Her şeyin başı eğitim…
Bu, sadece kulağa hoş gelen bir cümle değil; kalkınmışlığın, toplumsal ahengin, huzurun ve çağdaş uygarlık seviyesine yükselmenin temel taşıdır.
Dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı ülkelerin ortak bir noktası var.
Eğitim seviyeleri yüzde 100’ün üzerindedir.
İsveç’ten Norveç’e, Finlandiya’dan Polonya’ya kadar İskandinav ülkelerinde yaşayan bu toplumlar, bireylerinin eğitimle yoğrulduğu için huzurun ve refahın meyvelerini topluyor.
Sadece ekonomi değil, sokakta insanların nasıl yürüdüğü bile eğitimle ilgilidir.
Çünkü eğitim, toplumun omurgasıdır.
Tam da bu yüzden Trabzon’daki bir eğitim sorunu, yıllardır çözülememiş olmasıyla artık ciddi bir yara hâline gelmiştir.
Trabzon’un Yenimahalle, kısmen İnönü, Fatih ve Yalı mahallelerini kapsayan 100. Yıl İlkokulu, yaklaşık 9 yıldır kendi binasında değil göçebe gibi eğitim veriyor.
Başlangıçta binin üzerinde bugün ise 500’e kadar düşen öğrenci mevcudu ile, Cumhuriyet Ortaokulu’nun ek binasında, dar alanlarda, sınırlı imkânlarla eğitim görmek zorunda bırakılıyor.
Veliler yıllardır sabrediyor, çocuklar yıllardır sıkışık sınıflarda eğitim alıyor.
Oysa 9 yıl önce büyük bir hayırseverlik örneği sergileyen İş insanı Erol Tuna, bu okul için son derece modern, çağın gereksinimlerine uygun pırıl pırıl bir bina inşa etti.
Ve 6 yıl önce de bitti.
Ve sonra?
Sonrası maalesef koskoca bir “bekleyiş”…
Okul hazır.
Bina tamam.
Kapılar kilitli.
Sınıflar boş.
Tozlanmaya terk edilmiş modern bir eğitim yuvası…
Peki neden açılmıyor?
Sorunun merkezinde, iş insanı Erol Tuna’nın okulun proje okulu olarak devam etmesini istemesi var.
Ancak bölgede zaten çok sayıda proje okulu bulunduğu için, Milli Eğitim bu talebi gerekli görmüyor ve okulun ilk okul olarak hizmet vermesi gerektiğini savunuyor.
İki tarafın anlaşamaması sonucunda bedel kimlere ödetiliyor?
Çocuklara, velilere ve eğitime.
6 yıldır tamamlanmış bir okulun kapısının açılmaması, Trabzon’un eğitim vizyonuna yakışmamaktadır.
Mahalle sakinleri defalarca başvurdu, dilekçeler verildi, görüşmeler yapıldı…
Ama çözüm yok.
Her gün yüzlerce öğrenci, yürünebilecek mesafede boş duran okullarını uzaktan izleyerek başka bir binaya gitmek zorunda kalıyor.
Kimin için yapıldı bu okul?
Trabzon için.
Bu şehrin geleceği olan çocuklar için değil mi?
Ama bugün o okul sadece kuşlara, rüzgâra ve toza ev sahipliği yapıyor.
Evet sayın Vali Aziz Yıldırım su sorunun çözümü sizin elinizdedir
Trabzon Valisi Sayın Aziz Yıldırım’ın şehirde çözdüğü hızlı ve etkili birçok konu var.
Vali isterse bu sorunu bir saat içinde çözecek güce, iradeye ve yetkiye sahiptir.
Bu iş ne siyasetin konusudur ne de bürokrasinin oyalama alanıdır.
Bu, Trabzon’un çocuklarının hakkıdır.
Sayın Valim, bu pırıl pırıl okulun kaderine terk edilmesine artık bir son verilmelidir.
Eğitim beklemez.
İnsanın geleceği beklemez, ertelenemez.
Bir neslin kaybettiği yılları geri vermek mümkün değildir.
Trabzon’un 100. Yıl İlkokulu, adına yakışır şekilde tekrar kendi yuvasına kavuşmalıdır.
Veliler huzurlu, öğrenciler güvende, eğitim ise olması gerektiği gibi güçlü olmalıdır.
Ve bizler biliyoruz ki bu konuda son söz sizin ağzınızdan çıkacak.
Bir imza, bir talimat, bir irade…
Sayın Valim,
Buyurun, bu sorun sizi bekliyor.
Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.