Futbol dünyasında rekabet sadece sahada oynanan 90 dakikadan ibaret değil. Kulüp başkanlarının, federasyon yöneticilerinin, hakem kurulunun ve futbolun tüm paydaşlarının ilişkileri, en az saha içindeki mücadele kadar belirleyici olabiliyor. Trabzonspor açısından bakıldığında, uzun süredir süregelen hakem hataları, yanlış kararlar ve tartışmalı pozisyonlar, camianın sabrını taşıran olaylar haline gelmişti.

Trabzonspor’un son yıllardaki en büyük derdi, sahada ter döken futbolcusunun emeğinin masa başında hakem düdüğüyle gasp edilmesiydi.

VAR odasında görmezden gelinen pozisyonlar, sahada bir çırpıda çalınan uydurma düdükler… Trabzonspor’un puanlarını yiyen bu düzenin arkasında, sadece bireysel hatalar değil, sistemin kendisi vardı.

Bu sistemin başındaki TFF ve MHK’ye karşı en sert eleştirileri yapanlardan biri, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan’dı.

Federasyon Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ile arasında geçen sezon yaşanan soğukluk, aslında Trabzonspor’un federasyon nezdinde yalnız kalmasına neden oldu.

Ve yalnız kalan her Anadolu kulübü gibi Trabzonspor da hakem hatalarına daha açık hale geldi.

Bu süreçte, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan ile TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yolları bir noktada kesişmiş ama aynı hızla da ayrılmıştı.

Geçen sezon Trabzonspor-Fenerbahçe maçının ardından yaşanan gerginlik, iki Trabzonlu başkanı da farklı saflara itmişti.

Aralarındaki sözlü atışma, yalnızca kişisel bir soğukluk değil, aynı zamanda Trabzonspor’un federasyon nezdindeki temsil gücüne de darbe vurmuştu.

İşte bu nedenle Riva’da gerçekleşen son buluşma, sadece bir protokol ziyareti değil, Trabzonspor’un geleceğini ilgilendiren stratejik bir hamle olarak görülmeli.

Ertuğrul Doğan’ın yeni sezon öncesi Hacıosmanoğlu’nu ziyaret etmesi, “kişisel kırgınlıklar bir kenara, kulübün menfaati her şeyin üzerindedir” mesajını taşıyor.

Elbette bu görüşme, Trabzonspor’a masa başında ayrıcalık tanıyacak anlamına gelmiyor. Ancak futbolun doğasında, diyalog ve iyi ilişkilerin, en az saha içi performans kadar önemli olduğu gerçeği var.

Hakem hatalarının minimize edilmesi, VAR odasındaki kararların daha dikkatli alınması ve kritik maçlarda adaletin daha net sağlanması gibi konular, bu tür ilişkilerle doğrudan bağlantılıdır.

Riva’daki buluşma, sadece iki başkan arasındaki buzların erimesi değil, Trabzonspor’un federasyon ve kurullar nezdinde yeniden güçlü bir ses kazanması anlamına geliyor.

Bu güç, sezon boyunca hakem hatalarıyla puanlarının çalınmamasında belirleyici olabilir. Çünkü futbolun en hassas dengelerinden biri, kulüp ile federasyon arasındaki iletişimdir.

İyi niyetli, sağlıklı ve güçlü bir iletişim ise sahada adaletin tecelli etmesinin en önemli teminatıdır.

Trabzonspor camiası, geçmişte defalarca bu tür kırgınlıkların bedelini ağır ödedi.

Şimdi ise tam tersine, birliği ve diyaloğu güçlendirecek bir adım atıldı.

Riva zirvesi, bu açıdan, 2025-26 sezonu öncesi moral ve umut veren bir gelişme olarak tarihe geçebilir.

Sezonun tüm takımlar için adil, centilmence ve hakkaniyetli geçmesini dileyerek, bu buluşmanın Trabzonspor’un menfaatine uzun vadede olumlu yansımalar getirmesini temenni ediyorum.

Çünkü futbolun en güzel yanı, sadece sahada değil, masa başında da adaletin sağlanmasıdır.

Bu akşam ilk maçla hadi bismillah.