Fener Rum Patriği Bartholomeos’un “Bu sene Trabzonspor şampiyon olacak” şeklindeki açıklaması, ilk bakışta basit bir spor yorumu, sıradan bir temenni gibi görülebilir.
Belki birilerinin hoşuna gitmiş olabilir ama ben aynı düşüncede değilim.
Belki bazıları için tebessüm ettiren, bazıları için “hoş bir jest” olarak değerlendirilen bu sözlerin ardında çok daha derin, çok daha sinsi ve şeytani bir hesap yatıyor düşüncesindeyim.
Çünkü bu kişi sıradan biri değil.
Bu açıklamayı yapan kişi, yalnızca bir din adamı değil; Pontus sevdasıyla meşhur, tarihi boyunca Karadeniz’in Türk kimliğine gölge düşürmek isteyen odakların temsilcisi konumunda olan bir figürdür.
Bayram değil, seyran değil; Papaz efendi neden Trabzonspor dedi?
Sormak lazım;
Ne oldu da Papaz Efendi birden Trabzonspor'u aklına getirdi?
Ne oldu da yıllardır Trabzon'un adını ağzına almayanlar, bugün bu şehrin en hassas damarına dokunmaya çalışıyor?
Trabzonspor’un başarısı üzerinden Trabzon halkının gönlüne girmeye çalışan bu yaklaşımın samimi olduğuna inanan varsa, ya tarih bilmez ya da olan bitene gözlerini yummuş demektir.
Papaz efendi Trabzon’u ve Trabzonspor’u neden gündeme getiriyor?
Trabzon, Türk milletinin Karadeniz’deki en sağlam kalelerinden biridir.
Trabzonspor, yalnızca bir futbol kulübü değil, bu halkın inancının, duruşunun, karakterinin sembolüdür.
Trabzonspor’un başarısı, bu milletin kendi gücüyle neler yapabileceğinin ispatıdır.
Ve bu nedenle Trabzonspor’un ismi, kimilerinin iştahını kabarttığı gibi, kimilerinin de sinsi planlarını şekillendirmektedir.
Papaz efendinin, Pontus özlemini her fırsatta dile getirmekten çekinmediği gibi 1461’de Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon’u fethederek sona erdirdiği Pontus Rum İmparatorluğu’nun hayalini hala kuran, bu şehri kendilerince bir "kayıp vatan" olarak gören bu zihniyetin, bugün Trabzonspor’a olan “sempatik ilgisi”, dostluktan değil; sinsi bir planın parçasıdır bana göre.
Tarihi bilenler, bu oyunun farkındadır.
Papazın yaptığı bu çıkış, Trabzonspor’u kullanarak Trabzon halkının gönlünü çelme, dikkatini dağıtma, kimliğini sulandırma çabasıdır.
Ne kadar da güzel bir yol seçmiş değil mi?
Halkın kutsalıyla, futbol aşkıyla göz boyamak...
Trabzonspor hiçbir yabancı elin, hiçbir "kehanetin" gölgesinde büyümeye muhtaç değildir.
Papaz efendinin demesiyle değil, milletin duası ve takımın alın teriyle şampiyon olunur.
Bu başarıyı başka anlamlara çekmek, kendi hesaplarına alet etmek istiyor olabilirler diye düşünüyorum.
Trabzon halkı, tarihin her döneminde uyanık olmuş, oyunları bozmuş, tuzakları yerle bir etmiştir. Bugün de aynı duruşa ihtiyaç vardır.
Trabzonspor’un şampiyonluğu, sadece sportif bir zafer değil; aynı zamanda bu milletin ayakta kalma iradesinin bir göstergesidir.
Onu papazın gölgesine sokmaya çalışanlara verilecek en büyük cevap; "Biz kendi dualarımızla, kendi evlatlarımızla, kendi alın terimizle şampiyon oluruz" demektir.
Son söz:
Ey Papaz Efendi!
Senin kehanetlerinle değil, bu milletin inancıyla yol yürür Trabzon.
Senin gönlünü almak gibi bir derdi yok bu şehrin.
Varsın senin dediğin olmasın,
Ama bu şehir hep dimdik ayakta duracaktır.