Trabzon’un meşhur valilerinden Kadri Paşa, 1843 yılında İstanbul’da doğmuş ve çok iyi bir eğitim almıştır. Arapça, Farsça ve Fransızcayı çok iyi bilen Kadri, genç yaşta devlet bürokrasisinde görev almaya başlamıştır.
Maliye müsteşarlığı ile başlayan görevler zinciri daha sonra defterdarlıkla devam etmiştir. Aydın’da defterdar olarak görev yaparken çıkan Sisam Ayaklanmasının başarıyla bastırılmasında etkin bir rol almış ve ardından yıldızı parlamıştır.
Kadri Bey’in bu dönemde dirlik ve düzeni sağlamaya yönelik çabaları ve başarısı onun 1892’de Trabzon Vilayeti Valiliğine atanmasını sağlamıştır.
Kadri Paşa’nın Trabzon valiliğinden önceki yıllarda şehrin asayişi ile ilgili olarak ciddi sorunlar yaşanıyordu. İdare namına yaşanan otoritesizlik karşısında harekete geçen Kadri Paşa, kendine has bir yönetim şekli ortaya koymuştur.
Devletine sadık, güvenilir bir yönetici olan Kadri Paşa’nın en önemli tarafı, olaylara kendi yöntemiyle yaklaşmasıydı. Bilhassa asayişin sağlanması noktasında suçlulara göz açtırmayan Kadri Paşa, yakaladığı zanlıları kendine has usullerle sorgulardı.
Suçlulara “şekerli kahve ikram etmek” adıyla ıslah dayağı attırırdı. Sert mizacı nedeniyle halk tarafından “Deli Kadri” lakabı takılan Kadri Paşa ile ilgili olarak Mahmut Goloğlu “Trabzon Tarihi” adlı eserinde şu ifadeleri kullanmıştır:
“Kadri Bey, orta boylu, kırmızı yüzlü, siyah top sakallı, keskin bakışlı biriydi. Kuvvetli bir hafızası vardı. Yalanı sevmez, yalancıyı bağışlamazdı. Görevine bağlı, uygulamada sert huylu idi. Çalışkan, dürüst, alçakgönüllü, halka dönük, ağırbaşlı ve dayanıklı bir kişiliği vardı. Gerçek şu idi ki, kendini halka sevdirmesini ve saydırmasını bilmişti. Bu nedenle adı uzun yıllar Trabzonluların dilinde sevgi ve saygıyla yaşamıştır”.
Goloğlu’nun da ifade ettiği gibi Kadri Paşa, Trabzon halkına kendisini sevdirmiş ve saydırmıştı. Bu başarısı, dindar ve kültürlü olmasına ve ileri görüşlü bir yönetici profiline sahip olmasına dayandırılmıştı. O, Osmanlı Devletine son derece bağlı ve Abdülhamit taraftarı bir vali olmuş, memleket düşmanlarına hiç acımamıştı.
Mesela 1895’te Anadolu’yu kana bulayan Ermenilerin, Trabzon’u da birbirine kattığını öğrenen ve o sırada, Çarşı Camii yanında olan Kadri Paşa, olayları haber aldığı gibi hemen Meydan Mevkii’ne gelerek burada toplanan Ermenilerin üzerine giderek isyanı bastırmış ve suçluları anında yakalamıştır.
Kadri Paşa, Trabzon’un sosyo-ekonomik sorunlarıyla da ilgilenmiştir. Limanda bulunan 200 metrelik iskele O’nun zamanında inşa edilmişti. Bugün Meydan’da İskender Paşa Camii önündeki büyük çınar ağacını Kadri Paşa diktirmişti. Kadri Paşa döneminde büyük sağlık problemleri ve kayıplara neden olmaması için Trabzon’a yayılan koleraya karşı önlemler alınmıştı.
Sert mizacı ve taviz vermez tutumu ile nam salan ve bu yönüyle Köprülü Mehmet Paşa gibi veya Kuyucu Murat Paşa gibi sert ve efsanevi bürokratları hatırlatan Kadri Paşa, 1902 (bazı kaynaklarda 1903) yılında görevi başında iken aniden vefat etmiştir. Sultan II. Abdülhamid, bu sevdiği valisini unutmamış ve cenaze ve mezarı için 450 altın lira göndererek Trabzon’da Hatuniyye Camii yanında muhteşem bir türbe yaptırtmıştır.
Adeta estetik abidesi olan bu güzelim türbe, daha sonradan Atapark adını alacak düzenleme sürecinde 1937-38 yıllarında yıktırılmış, kitabesi ise belediye tarafından parayla satılmıştır.
Şehrimizin efsane valililerinde biri olan Kadri Paşa’nın türbesi de, maalesef Trabzon’un geçmişi gibi yerle bir edilmiştir.