Son sünnet. Yani 4-2-4.”
Sonra da namazdan futbola geçerek ekliyor:
“Trabzonspor maçlarda günlere göre de özel taktik uygulamalı. Tıpkı Cuma Namazı gibi? Kalecinin önünde 4’lü savunma, ortada çalışkan 2’li, ileri ortada 2 santrafor ile sağ ve sol kanatlar ile 4’lü hücum hattı.”
George Leekens, boşuna “Trabzon’da herkes teknik direktör” dememiş demek ki!
R:Trabzonspor takım resmi
KISSADAN HİSSE
Küçük oğlu, milletvekili babasına sordu:
“Baba sizin partiden biri çıkıp da ömür partiye giderse ne olur?”
-Hain olur oğlum!
“Peki, ya başka partiden biri sizin partiye girerse?”
-O mu? O da doğru yolu bulan insan olur!