Transfer dönemleri, Trabzonspor için oldum olası hayal kırıklığı ile geçmiştir.
Önümüzde örnekleri çokça mevcut…
Hele ara transfer dönemi paranız varsa kaliteli oyuncu alabilirsiniz…
Paranız yoksa da son gün artıklara mahkum kalırsınız!
Hiçbir transfer döneminde oyuncuların zamanında kampa yetiştiğini görmedik.
16 Ocak’ta Atiker Konyaspor ile kupa rövanşı var.
Rıza Hoca, bas bas ‘Kanat forvet, sol bek ve stoper şart’ diye bağırıyor.
Ancak mali anlamda eli kolu bağlı yönetim de sessizliğe gömülmüş…
Üstelik Mas’ın gidecek olması haftalar öncesinden kesinleşmesine rağmen yeni bir sol bek takviyesi bile henüz yapılamadı.
Çünkü kasada para yok.
İstenen oyuncular ya çok pahalı ya da kulüpleri naz yapıyor.
Trabzonspor yönetiminin ikinci yarı için bir hedefi var mı?
Zira sezon başında koyulan şampiyonluk hedefi Ersun Yanal döneminde yaşanan skandal sonuçlardan sonra şampiyonlar ligi olarak revize edilmişti.
Rıza Çalımbay’ın gelişi ile de yeni hedef Türkiye Kupası olarak belirlendi.
Eldeki mevcut kadroya bakıldığında bireysel anlamda çok kaliteli isimler olduğu muhakkak.
Ancak takım olma, saha içinde aynı dili konuşma konusunda henüz beklenen seviyeye ulaşılmış değil.
Bu da oynanan oyuna yansıyor, futbol keyif vermiyor.
Şu bir gerçek;
Mas’ın yeri mutlaka Arjantinli’den daha üst düzey bir sol bekle doldurulmalı.
Naçizane fikrim…
Mesala Sakıb, Trabzonspor’un aradığı bir sol bek mi?
Yoksa günü kurtarmak adına istenen bir oyuncu mu?
Mesela Aziz Behich…
Sakıb ve Mas’tan daha efektif, daha üretken özellikte.
Özellikle Şenol Güneş döneminde yıldızı iyice parlamıştı.
Sol bek mevkiinin yanı sıra sağ bek, ön libero ve sol kanatta da görev yapabiliyor.
Alınabiliyorsa Aziz Behich, Trabzonspor’a katkı sağlayabilir.
Savunmada olduğu gibi hücumda da çok etkili bir oyuncu.
Bu özelliği istatistiklere de yansımış durumda.
15 maçta 5 gol atıp, 1 asist yapmış.
Kanat forvet ihtiyacını da fazlasıyla karşıyabilecek bir oyuncu.
Eğer sol bek transferine para harcanacaksa Aziz Behich tam isabet olur.
En azından Türk futbolunun içinde, ligin tozunu yutmuş bir isim.
Gündemdeki Çek futbolcu Filip Novak, kapalı kutu.
İstatistikleri de ortada.
Trabzon’a ve lige uyum süreci de gözönüne alınmalı ve sol bek tercihi çok iyi yapılmalı.
 
Castillo Ve Bongonda
 
Şenol Güneş’in son yıllarda parlatıp Türk futboluna yeniden kazandırğı isimleri görünce insanın aklına şu soru geliyor;
Acaba Castillo ile Bongonda Şenol Güneş’in elinde olsaydı performansları nasıl olurdu?
Rıza Çalımbay’ın elinde işlenmemiş büyük cevherler var.
Öncelikle Castillo ile kalması durumunda Bongonda’yı mutlaka çok iyi işlemeli ve kazanmalı.
İkisi de çok yetenekli oyuncular.
Ancak dediğim gibi işlenmeye ihtiyaçları var.
Şu ara transfer döneminde bu iki oyuncunun gönderilmesi halinde yerlerinin nasıl dolacağı da soru işareti.
Ve Sosa;
Arjantinli oyuncu büyük umutlarla transfer edildi.
Hazır olmadan Ersun Yanal döneminde oynatılınca olmayan gücü tükendi.
Hayal kırıklığı yaşattı.
Antalya kampında Rıza Hoca kendisine güç depolatıyor.
Arjantinli yıldız eğer Beşiktaş’taki Sosa dönemine dönebilirse ikinci yarıda Trabzonspor’u alır yukarılara taşır.
Aksi taktirde hem bonservisine hem de kendisine verilen paralar kapatılması zor büyük bir enkaza dönüşür.
Stoper aramanın bir anlamı yok.
Evet sezonun ilk yarısında sakat ve cezalı oyuncuların çokluğundan ötürü savunmada alternatifsiz kalındı.
Ancak mali tabloyu da düşünerek alt yapıdan alınan Hüseyin Türkmen’e güvenmek gerekiyor.
Kamp döneminin en dikkat çeken isimlerinden biri olduğunu gördük.
Hazırlık maçlarında da kalitesini gösterdi.
Rıza Çalımbay’ın da Hüseyin ile ilgili düşünceleri ortada.
Çok iyi bir alternatif olacağı muhakkak.
Hatta kendisini geliştirirse formayı ağabeylerinden alabilecek kalitede bir stoper.
Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür örneği önümüzde.
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Antalya’daki TSYD seminerinde ne demişti; “Trabzonspor 40 yıl önce doğruyu yapıyordu. Trabzonspor eskiden futbolcu yetiştirir ve bu isimleri satarak büyük paralar kazanırdı. Trabzonspor'un şu anda satılabilir tek oyuncuları, kendi ürettiği oyuncular. 40 sene önce doğruyu yapan Trabzonspor şimdi neden bu hale geldiğini sorgulamalı?”
Artık yönetimler, alt yapı oyuncularına güvenmek zorunda.
Trabzonspor’un kurtuluşu kendi geleceğinde.
Bunun farkına bir türlü varamıyoruz.
Artık varmalıyız.
Kaybedecek neyimiz kaldı?