Türk milli takımımız Dünya Kupası Elemelerinde Portekiz’deki maçla veda etti. Burada bir gerçeği de göz önüne getirmemiz lazım diyorum. Bakın koskoca liglerinden sadece 3 futbolcu milli takımımızın ilk 11’inde sahaya çıkıyorsa işte burada durup düşünmemiz lazım. Onun için de milli takımdan ve lig takımlarımızdan da Avrupa’da başarı beklemek bana göre hayal olur. Yeter artık Türkiye Ligi’nde yabancı sayısını azaltıp, alt yapılara daha çok önem vererek yerli oyuncu sayısını her takımda arttırmamız en önemli unsundur. Bunu başarabilirsek yurt dışında da önemli ilerlemeler kaydedebiliriz. Bu da benim naçizane bir görüşümdür. 

Evet, milli aradan sonra evimizde son derbi maçımızı Beşiktaş’la oynadık. Trabzonspor’da sakatlara Ahmetcan’da eklendi. Onun yerine bu bölgede Hüseyin görev yapacak. Cezalı Peres’in yerinde Dorukhan, hocamızın da görüşüyle forvette Djaniny’nin yerine Cornelius’u tercih etmesi beni biraz hayal kırıklığına uğrattı desem yalan olmaz. Maç başlamadan önce taraftarlarımızın harika kareografi gösterisine ve müthiş tezahüratına tanık olduk. Bu da gerçekten şampiyonluğa susamışlığın bir göstergesiydi. Bu atmosferde başlayan maça Beşiktaş 3’lü savunmayla çıkınca şahsen biz bunları perişan ederiz dedim. Çünkü Beşiktaş’ın bu geri üçlüsü tamamıyla ağır oyunculardan kuruluydu. Ne var ki bizim ilerde oynayan oyuncularımız maç boyunca bizi hayal kırıklığına uğrattı. Hele hele Visca ve Bakasetas’ın ilk 45 dakikada olumlu bir hareketine tanık olamadık. Beşiktaş oyuna çok iyi başlangıç yaptı. Pozisyonlar buldular. İyi ki Uğurcan arkadaşlarına ilk yarıdaki kurtarışlarıyla umut oldu. 

Beşiktaşlı oyuncular bizim hareketli oyuncularımıza çok iyi pres yaparak, oynama izni de vermemiş oldu. İkinci yarıya Nwakaeme’nin yerine Cornelius ile başlamayı tercih etti hocamız. Bu değişiklik bana göre biraz geç kalmışlığın bir göstergesiydi. İki takımda ikinci yarıda golü düşünerek oynamayı yeğledi. 56’ncı dakikada Hüseyin Beşiktaş savunmasının arkasına uzun bir top attı. Topla buluşan Cornelius ileri çıkan Ersin’in üzerinden aşırtma bir vuruş yaparak topu ağlara göndererek takımını öne geçirdi. 67’nci dakikada Ömür’ün Ghezzal’a yaptığı harekete hakem penaltıyla cezalandırdı. Atışı Batshuayi kullandı ve topu direğe nişanlayınca derin bir nefes aldık. Fakat bu sevincimiz sadece 4 dakika sürdü. 71’nci dakikada 22 kişinin en iyisi olan Rosier, 70 metreden getirdiği topa iyi bir vuruş yaparak gole çevirdi. Şunu söylemeden geçemeyeceğiz. Biz seyrederken bile bu Rosier’e niye önlem alınmadı diye düşünüyorduk. Ama maalesef bizim hocamız bunu göremiyor. 80’inci dakika Siopis’in Larin’e yaptığı hareket sonrası Larin’in oyuncumuza şamar atmasını hakem kırmızı kartla cezalandırınca Beşiktaş 10 kişi kaldı ancak yine de biz oyun olarak onlara üstünlük sağlayamadık. Beşiktaş’ta Rıdvan ve Rosier hep ileri çıkarak kenar ortalarla bize zor anlar yaşattı. Tabiki bunun da sebebi bizim kanatta oynayan oyuncularımızın kötü oluşlarından kaynaklanıyordu. Beşiktaş’ın iki beki bu maça damga vuran oyunculardı. Bizim takım yine kötü oynadı. Fakat biz bu kötü futbola alıştık yapacak bir şey yok.