Türkiye ve Trabzon'da 24 gündür olduğu gibi, bu pazar günü de meydan şov yaptı...
Bayrak şov yaptı.
Darbecilere nispet yaptı.
Sivil gücün,
Silahsız kuvvetlerin kudretini gösterdi meydanlar.
 
*
Sevgiyi gösterdi.
Barışı gösterdi.
Birliği/beraberliği,
Öleceksek demokrasi uğruna ölelim; cesaretini gösterdi meydanlar.
 
*
Sakalıyla
Takkesiyle gösterdi demokrasi sevgisini,
Tespihiyle gösterdi,
 
*
Demokrasi sevgisini bayrağı ile gösterdi.
Eşiyle çocuklarıyla gösterdi.
Necip fazıl'dan,
Nazım Hikmet’ten,
Ahmet Arif'ten, şiirleriyle gösterdi.
Ozanlardan, şarkılarla/türkülerle gösterdi.
 
*
Sağdan/soldan gösterdi.
Radikal görüşten,
 Liberalden bakıştan gösterdi demokratlığını.*
 
*
İşte pazar günü İstanbul bir Meydandan 5 milyon kere gösterdi.
81 ilde milyon kere gösterdi:
Türkiye demokrattır .
Türkiye Bağımsızdır.
Türkler onurlu bir millettir... Dedi
 

İşte bir musibetin ardından hak edilmiş bir zaferin müjdesiydi bütün  bunlar.
İşte Gördük ki bu beraberlik Yüce Hakan Bilge Kaan'ın da dediği gibi:
Ey Türk!
Üstte Mavi gök çökmedikçe,
Altta yağız yer yarılmadıkça,
Senin ilini ve töreni Kim bozabilir?
 
*
Türkiye özellikle son pazar günü çok mutluydu.
Çünkü Türkiye'de bir mucize olmuş,
Birden kardeş olduğunu anlayanlar on milyonlara dönüşmüştü.
*
Adeta birimiz hepimiz,
Hepimiz birimiz için kenetlenmiştik.
Dedim ya Türkiye çok mutluydu,
 
*
On beş yıldır ilk defa siyasileri bir arada görmek muhteşem bir barıştı.
On beş yıllık gerginlik.
On beş yıllık ayrılık bitmişti.
On beş yıllık soğukluk son bulmuştu o gün.
 
*
 
Şimdi Yeni Türkiye'de,
Barış olsun.
Sevgi/saygı olsun.
Yeni Türkiye'de,
Atatürk olsun.
Türk büyükleri olsun.
Yeni Türkiye'de,
İlim olsun.
İrfan olsun.
Birlik beraberlik,
Kültür,
Sanat ve şiir olsun.
 
*
Yeni Türkiye'de öfke hitabet sanatı olmasın.
Tatlı dil,
Akıl/ fikir, ilim olsun.
 
*
Yeni Türkiye olacaksa,
Bilenlerle bilmeyenler bir olmasın.
Liyakat önemsensin,
Görevler mutlaka ehline verilsin.
 
*
Yeni Türkiye'de,
Mutlak adalet hakim kılınsın.
Garibin hakkı zengine,
Hatırlı kişiye,
Haksıza verilmesin.
 
*
 
Yeni Türkiye olacaksa, eleştirilere kulak verilsin.
"Sen sus" diyerek bilenler incitilmesin.
Fikri olanlara kulak verilsin.
"Aklını kendine sakla" gibi onur kırıcı sözler sarf edilmesin.
 
*
 
Evet, görüldü ki sözde değil,  özde biriz.
Bu birlik siyasi veya şahsi egolara heba edilmesin,
Zedelenmesin.
 
*
Kimseye mavi boncuk vermiyorum.
Pazar günü tüm liderler muhteşemdi.
Kucaklayıcıydılar.
Tecrübeliydiler.
Vakurdular.
Her biri günün önemine uygun sözler ettiler.
Ettiler ve halkımızdan gerekli takdiri de aldılar.
Kutluyorum...
 
*
 
Evet bu yeni sayfaya iyi başladık.
Türk gibi başladık.
Ama inşallah devamı da bu güzellikte olur.
Eski hastalıklara tekrar yakalanmadan,
Düşmanların keyfini getirmeden,
Israrla ve mutlaka büyük Türkiye için bir olmaya devam edelim istiyorum...
 
*
 
Demek Ki Sarı Öküz Irakmış.
 
Maalesef batılıların bu coğrafyaya ilgisi bitmiyor,
Hevesi geçmiyor.
Ve anlaşılıyor ki, geçmeyecektir.
Yaklaşık 100 yıl geri gidersek;
O zamanın sarı öküzü Osmanlıdır.
Ama önce şu "sarı öküz" fıkrasını anlatalım.
Anlatalım da kimseye "öküz" demek gibi bir maksadımızın olmadığı,
Olayın içi yüzünün anlaşıldığı bir makale olsun.
 
İşte ‘sarı öküz’ h i k a y e s i
 
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış.
Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış.
Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
  
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik.
Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik.
Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık.
Bütün suç hep o Sarı Öküz''de.
 
Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor,
Aklımızı başımızdan alıyor.
Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz.
Sizle bir sorunumuz yok.
Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
 
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak,
"Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara.
Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
  Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz.
Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız.
Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor.
Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz.
Oysa sizler normal kuyruklusunuz.
Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
 
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış.
Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
  Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle.
Sonunda öküzler zayıflamış,
Aslanlar küstahlaşmış.
Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek,
"Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken,
Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride.
İçlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı?
Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli
"Biz" demiş, "Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik.
 
İşte "Ne istediniz de vermedik" durumu da budur.
İşte batı dünyası Osmanlıya saldırıp içimizdeki Arap din kardeşlerimize güzel masallar anlatarak onları saflarına çektiklerinde felaketler de bu yüzdendir.
 
Asrın sonlarına doğru Aslan kral değişmiş, yeni kral Amerika,
Yeni düzenlemeler için bahaneler arıyor;
Irak'ı gözüne kestiriyordu.
 
*
Türkiye hariç nerdeyse tüm Arap ülkeleri, yani Irak'la soydaş ülkeler,
Ayrıca dindaş ülkedirler.
O fıkrada olduğu gibi ‘eyvallahçı’ bir tutumla susarken,
Irak kuzeyini kaybediyordu.
*
Aynı kral Yani Amerika 10 yıl sonra tekrar geliyor, Irak'ın tüm devlet yapısını Saddam'ın başına geçiriyor...
Vaktiyle nice vaatlerle Osmanlıdan kopartılan Irak'ı baştan sona tarumar ediyor...
Ses var mı sürüden?
Tabi ki yok.
 
*
Sonra "iklim çok uygun; her bahar birini yutalım bu devletlerin" diyor kral ve arkadaşları.
İşte Tunus,
İşte Libya.
İşte Mısır.
İşte Suriye ve işte şimdi de sıra Türkiye'de.
Çünkü alışmış açgözlü Kral,
Müslüman yemeden doymuyor artık.