Çalkantılı günlerden bu günlere gelen Trabzonspor, Fenerbahçe karşısında tarihi farkı kaçırdı diyebiliriz.
İnanılmaz bir tempo vardı sahada.
Özellikle Novak’ın 50.dakikada attığı golden sonraki futbol izlemeye değerdi.
Sezon başından bu yana Trabzonspor’dan oynaması beklenen futbol aslında buydu.
Burak ve Onur kararının sahaya nasıl yansıyacağı da büyük merak konusuydu.
Teknik direktör Ünal Karaman, derbi öncesi oyuncularını aileleri ile birlikte üç kez yemeğe götürdü.
Son yemeğe Sosa ve Abdülkadir’in konuşmaları damga vurdu.
Yabancı oyuncuların da kendilerini gösterme maçıydı.
İlk kez kaptan olarak sahaya çıkan Sosa, mükemmel bir gole imza attığı gibi takımını çok iyi yönetti, savunmaya da yardımcı oldu.
Yusuf Yazıcı adeta yeniden kendini buldu.
Yaklaşık 10 kez kaleyi yokladı, bazı şutları çerçeveyi bulmasa da bazılarında Harun ve direkler gole izin vermedi.
Yusuf bu oyununu ve hırsını bundan sonraki maçlara da yansıtmalı.
Oyuna sonradan giren oyuncular dahil Bordo-Mavili ekipte kötü olan oyuncu yoktu.
Herkes görevini eksiksiz yerine getirdi.
Ayrıca, Trabzonspor'un Fenerbahçe karşısında harika oynayan 11'inde kendi alt yapısından yetişen 4 futbolcu vardı.
Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür, Hüseyin Türkmen, Uğurcan Çakır. Batuhan da sonradan oyuna girdi.
Öze dönüş böyle olur.
Yavaş yavaş genç oyuncular ısınmaya başladı.
İlk kez 11’de sahaya çıkan Uğurcan Çakır ve Hüseyin Türkmen de hatasız oynadı.
Bekler her zamanki gibi çok formdaydı.
Yine sağ bek Pereira asisti yaptı, sol bek Novak golü attı.
Trabzonspor’a böyle yürekten oynayan, karakterli yabancı oyuncular gerekiyor.
Ünal Hoca, takım boyunu kısa tuttu, oyuncuların yardımlaşmasını sağladı.
Neticede istenen sonuç ortaya çıktı.
Son dakikalarda yaşanan panik dışında Trabzonspor, 18 maç sonra muhteşem bir futbolla, muhteşem bir zafere imza attı.
Taraftarlara da ayrı bir parantez açmakta fayda var.
Günler öncesinden biletleri tüketen taraftarlar, zaferin baş mimarlarından oldu.